Bir uçuşta her şeyin mükemmelini bir arada yakalamak çok kolay değil.
Geçen hafta çarşamba günü Paris’ten İstanbul’a TK1822 seferiyle uçtum. Uzun bir aradan sonra ilk defa düzgün bir kabin ısısında seyahat ettim. Kabin sıcaklığı 22 derece civarındaydı. Uçağa bindiğimde ısı sanırım 20 dereceydi. Sonra iki derece daha arttı. Uçaktaki fırınlar, yolcunun ısısı ve kapıların kapanmasıyla içeride hâkim ısı dengeli bir şekilde 22 derece civarında seyretti. Kabin içi ısısının aşırı olmaması ve dengeli seyretmesi yolculuk için önemli bir konfor. THY uçaklarında uçak içi genellikle çok sıcak olur. Bu da yolcunun konforunu bozar. Aşırı ısıda vücuttaki su kaybı hızlanır. Terlemeyle kabin içine ağır bir koku siner. Yemeklerin ısıtılmasıyla oluşan koku, ağız kokuları, sıcak ortamda uçağın içini dayanılmaz hale getirir. Dünya standardı da yani kabin içi ısısı da 20-22 dereceler civarında. Örneğin Lufthansa uçaklarına binince neredeyse titrersiniz ama sonraki zamanlar düşük ısı sayesinde konforlu bir uçuş yaparsınız. Çok üşüyen yolcular battaniye alarak ısınabilirler ama ağır sıcak kalp krizine kadar birçok sorunu uçak-uçuş korkusuyla birlikte tetikleyerek ciddi sorun yaratır.
KONFORLU UÇUŞUN KEYFİ
TK1822’de kabin ısısının iyi ayarlanması ve sürekli kontrol edilmesi sayesinde kimse üşümedi, terlemedi, yemek kokuları kabin içinde rahatsız edici bir şekilde salınmadı, ağız kokuları başka hayatlara karışmadı. Kabin ekipleri kendilerini değil, yolcunun konforunu düşününce sonuç böyle iyi oluyor. TK1822’de Kabin Amiri Sevilay Civan, yüzünden gülüşü eksik olmayan Gülcan Göçmez bu dikkatli ekibin liderleriydi. Yeni kabin amiri olup da bir alıştırma uçuşundaki Tezay Zaralı Yavuz, Evrim Talih, Seval Cevirgen, Özge Kaleli, Özge Ersoy önemli bir profesyonellik sergiledi. Yemekler uygun şekilde ısıtılmıştı. İkram zamanlama akışı düzgündü. Böyle uçuş çok keyifli oluyor. Kuşkusuz uçuşun bir keyfini ve güvenini pilotlar sunuyor. Kaptan Mahmut Kaplanlı ve First Officer Kaan Ergen kalkıştan-inişe harikaydı. Atatürk Havalimanı’nın 05 pist başına mükemmel indiler. Yaklaşmaları, teker koyuşları, reverse açışları tam da olması gerektiği gibiydi. ındik ama gelgelelim yine açığa, S11’e park edildi. Olabilir, her zaman köprülerde yer olmayabilir. ıstanbul’da müthiş bir yağmur yağıyordu ama handlig şirketi tentesiz bir merdiven getirmişti. Uçaktan otobüse koşana kadar sırılsıklam olduk. Bu TGS için hep bekliyorum, bir gün adam olur mu diye...
ISI COPU
Okyanus aşırı uçuşlarda eskiden çok alkol alan yolcular arasında sık sık kavga çıkarmış. Kabin ekipleri ve pilotlar yolcuları sakinleştirmekte zorlandığı için, pilotlar kalkıştan bir süre sonra kabin ısısını iyice yükseltirlermiş. 26-27 dereceleri geçtiği olurmuş. Aşırı sıcak yüzünden, hızla su kaybı nedeniyle uykuları gelen yolcular alkolü fazla kaçırmadan bu yöntemle kontrol altında tutulurmuş. Buna da pilotlar ‘ısı copu’ adını takmış. Havayolu şirketlerini denetleyen Skytrax, internet sitesi üzerinden yolcu yorumlarını yayınlıyor. THY ile ilgili pek çok övgü var ama kabinde en büyük şikâyet konusu aşırı sıcak.
Uçakta 10 kusurlu hareket
1. AÇIK TUVALET KAPISI: Birçok yolcu, uçakta tuvalete girdiğinde kapıyı kapatmayı unutuyor. Özellikle tuvaletlere yakın olan koltuklarda oturan yolcular, kapıyı kapatmadan büyük gürültüyle burnunu sümküren, gargara yapanlara sinir oluyor. Tuvaletle ilgili bir başka sorun da eğer yanınızdaki yolcu uyuyorsa rahatsız etmeden, üzerinden atlayarak geçebilmek. Eğer bu mümkün değilse, saatlerce sıkıntı içinde oturmak zorunda kalabilirsiniz.
2. KOLTUK CEBİNDE UNUTULAN KUSMUK TORBASI: Her koltuk cebinde kusmuk torbası bulunur. Midesi bulanan yolcu, bu torbayı kullandıktan sonra psikolojik olarak saklamak, göz önünden uzaklaştırmak ister. Ağzı kapatılmadan koltuk cebine konulan torba akmaya ve çok kısa süre içinde kokmaya başlar. Bazen bu torbalar uçak yerdeyken yapılan temizlikle unutulur ve sonraki seferde yolcunun karşısına çıkar.
3. ÇORABINI ÇIKARAN YOLCULAR: Uzun süren uçak yolculuklarında basınç farkı, saatlerce aynı koltukta hareketsiz oturma neticesinde ayaklarınız şişer. Önce ayakkabılar çıkar; bunu çoraplar izler. Bir de yolcu çıplak ayağını öndeki koltuğa veya koridora doğru uzatırsa...
