Paylaş
Çağdaş Türk mimarisinin önde gelen ismi Hayati Tabanlıoğlu. Türkiye’ye anıtsal değerli eserler bırakmış bir mimar. 1927-1984 yılları arasına sığan bir yaşamın kahramanı. Yıllarca bürokrasinin çarkları arasında boğuşmuş bir mimar. Asla geri adım atmamış. Üstlendiği her projeyi hayata geçirebilmek için savaş vermiş eşsiz bir tartışmacı. Onun eseri Atatürk Havalimanı eski dış hatlar binası. Bir yıldız şeklinde. Aslında onun çizimlerinde dört yıldız var. Ama sadece biri gerçekleşebilmiş. 1969 yılında başlayan serüven 1984 yılına kadar sürmüş. Uluslararası İstanbul Atatürk Havalimanı, genel yerleşme planı, teknik blok ve kontrol kulesi, elektrik, enerji santralları, idare binası, yeni terminal binası, 1’inci ünitesi gibi çok geniş bir çalışma gerçekleşmiş.
OĞLUNUN İZNİ ALINDI
Sonunda Türkiye çok modern ve ilk kez köprüleri olan bir terminal binasına sahip olmuş. O yıllarda adı Yeşilköy Havalimanı olan bölge bir anda dünyanın dikkatini çekmiş. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra TAV Havalimanları Holding 22 ayda yapının yanına yeni dış hatlar terminalini yaparak işletmeye aldı. Tabanlıoğlu’nun yaptığı bina ise yani yıldız yapısı iç hatlar olarak düzenlendi. Kendisi hayatta olmadığı için oğlu mimar Murat Tabanlıoğlu’nun izinleri ve denetimleri ile gerçekleşti.
TÜRKİYE’NİN ZENGİNLİĞİ
Şimdi bu bina aslında Türkiye’nin bir zenginliği. O yıllarda ilk kez kullanılan malzemeler, depreme dayanıklılığı, bakır olduğu için yeşermiş çatı kaplaması, geliş gidiş salonları. Bağlantı köprüleri ile eşsiz bir bina. Altına metro geliyor. Ulaşımı son derece kolay. Şimdi bu yapıyı bir havacılık müzesine çevirmek de çok kolay. Bu da bizim Smithsonian National Air gibi bir müzemiz olabilir. Yeşilköy Askeri Havalimanı içinde, ulaşımı zor, sapa bir noktada kalan müze buraya nakledilebilir. Ve gelişmenin başlangıcı için önemli bir zenginlik olur. İçine Türk havacılığına ait ne varsa yerleştirilebilir. Herkese cazip gelebilmesi için özel kabinli hareketli çok değişik uçakların simülatörleri konulabilir. Hem bir kültür hem de bir eğlence merkezi haline gelebilir. Önündeki apronlara ekonomik ömrünü tamamlamış Türk tescilli uçaklar konulabilir. Bina içinde tavana küçük eski uçaklar asılabilir. Ayrıca içinde havacılık ürünlerinin satıldığı geniş bir mağaza açılabilir. Otopark sorunu da olmayan bina yeniden doğar, yükselir ve kentin hafızasında eskimeyen yerini alır.
YEŞİLKÖY HAVALİMANI SERÜVENİ 1912'DE BAŞLADI
Yeşilköy’de 1912 yılında bir askeri hava meydanı kuruldu. 1944 yılında Chicago’da imzalanan Uluslararası Sivil Havacılık Anlaşması’ndan sonra, İstanbul/Yeşilköy’de uluslararası bir havalimanı yapılmasına karar verildi. Bu havalimanının yapımı için 1947 yılında, Westinghouse Electric International Company ve The IG White Engineering Corporation ile sözleşme imzalandı. 1949`da başlanan inşaat, 1953’te tamamlandı. 1 Ağustos 1953 yılında da Yeşilköy Havalimanı adıyla hizmete açıldı. Liman, o günün teknolojisiyle uluslararası standartlarda 05/23 pistine, taksi yollarına, 10 bin metrekarelik modern yolcu terminaline, bakım hangarlarına, radyo alıcı-verici cihazlarına ve yedek enerji santraline sahipti. Hava ulaşımının gelişmesi üzerine, 05/23 pisti yetersiz kalınca yeni bir pist yapılmasına karar verildi. 1968 yılında yapımına başlanan 45 metre genişliğinde ve 3 bin metre boyundaki 17/35 pistinin inşaatı, 1972 yılında tamamlandı. 1971 yılında Yeşilköy Havalimanı için bir master plan uygulamaya konuldu. Plan, 05/23 ve 17/35 pistlerinden başka, her biri yıllık 5 milyon yolcu kapasiteli 4 terminal binası ve mütemmimlerinden oluşuyordu.
