Paylaş
TÜRKİYE gerçek bir savaş uçağında önemli bir aşamaya geldi. Açılımı Milli Muharip Uçağı olan MMU, motor çalıştırdı ve birçok testten geçti. 5. nesil bir savaş uçağı olacak. Önünde daha birkaç yıl var. Avrupa ise 6. Nesil savaş uçağını yapıp Amerika’dan hızla kopmak ve F-35 saltanatından kurtulmak istiyor. İşte tam bu noktada MMU 6. nesile çevrilebilir. Çevresini saracak Anka-3 insansız hava araçlarıyla birlikte 6. nesil yerine safkan olabilir. TUSAŞ bu kabiliyeti artık taşıyor. Gelelim Bayraktar grubunun KIZILELMA adlı insansız, kıvrak uçağına. Mükemmele yakın eşsiz bir uçak. Bu uçak da tam bir ‘görünemeyen’ niteliği kazandığında daha yolun başında birçok savaşın galibi olacaktır. TEKNOFEST’te F-16 Solo Türk uçağıyla birlikte uçuşu çok heyecan vericiydi.
Nerede, ne kadar güçlü olduğunu gördük.
TAİ ZİYARETİM
Yıllar önce TAİ’ye gittiğimde bütün yöneticiler tedirgindi. Çünkü birkaç gün önce ilk nesil ANKA uçmuş ve bir yerde düşmüştü. Bilmemi, görmemi istemiyorlardı. Bildiğimi söyledim, görmek istedim. Kompozit gövde kısımlarında ve bazı elektronik aksamlarında sorun vardı. “Panik yapmayın, bunlar düşüp kalkarak uçmayı öğrenir” dedim. Tek kelime yazmadım. Onlar rahat bir nefes aldılar. Bugün ANKA, çevresine kafa tutuyor, yeni nesillerine doğru gidiyor. Yarasa kanatlı 10 bin metre üzerinde uçabilen hayalet güç ANKA-3 şimdilerde karşımızda.
Baykar’ın KIZILELMA, TB 3, AKINCI (TİHA); TUSAŞ’ın Hürjet, Hürkuş, ANKA-3, ATAK-2 , Gökbey ve onun ağabeyi, yakında tamamlanacak çok daha büyük olan helikopterleri bizi dünyada liderlik seviyesine yaklaştırmaya başladı. Elbette bu hava araçlarıyla birlikte yerli malımız mühimmatlar başta Roketsan olmak üzere Aselsan’a kadar sağlam bir zincir, bizi esaretten koruyor. Ve deniz üzerindeki platformumuz TC Anadolu ( L 400) insansız hava araçlarımızı, helikopterlerimizi açık denizlerde geri dönüşlerini hep güvenle bekleyecek.
TUSAŞ’ta, Baykar’da ve diğerlerinde, çoğu 30 yaşın altındaki mühendisler her gün yeni bir şey buluyorlar, yazılımları çoktan milli hale getirdiler. TUSAŞ Genel müdürü Prof. Dr.Temel Kotil, Baykar’ın dünyaya kafa tutan zekâsı Selçuk Bayraktar ve sistemin bayrak taşıyıcı Savunma Sanayisi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir bu ülkenin zenginliği.
Çünkü onlar Nuri Demirağ gibi dâhilerin torunlarına gökyüzünü tümüyle açtılar.
Tartışırken, eleştirirken bir dokunulmazlık zırhını çoktan hak ettiler.
A350 İKLİM GÖREVİNDE
YUKARIDA neler oluyor. Ne kadar kirletiyoruz? Bulutların başı nasıl belada? Mevsimleri nasıl hançerliyoruz? Uçuş yollarımızın karmaşasındaki sorumluluklarımız ne olacak? Yepyeni bir proje ortaya çıktı. Daha önceki yıllar A340-600 uçaklarında yapılan atmosferik veri toplam sistemleri daha az parametre sağlıyordu. Ama Alman Lufthansa Havayolları iş ortaklarıyla birlikte şimdi dünya çapında bir araştırma için teknoloji geliştirdi. Yepyeni bir sistem bir A350-900 uçağına yerleştirildi.
Proje, ticari jet uçağının düzenli olarak planlanan uçuşlar sırasında kesin atmosferik verileri toplamasına olanak tanıyacak. Lufthansa Group ve Karlsruhe Institute of Technology, ticari bir jet yolcu uçağını uçuş araştırma laboratuvarına dönüştürme projelerinde önemli bir kilometre taşına imza attı. Gruptan uzmanlar, proje için geliştirilmiş bir harici ölçüm probu sistemini başarıyla taktı ve test etti.
‘ERFURT’ LAKAPLI
Sonda diye adlanan bir parça “Erfurt” lakaplı bir Lufthansa Airbus A350-900’ün alt gövdesine yerleştirildi ve uçuşta başarıyla test edildi. Öncelikli olarak Lufthansa pilotlarından oluşan bir ekip, ilgili sertifika yetkilileriyle koordineli olarak uçağı güney Almanya üzerinde bir test uçuşuna çıkardı. Şu anda uçakta test edilmekte olan atmosferik ölçüm sistemi, türünün en karmaşık örneği. Uçaklar tarafından toplanan veriler, günümüzün atmosferik ve iklim modellerinin iyileştirilmesine ve devam eden araştırmalar için veri toplanmasına yardımcı olacak.
