Paylaş
Türk Hava Yolları bir süre önce kapısına kilit vurduğu uçaklarındaki duty free mağazasını yeniden açtı. Türk turizminin ünlü kuruluşlarından ve duty free işletmesinde tecrübeli Setur ihaleyi aldı ve deneme satışlarına geçti.
Artık uçaklarımızdaki mağaza açık. Yarım metreküpten daha küçük bir mağaza olmasına rağmen uçaklardaki duty free satışları yolcuların hayatında önemli bir rol oynuyor.
Son dakikada bir hediye almak kadar, ihtiyaçları olan bir çok mala uçaklarda çok daha ucuza sahip olmak yolcuların standart alışkanlıkları haline geliyor. Uçakta ikram kadar önemli olan duty free satışı için Setur kalıcı bir kurum olduğunu da kanıtlamak amacıyla yüksek standartlı bir donanım hazırladı.
Bugün Avrupa'da bile bir çok havayolunda olmayan şeffaf troleyler getirtildi. Bu troleylerin dışı şeffaf olduğu için yolcu ürünleri de rahatça görebiliyor. Uçak içinde ürünleri tanıtan ve fiyatları gösteren bir dergi olmasına rağmen gözle sıcak temas ve hatta daha sonra dokunma satışta önemli bir rol oynuyor.
Türk Hava Yolları bir çok hatta tek troley uzun uçuşlarda ise üç troley ürünü uçaklarına yüklüyor. Şimdilik toplam 112 çeşit ürün troleylerde yer alıyor. Ama şirketin başarılı Genel Müdürü Vedat Bayrak yakın gelecekte çocuklar için de bir ürün yelpazesi sunacaklarını söylüyor.
PARFÜM ÇEŞİDİ ÇOK
Uçaklardaki duty free satışları ile ilgili genel araştırmalarda sigara, içki ve parfüm toplam satışın yüzde 90'ını oluşturuyor. Bu yüzden Setur THY gökyüzü mağazasında parfümün mükemmel bir yelpazesini oluşturmuş. Türk ve yabancı yolcuların en çok tercih ettikleri sigara ve içkiler de yerlerini almış. Türk rakısı, puro gibi ürünler de var. Bunların yanısıra Divan'ın özel hazırladığı çikolata 24, Lokum ise 15 Mark'tan satılılıyor. Ama troleyin içinde başka ilginç ürünler de bulunuyor. Bizim şaraplarımız, Vakko'nun imzasını taşıyan kravat ve eşarplar, traş makinesi, gözlük ve saat gibi ürünler büyük beğeni kazanacak. THY filosundaki iki tip uçağın maketi de artık uçakta satın alınabilecek.
Uçakta satıştaki en önemli şey de yolcuyu bekletmeden yapılan satış. Bir el bilgisayarı ile hemen satış gerçekleşiyor. Üstelik kredi kartı işlemini hızla yapan, ürün satıldığı an troleydeki ürünler arasından düşüren bu alet, kabin ekiplerinin alacağı kár payına kadar her şeyi yazılı olarak belgelendiriyor.
SİPARİŞ YÖNTEMİ
Setur, kabin memurlarının satışı iyi yapmalarını özendirmek amacıyla çeşitli armağanlarda vermeye hazırlanıyor. Ayrıca uçakta ürünler dergi dışında video gösterisi ile yolcuya tanıtılacak. Sonraki aşamada uçuştan önce malı uçakta teslim almak üzere sipariş verme yöntemi geliştirilecek.
PROMOSYONLAR
Fiyatlara gelince; bir çok havayolundan ve duty free mağazasından daha ucuz. Bazı ürünler gelecekte promosyonlu olacak ve ayın ürünü gibi bazı çeşitlerde özel indirimler de yapılacak. Türk Hava Yolları’nın gökyüzündeki mağazasını beğeneceksiniz.
