Londra Heathrow, dünyanın tepesindeki en büyük transfer merkezidir. Uzakbatı’yı Uzakdoğu’ya bağlar ama yolcular bir kargaşanın içinden geçerler.
Oysa Atatürk Havalimanı, hızla büyüyen THY dışında da birçok alternatifleri ve sunduğu konforla hem doğuya hem de batıya kapı komşusu gibi bağlandı. Üstelik yenilenen pisti de açılıyor
İstanbul Atatürk Havalimanı, artık bu coğrafyanın en büyük transfer merkezi. Balkanlar, Ortadoğu ve Kazakistan’ın sonundan neredeyse Çin’in içindeki bir bölüme kadar uzanan coğrafyadan yolcular geliyor, yolcular gidiyor; Atatürk Havalimanı’nı kullanıyorlar. Kimi, bir gün ara verip İstanbul’u geziyor. Kimi Almatı’dan gelip, iki-üç saat Atatürk Uluslararası Havalimanı’nda müthiş salonlarda yiyip-içerek, dinlenerek, isterlerse otelde istirahat ederek zaman geçiriyor. Sonra da bir bakıyorsunuz Cape Town ya da Sao Paola’ya uçuyorlar. Londra Heathrow, dünyanın tepesindeki en büyük transfer merkezidir. Oraya uçanların çoğu Uzakbatı ya da Uzakdoğu’ya kolayca transfer olurlar. Ama bir kargaşanın içinden geçerler. Atatürk Havalimanı, hızla büyüyen THY dışında da birçok alternatifle doğuya ve batıya kapı komşusu gibi bağlandı.
50 MİLYON YOLCU
Yolcu sayının yıllık 50 milyona çıkması hedeflenen Atatürk Havalimanı, askeri bölgenin de katılmasıyla devleşecek. Dünyanın en büyük yolcu uçaklarının rahatça inip kalktığı havalimanının yenilenen pisti de açılıyor. Frenlemeyi kısaltan, özel kaplamalı pistin dışında yeni bir pist için de projelendirme çalışmaları yapılıyor. Ulaşımı kolay, kentin dokusunda, transfer imkanı çok yüksek, bağlantıları sınırsız Atatürk Havalimanı büyürken en kolay kullanımlı havalimanı olma özelliğini de koruyor. Yatay uzanan bir yapıyı yolcular dikey kullanarak, kolayca pasaporttan geçerek kapılara ulaşabiliyor. Duty Free’leri, restoranlarıyla çok da eğlenceli bir havalimanı olan Atatürk, yabancı yolcuları mutlu ediyor. Yatırımlar durmaz ve DHMİ planladığı gelişim çizgisini sürdürürse, bu havalimanı gelecekte yine vazgeçilmez olacak. DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, Hava Trafik Kontrolü’nden SMART Projesi’ne, havalimanı ışıklandırmalarından taksi yollarına kadar her şeyi masaya yatırdı. Yeni adı 05/23 olan pistten başlayarak bir dizi gelişim Atatürk Havalimanı’nı bekliyor.
İŞTE YENİLENEN PİSTİN ÖZELLİKLERİ
Yeni adı 05/23 pisti: Havalimanında gerçek kuzey ile manyetik kuzey arasındaki sapma açısı ele alınarak yapılan değerlendirmede 06/24 pistinin adı 05/23, 18/36 sağ ve sol pistleri de 17/35 sağ ve sol olarak değiştirildi. Pist 300 metre uzatıldı: Toplam uzunluk 2 bin 600 metreye yükseltildi. Ortadaki çökme giderildi: Yaklaşık yedi metrelik kod farkı zemine yapılan özel dolguyla giderildi. Pistin altına 6.5 milyon ton dolgu malzemesi 300 bin kamyon seferiyle taşındı. Frenlemeyi artıran asfalt: Yüzeye dökülen asfaltta kobalt taşı kullanıldı. Frenleme katsayısını artıran asfaltla uçaklar daha kısa mesafede duracak. Suyu tahliye ediyor: Yağmurlu havalarda aquaplaning olarak adlandırılan uçağın tekerleklerinin pist yüzeyiyle teması kesilerek oluşan kazalar yeni asfalt sayesinde ortadan kalkıyor. Hızlı çıkış yolları: Piste eklenen hızlı taksi yolu çıkışlarıyla uçaklar 06/24 pistini daha hızlı terk edebilecek. Kategori 3: Yeni Aletli Yaklaşma Sistemi (ILS) ile pist kategori 3 (CAT3) standartlarına yükseltilecek. Temmuzun ilk haftasından itibaren hizmete girecek sistemle yaklaşma limitlerinin düşük olduğu havalarda, uçaklar emniyetli bir şekilde inebilecek.
Yolcu uçaklarında tek pİlot tartışması
Brezilyalı imalatçı Embraer’in ortaya attığı tek pilotlu yolcu uçağı konsepti, havacılık dünyasında yeni bir tartışmayı başlattı. Pilotsuz yolcu uçaklarına geçiş için önemli bir adım sayılan teknolojinin, 2020’den itibaren öncelikle bölgesel uçaklara uygulanması planlanıyor.
TEKNOLOJİ GELİŞTİ
Embraer’in belirli koltuk sayısına sahip bölgesel uçaklarda yapmayı hedeflediği bu yeni uygulama, ileri teknolojiyle hayata geçecek. Hava trafik kontrol sistemlerindeki ilerleme sayesinde 2020’den itibaren pilotlar yerle konuşmadan uçabilecek. Gerektiğinde uçakların yönlendirilmesi, yerden yapılacak müdahalelerle gerçekleşecek. Bu konuyla ilgili bir başka çalışma da kokpitteki iş yükü. Özel hazırlanan checklistler sayesinde artık birçok kontrol, bilgisayar yardımıyla yapılabiliyor.
TALEP ŞİRKETLERDEN
Embraer, bu talebin havayollarından geldiğine dikkat çekiyor. Şirketler artan maliyetler nedeniyle pilot sayısını bire düşürmek istiyor. Tabii ki öncesinde otoritelerin kural değişikliği yapması ve sendikaların buna onay vermesi gerekiyor. Ancak burada en büyük sorun yolcu psikolojisi. “Kokpitte tek pilot var” sözü bile birçok yolcunun uçuş korkusunu tetikliyor. Embraer, ancak uçakların yerden kontrol sisteminin tam olarak çalışmaya başlamasından sonra tek pilot için denemelerin yapılacağına dikkat çekiyor.
Uçakta ayran domates suyunu solladı
Son günlerde özellikle Türk Hava Yolları’nın iç hatlarında en çok talep edilen içeceklerin başında ayran geliyor. Hatta ayran, domates suyunun tahtını ele geçirmiş durumda. Mayıs 2006’dan bu yana THY uçaklarında her iç hat seferi için birer litrelik üç şişe ayran yükleniyor. Çoğu uçuşta yolculara ayran yetmiyor. Ayranın içinde hiçbir katkı maddesi yok. Hazmı diğer içeceklere göre daha kolay. Ayrıca antioksidan etkiye sahip. Yani mide ve bağırsaktaki zararlı bakterilerin üremesini engelliyor. Kalsiyum ve magnezyum açısından da çok zengin. Yolcular, ayranı en çok öğleden sonra ve akşam seferlerinde tercih ediyor. Günün yorgunluğunu kısa bir uykuyla atmak isteyenler ve yazın sıcağından bunalanlar uçakta ayran içiyor.