Paylaş
Uçakta çarpılıyoruz
Kabinde oluşan statik elektrik uçuş güvenliğini tehdit ediyor. Kimi zaman 15 bin volta kadar çıkan statik elektrik yolculara büyük zarar verirken aynı zamanda da elektronik aletlerin bozulmasına neden oluyor. Statik elektriğin önlenmesi için uçak imalatçıları çok uzun zamandır çalışmalar yapıyorlar. Ayağınızda deri bir ayakkabıyla halıda yürüyün. Ardından kapının metal koluna dokunun. 'Çat' sesiyle birlikte elinizde bir elektrik şokunu hissedeceksiniz. Uzmanlar statik elektrik olarak adlandırılan bu şokun yaklaşık bin 500 veya 2 bin volt civarında olduğunu belirtiyorlar. Bu insan vücudunu pek rahatsız etmiyor. Ama uçaklarda oluşan statik elektriğin sonuçları biraz daha tehlikeli. Uzun uçuşlarda vücudunuz yaklaşık 15 bin voltluk statik elektrikle yüklenebilir. İlk anda bu size bir şey yapmaz. Ama bir metal cisme dokunduğunuzda boşalan elektrikle eliniz, üzerine çekiçle vurulmuşcasına acıyabilir.
STATİK YÜK ARTIYOR
Kabinlerin modernleşmesiyle birlikte elektro-statik yük giderek artıyor. Kişisel ekranlar, bunların kontrollerini sağlayan kumandaları, kabinin altından geçen kablolar ve üstteki okuma ışıkları statik elektriğin kaynaklarından bazıları. İşin ilginç kısmı statik elektriği oluşturan bu aletler kabinlerde giderek yaygınlaşarak standart donanım haline geliyor. Boeing'in yaptığı araştırmaya göre B737'lerin yüzde 30'unda, B757'lerin de yüzde 50'sinde bu tür elektronik sistemler yoğun olarak kullanılıyor. Aynı oranlar Airbus Endüstri’nin imalatı uçaklar için de geçerli. Havayolları kabinde sürekli yeni şeyler istiyorlar ve bunların çoğu elektrikle çalışıyor.
Statik yükün uçağa da büyük zararı oluyor. Kokpitte bulunan ve çok hasas olan uçuş bilgisayarı, radar veya kabindeki kişisel ekranlar çok sık statik elektrik nedeniyle arıza yapıyor. Boeing'e gelen bu tür şikayetlerin değerlendirilmesi sonrasında en çok şikayete, uzun menzilli uçuşların yapıldığı B747 ve 767 tipi uçaklarda rastlandığı ortaya çıktı. İmalatçı şirket konuyla ilgili hemen bir araştırma başlattı. Dijital yolcu kontrol ünitesi adı verilen ve kişisel ekranları kontrol eden ünitelerde yapılan ölçümlerde B767'lerde 5 bin volta, B747'lerde ise 10 bin voltun üzerinde statik elektriğe rastlandı. Ancak uzmanlar yapılan ölçümlerin standart kabinlerde gerçekleştirildiğine dikkat çekiyorlar. Modern yolcu kabinlerine konan ek teçhizatlar ve diğer malzemelerle birlikte statik elektrik yükü giderek artıyor ve 17 hatta 25 bin volta kadar çıkıyor.
ÖZEL TEST UÇUŞU
Tehlikenin boyutları karşısında Boeing yolcu üzerindeki statik elektriğin azaltılması için bir çalışma başlattı. Bir B767-300 uçağıyla 5 saatlik uçuş sırasında özel ölçümler gerçekleştirildi. Test öncesinde tüm deneklerin statik elektrik oranları yerde ölçüldü. Uçuş sırasında ölçümler tekrarlandı. Kabin ısısı değiştirildi, denekler üzerinde hem otururken hem de yürürken ölçümler yapıldı.
Araştırmaların sonucunda yün ve sentetik malzemelerden yapılmış elbise giyenlerin daha çok statik elektrik yükü altında olduğu saptandı. Bu tür elbiseleri kullananlar yaklaşık 15 bin voltluk statik elektriğe maruz kalabiliyor.
Test öncesinde uçak üzerinde bulunan nem oranı yüzde 68'di. Deneklerin tümü pamuklu giyecekler ve spor ayakkabıları giymişti. Uçuştan önce yapılan ölçümlerde her bireyin statik elektrik düzeyi yaklaşık bin volt civarında olduğu bulunmuştu. Uçak 5 saatlik uçuş sonrasında inişe gelirken nem oranı yüzde 6'ya düşmüş, denekler üzerindeki statik elektrik yükü ise 4 bin volta çıkmıştı.