Airbus’ın yeni kuşu
Avrupalı imalatçı Airbus Endüstri dört motorlu A340 ailesinin yeni üyesi 600 modelini şirketin merkezi Toulouse'da yaptığı törenle fabrikadan çıkarttı. Çok sayıda gazeteci ve davetlinin katıldığı törenle tanıtılan A340-600'ün ilk uçuşunu mayıs ayında yapması planlanıyor.
Düşük motor güçleri ile eleştiri konusu olan A340'ın gövdesi uzatılmış ve motorları güçlendirilmiş modelleri olan 500 ve 600 serileri üzerinde çalışmalar 1996 yılında başladı. Halen imalattaki 250-300 koltuklu A340-200/300 ile 2005 yılında uçacak 550 koltuklu A380 arasında bir uçak imal etmeyi planlayan Airbus, filolarındaki B747-200 ve MD11 gibi uçakları emekli edecek havayollarına satış yapmayı hedefliyor. Yeni nesil A340'lar Rolls Royce imalatı Trent 553/556 motorlarına sahip. Bu seriden 500 modeli 3 sınıfta 313 yolcu taşıyor. Menzili ise 15 bin 725 kilometre. 2002'de imalatı tamamlanacak uçağın teslimatlarına ise 2003'de başlanması planlanıyor.
Serinin en büyük uçağı ise A340-600 modeli. Gövdesi THY tarafından da kullanılan A340-300 modelinden 10.8 metre daha uzun olan 600'ün menzili 13 bin 875 kilometre. Üç sınıfta 12 first, 54 business ve 314 ekonomi olmak üzere 380 koltuk kapasiteli. Uçağın kanatları şu an kullanımdaki A340'lardan yüzde 20 daha büyük. Yeni nesil kanat, uçağın yakıt harcama oranını düşürürken, menzilini de arttırdı. Yakıt kapasitesi 195 bin 600 litre olan uçağın toplam kalkış ağırlığı ise 365 ton.
Airbus önümüzdeki 10 yıl içinde 300-400 koltuk kapasiteli uçaklarından toplam 1500 adet satmayı planlıyor. A340-600'ün ilk müşterileri Air Canada ve Virgin Atlantic oldu. Satış fiyatı donanımına göre 140-150 milyon Dolar arasında değişen uçağın müşterileri arasında Aerolineas Argentinas, Air Canada, Egypt Air, EVA Airlines, ILFC, Lufthansa, Singapur, Swissair ve Virgin Atlantic bulunuyor.
Satış el bilgisayarıyla yapılıyor
Uçak içi satışta 'Hand Held' adı verilen bilgisayar kullanılıyor. Yaklaşık ağırlığı 1 kilogram olan alet kredi kartına provizyon da alabiliyor. Herhangi bir telefon hattı olmadığı ve kartı sorgulayamadığı için her kredi kartı ile sadece 250 Mark'lık alışveriş yapılabiliyor. 250 Mark'ı aşan alışverişlerde ise başka kredi kartı kullanılması gerekiyor. Hand Held satıştan sonra kredi kartı ve satış fişi de verebiliyor. Ekranı dokunmatik olan cihazda özel kalemiyle basılarak ulaşılıyor.
Kabin memurları kendilerine verilen ID kartları makinaya okutarak sistemi açıyorlar. Böylece hangi memurun ne kadar satış yaptığı ve bu satıştan alacağı pay da belirlenmiş oluyor.
Satış yapan kabin memuru, bilgisayarın ucunda bulunan tarayıcıyla ürünün barkodunu okuyor. Uçak yere indikten sonra Hand Held'ten ne kadar satış yapıldığı ortaya çıkıyor.
Setur Genel Müdürü Vedat Bayrak (sol başta), Halkla İlişkiler Sorumlusu Füsun Çilesiz, Genel Müdür Yardımcıları Rafet Özak ve Orhan Giray tarafından oluşturulan duty free yelpazesi yolcuların ürünleri rahatlıkla görebildiği şeffaf troleyde satılıyor.
