Kokpit

Uğur CEBECİ
Haberin Devamı

Gökyüzünden gürültü yağıyor

Saatler gece yarısını geçmiş. İstanbul gecenin sessizliğini yaşıyor. Herkes uykuda. Önce bir gümbürtü kopuyor. Rus kargo uçağı İstanbul Atatürk Havalimanı'nın pistinde yol alıyor. Motorlar maksimum güçte. Evlerin camları zangırdıyor. Uçak pist sonundan güçlükle havalanıyor. Normal uçaklar gibi hemen yükselemiyor. Motorlar güçsüz, uçak ağır olduğu için burnunu kaldıramadan uzun süre neredeyse binaları yalıyarak, sanki İstanbul'u seyir turuna çıkmış gibi alçaktan uçuyor. Havalimanı çevresindeki binalar deprem olmuş gibi sallanıyor. İnsanlar geceyarısı yataklarından fırlıyor, çocuklar ağlıyor. Otomobillerin alarmları çalmaya başlıyor.

HER GECE AYNI

Bunlar İstanbul'da neredeyse her gece yaşanıyor. Şehrin en sessiz saatleri olan gece yarısı ve sabahın erken saatleri arasında Rus uçakları havalimanı çevresindeki semtlere rahat uyku uyutmuyor. En önemlisi Bakırköy'deki Akıl ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde ruhlarındaki hırçınlığı dindirmeye çalışan hastalar tedirgin oluyorlar. Tedavileri güçleşiyor, kontrolleri zorlaşıyor...

Aslında gündüz de farklı bir durum yok ortada. Belki şehrin yüksek gürültüsünde eriyip gidiyor ama uçakların sesleri çevreye zarar vermeye devam ediyor.

Amerika ve özellikle de Avrupa havalimanları gürültü konusunda oldukça hassas. Son 20 yıldır bu konuda ciddi yaptırım tedbirleri uygulayan hükümetler gürültüyü affetmiyor. Avrupa'da bir çok ülkede havalimanlarının büyük bir kısmı gece 24 sabah 6 arası trafiğe kapanıyor. Ya da sadece inişe o da küçük, gürültü çıkartmayan uçaklara izin veriliyor.

Havalimanlarıyla iç içe geçen şehirlerde gündüz yapılan uçuşlarda ise gürültülü, eski teknolojili uçaklara kesinlikle izni verilmiyor. Gürültü limitlerini geçen uçakların başında motor teknolojileri geri kalmış Rus imalatı uçaklar geliyor. Rus uçaklarını 1960-70'li yıllarda imal edilen eski nesil jetler izliyor. Stage 1 ve 2 olarak adlandırılan bu uçakların Avrupa'daki havalimanlarına inmesi kesinlikle yasak. 'Hushkit' yani motorlara takılan özel susturucu sistemle uçabiliyorlar. Avrupa ülkelerinin önümüzdeki yıllarda Hushkit'li uçaklara da sınırlama getirmesi bekleniyor.

GÜRÜLTÜ ÖLÇÜMÜ

Uçaklar eğer gürültü limitleri içinde imal edilmiş bile olsa gürültü ölçümlerine büyük önem veriliyor. Ölçümler kalkıştan itibaren başlıyor. Bu tip havalimanlarında ölçüm işlemleri 'ses monitörü' adı verilen özel mikrofonlarla yapılıyor. Havalimanı çevrelerine konulan bu mikrofonlar uçak seslerine duyarlı. Aldığı sesleri özel optik kablo yardımıyla havalimanı otoritesi kontrolündeki gürültü birimine iletiyor. Bu mikrofonlar pistin yanı sıra uçakların SID (SID/Standart Instrument Departure-Standart Aletli Kalkış) planlarını yani kalkıştan sona yükselirken ve havalimanı trafiğini terk ederken izledikleri yolların üzerine de konuluyor. Eğer havalimanı çevresinde hastane, okul, huzurevi, hayvan çiftliği varsa bu yerlerdeki gürültüye ayrı bir önem veriliyor. Çatılara konulan mikrofonlarla ölçüm yapıldığı gibi SID planlarında bu gibi yerler özel belirtilerek uçakların tam üzerinden geçmesine izin verilmiyor.