SUÇLU HALI
Uzmanlara göre statik elektik yükü, yolcunun koltuğuna ne kadar oturduğu, nasıl yürüdüğüyle orantılı. Özellikle kabinde yürümenin statik elektrik yükünü arttırdığını belirten uzmanlar, bunun nedenini kabin yer döşemesi olarak kullanılan halılara bağlıyorlar. Ayrıca ölçümler sonrasında kabinde tek kontrol altına alınabilen şeyin halılar olduğu ortaya çıktı. Naylondan yapılan halılar yün olanlara oranla daha çok elektrik oluşturuyorlar. Yünlü halılarda nem oranı düşük olduğu için kuru ortamlarda daha az statik elektirik yükü oluşturuyor. Halılarla ilgili yapılan denemeler sırasında özel ortamlarda yün halı üzerindeki statik elektrik oranı 4 bin volt olarak belirlendi. Nem oranının düşürülmesi ve diğer faktörlerin değiştirlmesiyle birlikte statik elektriğin 21 bin volta kadar çıktığı saptandı.
Uçakların kabinlerinde değişik türlerde halı kullanılıyor. Bu halıların geç tutuşma gibi belirli standartlar içinda olması gerekiyor. Havayolları, halı seçimlerinde ağırlık, maliyetler, çabuk temizlenebilmesi gibi bazı faktörlere dikkat ediyor. Özellikle en çok kullanılan koridor halıları 4-6 haftada bir değiştirilerek temizlemeye gönderiliyorlar. Sentetik halılar ucuz olması ve kolay temizlenebilmesi nedeniyle tercih ediliyor. Ancak bu durum kabindeki statik elektiriğin artmasına da neden oluyor. Yün halılarda statik elektrik oluşumu az olmasına rağmen ağır ve temizlikleri de daha zor.
ANTİ STATİK KABLO
Halılardaki statik elektriğin azaltılması için özel yöntemler bulunuyor. Bu yöntemlerden biri de halının altına statik yükü azaltıcı özel anti-statik kablolar konulması.Bu kablolar yardımı ile biriken elektrik alınıyor,daha doğrusu azaltılıyor. Ayrıca sentetik halı üretimi sırasında yüzde 5 oranında pamuk kullanılması statik yükü düşüyor. Aynı yöntem bilgisayarların çok fazla olduğu ofislerde de kullanılıyor.
Boeing, B777'lerde özel bir halı üretimi gerçekleştirdi. Yün halılar özel bir dokuma sistemi yardımıyla imal edilerek ağırlığı yarı yarıya azaltıldı. Bu dokuma tekniği ayrıca maliyetleri de yüzde 10 oranında azalttı.
Kabinde gerçek anlamda statik elektriği azaltmak çok zor. Ancak çalışmalar bu yükün azaltılması konusunda önemli aşamalar kaydetti. Alınan önlemler sayesinde artık yolcular çok daha rahat ve çarpılma riskini daha az yaşayarak seyahat edebilecekler.
Statik elektriği azaltma yolları
Sorunsuz bir yolculuk için uçuş öncesinde vücuttaki statik elektrik yükünü azaltmakta yarar var. Bunun için seyahate çıkmadan evde topraklama yapabilirsiniz. En iyi topraklama yollarından biri kalorifer radyotörlerine dokunmak. Demire ileteceğiniz statik elektirik bu yolla topraklanıyor. İkinci metod ise çıplak ayakla toprakta yürümek. Uçuşta sentetik ve yünlü giysilerden kaçınmanız statik elektiriğin azaltılmasını sağlıyor.
Küçük jet seri üretilecek
İnsanoğlu teknolojide sınır tanımıyor. Kimi zaman en büyüğünü, en hızlısını kimi zamanda en küçüğünü, en yavaşını yapıyor. Havacılıkta da böyle. Yüzlerce yolcu taşıyabilen, ses hızının kat kat üzerinde uçabilen yolcu uçakları derken dünyanın 74 kilogram ağırlığındaki en küçük jeti Fransa'da gerçekleştirildi. Artık sık sık uçuyor. Üstelik bu küçük jet uçağı inanılmaz bir keyif veriyor. Şimdi Cristaline'in seri üretimi yapılacak, isteyenler küçükte olsa evlerinde bir yere koyabilecekleri jet uçağına sahip olabilecekler. Bu uçak 2000 yılında İstanbul'da düzenlenecek Airex fuarının da en küçük konuğu olacak.
Cristaline adı verilen iki motorlu jet uçağının hikayesi 1980'li yılların ortalarına kadar gidiyor. O yıllarda bir grup havacılık meraklısı küçük, tek kişilik bir jet geliştirmek üzere çalışmalara başladılar. Ve ilk prototip Cri-Cri uçmaya başladı. Ancak uçağın performansı yeterli değildi. Elde edilen tecrübelerle 1994'de tekrar çalışmalar başladı. Bu kez çeşitli havacılık şirketlerinden de yardım istediler. Fagua Magister ve Britanny Ferries projeye önemli ölçüde destek verdi. Bu şirketlerden Fagua Magister 1950'li ve 60'lı yılların önemli Fransız uçak imalatçılarından biri. Ürettiği jet eğitim uçakları bir çok ülke tarafından halen kullanılıyor.