4. KOKAN YİYECEKLER: Havayolları artık kabinde ikramı kısıtlıyor. Hatta satıyor. Bazı yolcular da yemeklerini yanlarında getiriyor. Yapılan araştırmalar kabinde en çok kokan yemeklerin başında kızarmış tavuğun geldiğini ortaya koyuyor. Kızartılmasının üzerinden birkaç saat geçtiğinde tavuğun kokusu tüm kabine yayılıyor. Uzakdoğu uçuşlarında verilen bölgesel yemeklerdeyse soya sosu kokusu çekilmez hale gelebiliyor.
5. ‘MILE HIGH’ GİRİŞİMLERİ: Özellikle uzun ve gece yapılan uçuşlarda yolcuların en büyük fantezilerinin başında uçakta sevişmek geliyor. Havacılık literatürüne ‘Mile High’ olarak giren uçakta sevişmenin favori mekÂnı tuvaletler. Bazı yolcular ikili koltukta battaniye altını da tercih edebiliyor. Ama bu tür olaylar o anda uyanık olan yolcular tarafından hiç hoş karşılanmıyor.
6. OMZUNUZDA UYUYABİLİR MİYİM: Yanınızda oturan tanımadığınız bir yolcuyla saatlerce uçuyorsunuz. Siz uyuyamazken yan koltuktaki yolcu önce büyük bir gürültüyle horlamaya başlıyor. Arkasından da başını omzunuza dayıyor. Çaktırmadan atılan ufak bir dirsek darbesindeyse uyanmıyor.
7. FAZLA YATAN KOLTUK: Havayolları şirketleri kabinde koltuk aralıklarını daha da daraltıyor. Tam yemek yerken veya ekrandan film izlerken bir anda öndeki koltuk üzerinize doğru geliyor. Veya uçakta yolcunun en temel hakkı olan ‘koltuğunu geriye yatırma’ girişiminiz başarısızlıkla sonuçlanıyor. Çünkü arkadaki yolcunun sizin koltuğunuza dayadığı dizleri buna izin vermiyor.
8. HİÇ DURMADAN AĞLAYAN ÇOCUKLAR: Kabin basıncında oluşan farklılık, özellikle iniş-kalkış sırasında hareket serbestliği olmaması bebek yolcuları rahatsız ediyor. Tepkilerini de ağlayarak veriyorlar. Bu durum pek çok yolcuyu çıldırtıyor. Bazı yolcuların, çocuklarının bezlerini oturdukları koltukta hatta yemek masasında değiştirme girişimleri de sinirleri altüst ediyor. Arka sırada oturan çocuk yolcunun sürekli koltuğunuzu tekmelemesiyle de karşılaşabilirsiniz.
9. YÜKSEK SESLİ MÜZİK DİNLEMEK: Tam uyumaya çalışırken yandaki yolcunun kulaklıktan dinlediği yüksek sesli müzik veya başka bir yolcunun komedi filmi seyrederken attığı kahkahalar da sizi sinir krizine sokabilir.
10. BİLGİSAYARDAN PORNO FİLM İZLEMEK: Artık uçak yolcularının neredeyse yarısı dizüstü veya tablet bilgisayarlarını yanında taşıyor. Bazı yolcuların erotik hatta porno filmler izlemesi özellikle aileleriyle uçan yolcuları rahatsız ediyor.
YOLCULAR NEYE SİNİRLENİYOR
Kokpit’in Facebook sayfasında yaptığımız ankete katılanlardan da benzer cevaplar aldık. Türk yolcuyu bunlara ek olarak en çok alçalma veya iniş sonrasında uçak pist içinde yavaşlarken açılan cep telefonları tedirgin ediyor. Telefonun sinyal almasıyla birlikte gelen mesaj uyarı sesleri, hatta “Uçak 10 dakikaya iniyor. Havalimanına geldiniz mi” soruları yolcuları çıldırıyor. Bazılarıysa sürekli etraftaki yolcuları takip ediyor. Uçuşta cep telefonunun güvenli uçak modunda açılmasına bile itiraz edebiliyor.
KOL KOYMA YERİ KAVGASI: Ortada oturan yolcuların en büyük derdi kol koyma yerini kaptırmamak. Önce hafif itişmeyle başlayan mücadele kavgaya bile dönüşebiliyor.
İNİNCE HEMEN AYAĞA KALKMA: Türk yolcu psikolojik olarak uçağın pisti terk etmesini beklemeden kemerini çözüyor; ayağa kalkmaya ve kapıya doğru ilerlemeye çalışıyor. Pilotların ani fren yapmasıyla her an sağa-sola savrularak yaralanma tehlikesi yaşanıyor.
BİNİŞTE KOLTUK NUMARASI ARAMA: Yolcu örneğin 32C’de oturmasına rağmen ilk sıradan itibaren yerini aramaya başlıyor. Koltuğuna ağır ağır ilerliyor. Uçağa biniş sırası uzuyor. Arkada onlarca yolcu bekliyor.
YOLCULUK NEREYE: Hiç tanımadığınız bir yolcu her an size bu soruyu sorabilir!
BAŞ ÜSTÜ DOLAP İŞGALİ: Baş üstü dolapları, her yolcunun yanına alacağı kabin ölçülerine sahip tek bir çantanın sığacağı büyüklükte tasarlanıyor. Dört-beş parçayı kabine sokan, başka yolcularının alanını da işgal ediyor. Eğer uçağa geç bindiyseniz, kabin çantanızı koyacak yer bulamayabilirsiniz.