Paylaş
THY’nin bu aralar en büyük derdi, Atatürk Havalimanı’nda ‘İstanbul Lounge’ özel yolcu salonunu kullanan yolcular arasında uçak kaçırma oranlarının yüksek olması. Neden mi? İşte cevabı
THY’nin İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ndeki CIP salonu başa bela oldu. Yolcular giriyorlar, çıkmak bilmiyorlar. Hatta yemeye-içmeye öyle dalıyorlar ki her 100 yolcudan en az üçü uçak kaçırıyor. Ya da en az 10 yolcu da son dakika uçağa biniş için kapıya zar-zor yetişiyor.
Bunun nedeni bir kusur değil. Nedeni; mükemmellik. Müthiş bir salonda, sürekli düzenlenmiş bir yemek festivali var.
Bir köşede mantı yapılıyor. Yüzünden tebessüm eksik olmayan bir hanım harika mantıları önünüzde açıp pişiriyor. Bir tarafta gözleme. Yiyip yiyebileceğinizin en iyisi. Lezzetli. Peynirli ya da ıspanaklı. Ben pilates yapıyorum diye üstüne tereyağı da sürdürüyorum.
Bir başka köşede harika kıymalı, peynirli ve ustanın kendi karışımı pideler. İddia ediyorum, bir başka yerde bu kadar lezzetlisini ve tabii hijyenik şartlarda imal edilmiş temizini bulamazsınız. Gözlerinizin önünde mükemmel karışımlarla hazırlanıyor.
Bir köşeden sokak simidinin dayanılmaz kokusu geliyor. Yanında Vakfıkebir’in Alp Dağları’ndaki sütlere savaş açmış tereyağı var. Sürüyorsunuz ve yiyorsunuz. Beyniniz, damağınızdan önce lezzet sinyallerini veriyor.
YEMEK RESİTALİ
Köftelere ne demeli? Kahvaltılıklar çeşit çeşit. Domatesler, salatalıklar, peynirler taptaze. Omletler yumurta kokmuyor. Menemen şahane. Sistemin patronu Turkish Do&Co. Ama Do&Co’nun Viyana merkezli patronu Attila Doğudan’ın gözleri salonun üzerinde.
Bir küçük benzeri Moskova’da, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda açıldı. Hedefte Londra Heathrow, Paris Charles de Gaulle ve New York JFK havalimanları var. Do&Co Kurumsal İletişim Müdürü Şeyda Güven Tarakçıoğlu yeni yerler arandığını söylüyor. O yerler başka havayollarına da açılacak, bağımsız ticari işletmeler olacak.
Salonun içki, içecek yelpazesi çok geniş. Almatı’dan gelip örneğin Cape Town’a uçacak bir yolcu bekleme zamanında business class veya özel yolcu programı kartı varsa, salona girdiğinde aklını oynatıyor. Böyle bir yer neredeyse dünyada yok. Yiyor içiyor. Bütün coğrafyalardan yemekler buluyor. Bu salonda her saat, her milletten insan oluyor. Çoğu neredeyse giderken bıraksanız yiyeceklerden bir de paket yaptırıp alıp gidecekler. Eee yapan da oluyor. Özellikle Orta Asya ülkelerinden gelip giden, mal götürüp sık uçtukları için kart sahibi olanlar çatal bıçaktan içeceklere kadar birçok şeyi de alıyorlar... Yani çaktırmadan götürüyorlar...
Çift katlı salonda, televizyon izleme bölümü, çocuk oyun alanı, kütüphane, bilardo masası, dinlenme için 5 yıldızlı otel konforunda odaları, sanal golf köşesi, uzmanların harika masajı inanılır gibi değil.
Kapısı dünya standardında dışarı açılan temizliği dorukta tuvaletlerine dünyadaki havalimanlarında pek rastlayamazsınız. Sanal golf ya da otomobil yarışı eğlenceyi de getiriyor. Otomobil pistinin bir kenarında da Boğaz’ın Ortaköy sahilinde yapılan Turkish Do&Co’nun otelinin maketi var. Hızla önünden geçebilirsiniz... Uçak beklerken zaman da uçuyor. Zamanı fazla uçuranlar da uçağı kaçırıyor.
Kimi yolcudan uçak saatinden en az üç saat önce gelip salonun saltanatını sürüyor.
İSTANBUL LOUNGE’IN EKSİLERİ
Bu kadar mükemmel bir salonun eksileri yok mu? Var tabii. Daracık bir koridorda güvenlik kontrolü, sıkışmış bir pasaport kulübesi var. Salona girişte sağınızdaki siyah bez kaplı atık kutusu mide kaldırıyor. Bunu düzeltmeyi bir türlü beceremiyorlar. Oysa o görkeme muhteşem bir giriş gerekli. Hava tarafındaki giriş ise harika. Sorun yok. Ama herkes o kötü yerden girmeyi ayrıcalıklarının bir parçası olarak haklı nedenle kullanmak istiyor.
Salonda uçak için anons yok. Bu da ses kirliliğini önlüyor. Üst katta yanlış tasarım yüzünden oluşan ‘dedikoducu’ akustiğe katılıp insanı çıldırmaktan kurtarıyor. Ama uçağınızı izleyeceğiniz ekranların da seviyesi yüksek. Kontrast ayarları iyi ama boynunuzu kaldırıp bakmak zor. Yukarı doğru bakarken dikkatiniz dağılıyor, satırları karıştırıyorsunuz. Bu yüzden uçak kaçıranlar bile var. Aşağıya almak lazım.
Bir de sigara salonu yok. Yani sigara elbette sağlığa çok zararlı ama transit ağırlığı artan salonda, dışarı çıkamayan yolcular bağlantıyı beklerken bu salonda bu çok zararlı konfordan yararlanamıyorlar. Sinirleniyorlar. Proje müellifi mimar bir ek yapılmasına karşı çıkıyor. Neden çıkıyor, ticari bir işe neden taş koyuyor, anlamıyorum...
Siz de millerinizle bir kart sahibi olup bu müthiş salonu kullanmanın yolunu bulun. Daha fazla anlatırsam sinirleriniz bozulacak.
İşte Ada’nın uçağı
Pegasus Havayolları, önümüzdeki günlerde filoya katılacak olan Boeing 737-800 model en yeni uçağının üzerine Ada Eminağaoğlu’nun çizdiği resmi boyadı. Ada’nın ismini de
uçağa verdi.
9 yaşındaki Ada, ‘Dünyanın En Güzel Hediyesi’ kampanyası kapsamında bu yıl düzenlenen ‘Hayalindeki Tatil’ temalı resim yarışmasını kazanmıştı.
Boeing’in Seattle’daki fabrikasında gerçekleştirilen boyama sırasında resmin uçağa giydirilmesi için 10 kişilik ekip 5 gün boyunca, günde üç vardiya olarak çalıştı. Uçağın resimle giydirilmesinde 22 farklı renk ve toplam 230 litre boya kullanıldı.
Paylaş