SID planları hazırlanırken havacılıktan çok şehir yapılaşması gözönüne alınıyor. Uçakların kalkıştan sonra gidecekleri yolların daha çok yapılaşmanın az olduğu yerlerden geçirilmesine dikkat ediliyor. Bazı havalimanlarında uçaklar kalktıktan hemen sonra çok az irtifa almalarıyla şehrin üzerinden döndürülmeleri bir oluyor. Örneğin THY'nin New York seferlerinde kullandığı JFK Havalimanı'nda kalktıktan sonra A340, 400 feet yani 130 metredeyken hemen pistin doğrultusunu terk etmek zorunda.

Bu medeni uygulamalar Avrupa ve Amerika'da değil dünyanın bir çok yerinde giderek yaygınlaşıyor. Örneğin Pakistan'da Karaçi Uluslararası Havalimanı'nda bile ses limitleri var. Buna uymayan havayollarına ceza kesiliyor.

NELER YAPILABİLİR?

İstanbul Atatürk Havalimanı başta olmak üzere yerleşim bölgelerine yakın tüm havalimanlarında bu tür önlemlerin almak üzere Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin acil çalışma yapması gerekiyor. Şehirlerimizin gelişmesi nedeniyle bir çok havalimanı kent sınırlarının içinde kalıyor. İşte yapılması gerekenler:

Öncelikle gürültü limitlerinin oluşturularak kesin sınırlamalar getirilmesi gerekiyor. Limitleri aşan uçakların kesinlikle iniş-kalkışına izin verilmemeli. Gürültü sınırlarını geçen uçakların yerleşim birimlerine uzak Çorlu gibi havalimanlarına yönlendirilmeli.

Pilotlar uyarılarak sessiz iniş ve kalkış yapmaları istenebilir. Pilotlar Avrupa havalimanlarına inerken gürültü limitlerine çok dikkat ediyor. Çünkü limit geçtiği an şirketi ceza ödüyor. Aynı özen Atatürk Havalimanı'na inerken veya kalkarken gösterilmiyor. Çünkü burada DHMİ'nin bir yaptırımı yok. Gürültü kirliliği ölçümü de yok.

Trafiğin çok olduğu uluslararası havalimanlarının çevrelerine ses monitörleri konularak ölçümler yapılmalı. Bunlar rapor haline getirilerek limitleri geçen şirketlere ceza kesilmeli.

SID ve yaklaşma haritaları şehrin yayılımı gözönüne alınarak tekrar hazırlanmalı. Bugün doğuya gidecek uçakların büyük kısmı Atatürk Havalimanı'ndan kalktıktan sonra Beykoz'a gidiyor. Tam gazla yapılan bütün tırmanma İstanbul üzerinde gerçekleşiyor. Sadece havalimanı çevresindeki semtler değil, tüm İstanbul gürültüden etkileniyor.

Havalimanı çevresindeki hastane, okul, huzurevi gibi gürültüye hassas yerler SID ve yaklaşma haritalarında belirlenmeli.

Havalimanına, gürültünün çevreye yayılmasını önleyen özel duvarlar konulmalı.

İNSAN SAĞLIĞINI ETKİLİYOR

Yüksek gürültünün insan sağlığına büyük etkisi var. Fiziksel duyma bozukluklarnını yanı sıra psikolojik ve sosyolojik açıdan büyük zarar veriyor. Yüksek gürültüden en çok çocuklar etkileniyor. Münih'te havalimanının açılmasından sonra 3'üncü ve 4'üncü nesiller üzerinde bir araştırma yapılmış. Havalimanı çevresinde yaşayan çocuklarda kan basıncının yüksek olduğu, stres hormonlarının daha fazla salgılandığı ortaya çıkmış.

Uçak seslerinden etkilenen diğer bir grup da hamile kadınlar. Özellikle askeri jetlerin ses limitlerini zorlayarak yaptıkları alçak uçuşlar erken doğumların yanı sıra anne karnındaki bebeklerin sağlığını da olumsuz etkiliyor.

Gürültüden insanoğlu kadar hayvanlar da etkileniyor. Verim düşüyor, erken doğumlarla karşılaşılıyor.

Yazarın Tüm Yazıları