‘3-K’ yı tanıyalım

Uğur DÜNAR
Haberin Devamı

Onca vurgun, yolsuzluk ve avanta kapısı yetmiyormuş gibi, merhum Özal'ın başbakanlığı sırasında şu garip milletin başına, bir de kumarhane belasını musallat ettiler.

Neymiş efendim, ‘‘casino’’lar döviz getirecekmiş! Haydi canım sen de! Sorarım size; kumarhanelerin ilk örneklerinin açıldığı Topkapı'daki üç yıldızlı Olcay Oteli'yle, Kumburgaz'ın artık denize bile zor girilebilen kıyılarındaki unutulmuş Marin Motel'e gelen yardıma muhtaç görünümlü turistler mi döviz bırakacaklar?

Sözü fazla uzatmadan, asıl amacı hemen söyleyeyim: Kumarhaneler, yeni bir vurgun ortamı yaratıp, devletin de yardımıyla halkın soyulması amacıyla açıldı. Tabii bu arada, bazı siyasetçilerle, rüşvetçi bürokratlara önemli avantalar sağlandı.

OLMADI, OLMADI, OLMADI!..

‘‘Casino’’ belasının toplumlarda yarattığı çöküntüyü ve kara para ile olan bağlantısının ekonomiye vurduğu darbeleri, dünyadaki örneklerinden bildiğimizden o yıllarda bu furyanın önüne geçebilmek için çok uğraştık.

‘‘Casino’’lardaki hileli makineleri sergiledik, olmadı.

Döndürülen tezgâhları, kaçırılan müthiş kazançları belgeledik, aldıran çıkmadı.

Yüzlerce kaçak oyun makinesinin depolandığı yerlere girdik, kimse üstüne gitmedi.

Kart sisteminin işlemeyeceğini, parayı bastıran herkesin adeta yolgeçen hanlarına benzeyen ‘‘casino’’lara girebileceğini kanıtladık, yine kimse umursamadı. Kısacası biz anlattık, tüm sorumlular görmezlikten geldi. Yıkılan yuvalar, çöken aileler, kumarda kaybedenlere atılan dayaklar, yapılan işkenceler, her şeyini yitirdikten sonra çareyi ölümde arayanların intiharları, vicdanlarını ‘‘casino’’lara teslim eden satılmışlara hiçbir mesaj vermedi.

Buna karşın, ne zaman kumarhanelerin Türk vatandaşlarına kapatılması gündeme gelse, kumar lobisinden hep aynı terane yükseldi:

‘‘Aman, eğer buralar kapanırsa, halkımız yeraltı batakhanelerine gider ve oralarda başlarına her türlü bela gelir!’’

Evet sevgili okurlarım, Mustafa Tınaz Titiz'in dışındaki tüm sorumlu mevkideki politikacılar, kumar lobisinin takılmış bir plak gibi tekrarladığı bu masalı yutmak zorunda kaldılar.

Bunların hiçbiri lobicilere karşı çıkıp, ‘‘Yahu kendi halindeki bir ev kadını, lüks oteldeki ‘casino'ya kolaylıkla gidebilir, ama barbut atılan, esrar içilen bir yeraltı kumarhanesine yaşamı boyunca adım atamaz’’ diyemedi. Onları ellerinden tutup bir öğleden sonra, sanki bir genel kurul toplantısına gider gibi akın akın ‘‘casino’’lara koşan kumar kurbanı kadınları gösteremedi.

RANT KAVGASI

Kumarhanelerin tüm hızıyla, gece-gündüz çalıştığı yaklaşık 10 yıl boyunca, yeni kumar zenginleri, krallar, hatta imparatorlar türedi. ‘‘Casino’’lardaki makineler, aynı zamanda uyuşturucudan sağlanan kara paraların aklandığı araçlar olarak kullanıldı. Ömer Lütfü Topal, 5 yıl gibi, kaşla göz arası sayılabilecek bir sürede, yaklaşık 200 trilyonluk servetin sahibi oldu. Kasasına 300’e yakın tapu koydu. Öteki kumarhane sahipleri de jet hızıyla köşeleri döndüler. Bunlar vergiden kaçırdıkları inanılmaz kazançlarla, Türkiye'nin cennet köşelerinde rant fırtınaları yaratan gayrimenkuller aldılar, seçkin antika ve resim koleksiyonlarının sahipleri oldular. Ülkeden kaçırdıkları paralarla, Romanya'da, hatta Amerika'nın Las Vegas'ında bile ‘‘casino’’lar açtılar.

Türkiye'de kumar olur da, uyuşturucu olmaz mı?

‘‘Casino’’lar, bunun da çaresini bulmakta gecikmedi. Hollanda-İspanya bağlantılı kokain tacirleri hemen kumarhane ortağı olup, müşterilerine adeta şeker ikram eder gibi, kokain sunmaya başladılar.

KUMAR VE SİYASET

Terörle mücadele ederken, terörü besleyen uyuşturucu trafiğinin üstüne oturan çeteler, çok geçmeden bu bağlantıyı görüp, kumarhanelerdeki korkunç ranttan pay kapmak için kolları sıvadılar.

Kod adı ‘‘Yeşil’’ olan eski terörist, çeteleri kullanarak, ‘‘ölüm listesi’’ndeki Ömür Lütfü Topal'dan tam 17 milyon doları, işte bu kumpas içinde kopardı. Öteki kumarhanecilerden de başkaları, benzer yöntemlerle haraç kaptı.

Eğer büyük bir sürpriz olmazsa, ‘‘casino’’lar yakında kapanacak.

Böylece Türkiye, sosyal faturası çok ağır olan bir beladan geç de olsa kurtulmuş olacak. (Bunların Kıbrıs'a taşınması da çözüm değil.)

Susurluk'taki kazadan sonra ortaya koyduğumuz gerçekler gösterdi ki, her şey bazılarının istediği gibi gitmiş olsaydı, uyuşturucu parası ve kumar rantıyla sağlanan güç, ülke siyasetini ipotek altına almakta gecikmeyecekti.

NOT: ‘3-K’ kumar, kokain ve kara paradan oluşmaktadır.

Yazarın Tüm Yazıları