VEDAT BAYRAK
En iyisini hedefliyoruz
Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İş İdaresi Bölümü mezunu olan Setur Genel Müdürü Vedat Bayrak, uçak içi duty free satışında çığır açacaklarını söyledi. 1979 yılından beri Koç Grubu'nda çalışan Vedat Bayrak, THY'deki ürün yelpazesini sürekli yenileyeceklerini, yolcular arasında yapılacak anketlerle yeni ürünleri troleylere katacaklarını açıkladı.
Aceleci çaylaklar
İstanbul çıkışlı bir uçak kaçırma olayı yaşadık.
Rus uçağının kaçırıldığının duyulmasından hemen sonra televizyonlarımız yayına geçtiler.
Canlı bağlantılardaki ilk nokta Atatürk Havalimanı oldu. Muhabirler olayla ilgili yok denecek kadar az bilgilerini sarıp sarmaladıkları laf buketleri ile seyirciye sunmaya başladılar.
Bilgi az olunca desteği de az oluyor. Desteksiz, dayanaksız atmalar başladı. Atatürk Havalimanı’ndan uçağa kazma sokulmuş, baltalar, bıçaklar girmiş gibi iddialar birbirini izledi.
Düşman ülkenin havalimanıymış gibi bir anda Uluslararası Atatürk Havalimanı karalandı.
Bir turizm sezonu öncesi, üstelik Amerika yönüne uçuşlar yapıldığı için kural koyucu Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi'nin (FAA) gözünü ayırmadığı Atatürk Havalimanı bozuk para gibi harcanmaya başlandı.
Sonunda uçaktan kazma çıkmadı, baltalar uçağın baltalarıydı ve bıçak hostesin bıçağıydı. Aceleci çaylakların bütün iddiaları yerlere döküldü...
BAKANLIK SUSKUNDU
Televizyonların, kuşkusuz hepsinin değil, bazılarının çaylak muhabirleri acele ile Atatürk Havalimanı’nı infaz ederken İçişleri Bakanlığı'nın sesi çıkmıyordu.
Atatürk Havalimanı'ndan uçağa binen yolcular arasında Rusya'nın bizi uyardığı kimse var mıydı? Bu açıklama çok sonra geldi.
Atatürk Havalimanı'ndan sorumlu diğer yetkililer de doğru bilgiye ulaşma yeteneksizlikleri nedeniyle uzunca bir süre gözbebeğimiz ortalarda kaldı.
Çok sonra havalimanının mülki amiri, diğer sorumlulara göre en erkekçe açıklamayı yaptı ve sorumlulukları olmadığını net bir dille söyledi.
REZİL OPERASYON
Medine'de dünya sivil havacılık tarihine geçecek rezalet bir operasyon yapıldı.
Dışa açılan kapıları içe doğru tekmeleyen özel timin yaptığı operasyon kanlı bitti.
İçeriden detaylı istihbarat almadan, gündüz gözü ile ve de hava korsanlarının gözleri önünde düzenlenen düzensiz operasyonda yolculara neredeyse yaylım ateşi açıldı.
Ve bir canımızı kaybettik. Gurbet ellere çalışmaya giden, ekmek parası için ölüm pususuna düşen vatandaşımızın hakkını kim nasıl ödeyecek?
Bakalım büyük devletimiz ona nasıl sahip çıkacak?
Sahip çıkma konusunda medya da kendisine düşen görevi çok iyi yapmalı. Elbette doğrulardan vazgeçmeden yapmalı.
Televizyonda söylenecek bir kaç fazla kelime uğruna, vatanın bir önemli ünitesini hiç bir şartta satmamalıyız.
İster devlet, ister özel sektör işletsin, her havalimanımız bizim evimizin kapısıdır.
Açarken de kaparken de evimize sahip çıkmalıyız.
Paylaş