Bu prob, basınç ve sıcaklık bilgilerinin yüksek frekanslı ve hassas ölçümleri için hem bir hava girişi hem de sensörler içeriyor. Gelecek yıldan itibaren, Erfurt ve yeni eklenen sonda, Avrupa araştırma altyapısı IAGOS-CARIBIC için düzenli yolcu uçuşları sırasında kapsamlı iklim verileri toplayacak. Lufthansa Havayolları CEO’su Jens Ritter, “Uçmayı daha sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz. Bu nedenle, onlarca yıldır iklim araştırmalarını destekliyoruz. Lufthansa Airbus A350’mizin bir iklim araştırma uçağına dönüştürülmesi, Lufthansa’daki çok çeşitli alanlardan meslektaşların yıllardır bilim ortaklarıyla birlikte çalıştıkları, dünya çapında benzersiz bir projedir.” IAGOS kısaltması, “Küresel Gözlem Sistemi için Hizmet İçi Uçak” anlamına geliyor ve CARIBIC, “Alet Konteynerine Dayalı Atmosferin Düzenli Olarak İncelenmesi için Sivil Hava Aracı” adlanıyor.
SİSTEMİN ÇALIŞMASI
Proje üzerinde çalışan uzman grup, uçağa özel bir ölçüm laboratuvarı geliştiriyor. Laboratuvarda yirmi farklı ölçüm cihazı kurulacaktır. Bu iki tonluk laboratuvarın tamamı daha sonra bir kargo konteyneri olarak kargo ambarına yüklenecek ve Airbus A350’nin (kayıt D-AIXJ) dış gövdesi üzerindeki ölçüm sistemine bağlanacak.
Etkileyici yüksek teknoloji laboratuvarı, Lufthansa’nın dünya çapındaki planlı operasyonlarında seçilen uçuşlarda iklim verilerini toplayacak. Laboratuvar çalışmaya başladığında, yerden atmosferin tropopoz bölgesine kadar 100’den fazla farklı iz gaz, aerosol ve bulut parametresini sürekli olarak kaydediyor.
Sistem, tarifeli ticari yolcu hizmetinde kullanım için benzersiz olacak. Test uçağı en son New York JFK’den Münih’teki üssüne dönerken görüldü. A350 “Erfurt”un çığır açıcı bir şekilde bir araştırma laboratuvarına dönüştürülmesi ve başarılı test uçuşu, yıllarca süren planlamanın sonucuydu. Lufthansa Group, KIT ve diğer altı şirket dahil olmak üzere ortaklarla çalıştı. Havayolunun bakım kolu Lufthansa Technik de Airbus, Safran, enviscope, Dynatec ve ACC COLUMBIA Jet Service ile birlikte IAGOS-CARIBIC projesinde yer alıyor . KIT ayrıca, uçan araştırma laboratuvarında atmosferi keşfedecek karmaşık ölçüm araçlarını geliştiren Avrupa ve ABD’deki on iki araştırma kurumundan oluşan bilimsel bir konsorsium tarafından koordine ediyor.
(Jonathan E. Hendry’nin araştırmasından bire bir yararlanılmıştır.)
BTA’YA YENİ LİDER
BAHA Bülbül, TAV Havalimanları’nın yiyecek-içecek iştiraki BTA’nın CEO’su oldu. 1999’dan bu yana şirkette önemli pozisyonlarda rol alan Baha Bülbül, BTA’daki uzun yıllara dayanan birikim ve tecrübesiyle globalleşme, dijitalleşme, sürdürülebilirlik gibi kritik süreçlere odaklanarak şirketin büyümesini sürdürecek.
Baha Bülbül
Bilkent Üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümünden mezun olan Bülbül, İstanbul Üniversitesi MBA yüksek lisans programını tamamladı. BTA’daki iş yaşantısı Maliyet Kontrol Müdürü olarak Ekim 1999’da başlayan Baha Bülbül, 2006-2011 yılları arasında BTA İş Geliştirme Direktörü olarak kariyerine devam etti. Aralık 2011 - Aralık 2020 arasında BTA Denizyolları operasyonunun Genel Müdürü olarak çalışan Bülbül, Aralık 2020’de BTA Havalimanları Operasyondan Sorumlu İcra Kurulu Üyeliğine (COO) atandı. Yaklaşık iki buçuk yıldır bu görevi başarıyla yürüten Baha Bülbül, 1 Mayıs 2023 itibarıyla BTA CEO’su olarak yeni görevine başladı.
Öte yandan BTA Yiyecek ve İçecek Hizmetleri A.Ş. Üretim ve Tedarik Zinciri’nden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Volkan Cılga’nın da mevcut sorumluluklarına ek olarak bundan böyle BTA İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapacağı da açıklandı. BTA; Türkiye, Gürcistan, Makedonya, Tunus, Umman, Letonya ve Hırvatistan olmak üzere toplam 7 ülkede, 14 havalimanında, 200’ü aşkın noktada misafirlerine dünya mutfaklarının zengin menü seçeneklerini sunuyor.
Paylaş