1983’TE AÇILDI
Mimar Hayati Tabanlıoğlu tarafından hazırlanan proje, THY hangar tesisleri, kargo tesisleri, hava trafik kontrol kulesi ve teknik blok, aydınlatma sistemi, elektrik dağıtım sistemi, eski 05/23 pistinin yeniden yapımı, akaryakıt ikmal tesisleri ile diğer tesisleri kapsıyor. Söz konusu projenin içinde yer alan dış hatlar terminali 29 Ekim 1983’de işletmeye açıldı. 1985 yılında, kavuştuğu modern görünümü ile Atatürk Havalimanı adını aldı. Gelişen hava kargo taşımacılığı nedeniyle 1993 yılında kargo terminali dışında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ortaya çıkan bavul ticareti ve artan charter yolcu trafiğine hizmet amacıyla 7 Aralık 1995 yılında C Terminali işletmeye açıldı. Artan yolcu trafiği nedeniyle, Yap-İşlet-Devret modeliyle yeni dış hatlar terminali TAV Grubu tarafından yapıldı. 10 Ocak 2000 tarihinde işletmeye açıldı. Yeni terminalin yolcu kapasitesi 20 milyon yolcu/yıl oldu. Yapılan genişletme ve yenileme çalışmaları sonucunda havalimanımızın kapasitesi 25 milyon 500 bin dış hat ve 12 milyon 800 bin iç hat olmak üzere toplam 38 milyon 200 bin yolcu/yıl’a çıkarıldı. İstanbul Havalimanı’nın 2019 yılında hizmete girmesiyle birlikte, Atatürk Havalimanı iç hat ve dış hat terminalleri tarifeli yolcu trafiğine kapatıldı. Yollardaki levhalarda havalimanı adının altına ‘kargo’ yazısı eklendi. Kargo terminali ve özel uçuşlar yapılan genel havacılık terminali hizmete devam ediyor.
SANCAK İKRAM UÇUŞA HAZIR
Türkiye’nin köklü uçak ikram (catering) şirketi Sancak, İstanbul Havalimanı’nda yeni ana üssünün inşasını tamamladı. Mustafa Bayrak’ın sahibi olduğu şirket yıllarca Atatürk Havalimanı’nda değişik havayolları şirketlerine ikram hizmeti vermişti. İstanbul dışında da üniteleri bulunan şirket, yeni ana üssünü tamamladığında pandemi ile karşılaştı. Ancak yine de üretime başladı. Özellikle ambalajlı ve yüksek hijyene sahip üretimin uçuşların artması ile belli bir kapasiteye ulaşması bekleniyor. Sancak, İstanbul merkez üretim ve operasyon ünitesi 10 bin metrekare kapalı alana sahip. Yüksek rafla donatılmış 1000 metrekare alanlı depo ve zemin altı ek depoları var. Özellikle havayollarına ait logolu ekipmanların muhafazası ve uçuşlara sevki için depo alanları önem bir rol oynuyor. Hammadde ve yarı mamullerin muhafazası için 15 derin soğutma odasına, 50’den fazla soğuk oda bulunan merkez günlük 50 bin adet yemek ve 150 bin adet sandviç üretimini kolaylıkla sağlayabilecek kapasitesinin yanı sıra ihtiyaca göre bu üretimin artması için kullanılabilecek rezerv alana da sahip. Binanın iç ve dış mimarisi 28 yılda edinilen deneyim ve endüstrinin globalde getirdiği tüm en üst standartları göz önünde tutularak dizayn edildi. Bu dizayn, yemeklerin steril ortamdaki bina içi muhafazası ve paketlenmesinden uçağa kadar olan teslim sürecinin en etkin ve efektif şekilde yönetilmesini sağlıyor.
Paylaş