Yaklaşık 300 bin Fransız Frankı'na (185 milyar lira) mal olan çalışmalar sonrasında kanat açıklığı 4.90, uzunluğu 3.91 ve yüksekliği de 1.21 metre olan, kompozit gövdeli küçücük bir uçak ortaya çıktı. Motor konusunda ise İngiliz mühendis J. Walles'den yardım istendi. J. Walles de Cristaline'in mavi gökyüzünde süzülmesini sağlacak her biri 14 kilogram ağırlığındaki motorları 1994 yılında özel olarak tasarladı. JPX-PUL 212 adını taşıyan iki zamanlı motorların tanesinin maliyeti 45 bin Fransız Frankı (27 milyar 675 milyon lira). Motorlar jet uçaklarının kullandığı Jet A1 yakıtıyla çalışıyor. Yakıt deposu pilot koltuğunun hemen altında.
UÇUŞU KOLAY VE ZEVKLİ
Cristaline'in deneme pilotu Yves Duval uçağından çok memnun. Dünyanın en küçük jetinin uçuşunu pilot eğitiminde kullanılan Cessna 150 tipi tek motorlu uçağa benzetiyor. Cristaline'in kokpiti çok basit tasarlanmış. Kokpit sağ tarafta motora kumanda eden gaz kolları, ortada kontrolü sağlayan lövye ve basit uçuş göstergelerinden oluşuyor.
Uçağın kalkış ve inişi için 400 metrelik bir pist yeterli. Dakikada 300 metre tırmanabilen minik jetin seyir hızı ise saatte 220 kilometre.
Uçağa tasarlayan ekip denemeleri tamamlayıp seri üretime geçmek istiyor. Cristaline ilerki yıllarda havacılık otoritelerinden onay alıp sertifike edilecek ve satışa sunulacak. Gövde ve kanatları ayrılıp ufak bir konteynıra konabilen iki motorlu jetin gelecekte bir çok meraklının garajında yerini alacağına kesin gözle bakılıyor.
Hazin bir kaza
Geçtiğimiz hafta ne yazık ki feci bir uçak kazası yaşadık.
Adana'da THY'nin 'Trakya' uçağı yatay ve dikey stablizesinin kopmasının sonucu tarlaya çakıldı.
Görülmemiş bir tablo ile karşılaştık. Ortada uçak yoktu. Bir kaza olduğuna inanmak imkansızdı. Tarlaya dağılmış küçük parçalar, kuyruktan kopan bölümler olmasa, hayal gördüğümüzü sanacaktık.
Ama kaza bir gerçekti. Uçağın pilotları, hostesleri yaşamıyordu. Onları yüksek teknolojinin,'taş yağdıran' bulutlarla yaptığı kavgaya kurban verdik. Onlar gelecekte çok daha güvenli uçmamız için canlarını kaybettiler. Ömürlerini bize verdiler. Boşuna dememişler, 'Havacılığın tarihi kanla yazılmıştır.' diye.
Bu kazadaki malzeme ya da insan hatası çok yüksek ihtimalle bir daha asla olmayacaktır. Olmasını engelleyen sistemler yaratılacaktır. Belki her hava şartında kalkıp uçmak çok daha kolay olacaktır. Bir uçuşla ilgili hiç bir karar insan tercihlerine kalmayacaktır. Teknoloji ve insan arasındaki karmaşa umarım yüksek eğitimlerle çok azalacaktır. Talihsizlik oranları sıfır noktasına yaklaşacaktır.
Peki ya, geride kalan anneler, babalar, eşler, çocuklar, sevgililer.
Şu andaki gerçeği nasıl kabullenecekler? Nasıl teselli edilecekler?
Gidenler ne çok özlenecekler...
KARMAŞIK OLAYLAR
Her zamanki gibi hatanın nerede olduğunu öğrenmek için çok acele ettik. Gelecekte de edeceğiz. İnsanız ve çok meraklıyız. Üstelik bir uçak kazasının nedenini öğrenme, doğrulardan zamanında haberdar olma hakkına sahibiz. Ne var ki, böylesi karmaşık kazaların sonucu kolay ortaya çıkmıyor. Belki bir kaç neden belirleniyor ama sonrası uzun zaman alıyor. Gerçek nedenler, gerçek ihmaller, doğru suçlular, hayli geç ortaya çıkıyor. O zaman içinde, günahsız sorumlular hiç yoktan kahroluyorlar.
Her kazada uçaklara olan güven sarsılıyor, uçakla yolculuk tedirgin ediyor. Hepimizde biraz var olan uçuş korkusu hortlak edası ile karşımıza dikiliyor.
UÇAKLA YOLCULUK
Araştırmalara bakıyoruz.
Geçen yıl 1,5 milyar uçak yolcusu sağ-salim evlerine dönmüşler. Sadece 37 kaza olmuş ve bunun 10'unda ölüm meydana gelmiş. Bu bir gerçek.
Yaşadığımız kazaya rağmen, her zaman en güvenli yolculuk uçak yolculuğu olacaktır. Ama canımızdan, içimizden birilerini kaybettiğimizde bu araştırmaların hepsi masal geliyor insana...
Böylesi bir uçak kazası, yıllarca binbir güçlükle yaratılan 'güven'in faizini alıp götürüyor.
En iyi yıllarını yaşayan milli havayolu şirketimizi derinden yaralıyor...
Bize sonsuz acılar veriyor...
Paylaş