Bay BOEING Gelişen teknolojiye rağmen havacılık sanayiinde insana olan güven sürekli öne çıkıyor. Robotlar işin belli kısımlarını yapıyorlar ama kontrol hala insanların elinde. Bir çamaşır makinesi üretiminde insanın payı belki her geçen gün azalıyor ama havacılık sanayiinde yani bir uçağın üretiminde neredeyse insan dikkati ve emeği giderek artıyor.Amerikan havacılık sanayiinin devi Boeing, bilgisayar teknolojisinde yaşadığı gelişmeleri işçisi ile birleştirerek kullanıyor. David Mizell'in yeni projesinde işçiler 'cyborg' gibi donatılarak çalışıyor.Büyük tasarruf Bir bilimkurgu filminin seti olsaydı Boeing'in Washington Eyaleti'nde Seattle yakınındaki Everent Fabrikası'nda hiç birşey tuhaf görünmeyecekti. Bu fabrikada çalışan işçilerin bellerindeki kemerlerde bilgisayarlar, başlarının üzerinde de küçük bir monokl (tek gözlük) bulunuyor. Bütün bunlar Amerikan havacılık sanayiinin devi Boeing firmasında bir süredir uygulanıyor. Böylece zamandan ve paradan büyük oranda tasarruf edilmesi planlanıyor. Bu çalışma için firma 5 adet Genişletilmiş Gerçeklik (AR, Augmented Reality) diye adlanan bilgisayar ortamında çalışan bir sistem satın almış. Bu aletlerin herbiri daha rahat görebilmek için bir siperden ve içinde Windows programı bulunan PC'li bir kemerden oluşuyor. Firma ellerinde bulunan bu aletlerle uçakların imalat aşamalarındaki kontrollerin çok daha güvenli yapıldığını, bir işçinin harcadığı zaman ve enerjinin de çok daha aza indirildiğini belirtiyor. İşçiler gönüllü Başa takılan kaskın ağırlığı yarım kilogram, belde duran bilgisayarlı kemer ise 1,5 kilogram. Bu ağırlığın 750 gramı ise pillere ait. İşçilerin bu halini görmek bilimkurgu filmlerinin sahnelerinin birinin içinde gibi hissettiriyor insanı. Projede yer alan herkes gönüllüler arasından seçilmiş. Bu kişilerden biri ‘‘bütün bu aletlerle kendimi bir çeşit cyborga benzetiyorum, sadece ben etrafta teslim olun, kaçış yolunuz kalmadı diye bağırmıyorum’’ diyor. Uçak için kablolar çok büyük önem taşıyor. Örneğin bir B747 için birbirleriyle bağlantılı binlerce kablo gerekiyor. Birçok değişik görevi yerine getiren kabloların uzunlukları 60 cm.'den 3 bin 500 metreye kadar uzanıyor. İşçiler kabloların nereden nereye uzandığını anlayabilmek için uçağın birçok yerinde bulunan panellerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Birbiriyle birleşecek kabloyu bulabilmek için de her seferinde bilgisayarın başına gidiyorlar. Bazı zamanlar panelleri takip ederek, sadece bir tek kablo ile çalışıyorlar. Bu da çeşitli yanlışlıklar doğurabiliyor. Bağlantılar doğru şekilde yapılmadığı takdirde tekrar başa dönmek gerekiyor. AR sayesinde işçiler görevlerini yerine getirebilmek için elektronik bir rehbere sahipler. Özel sistem sayesinde de nereye, hangi kablo gerekiyorsa aynı anda üzerlerindeki bilgisayarla öğrenebiliyorlar.AR projesi tuttu Boeing'in yeni projesinde şöyle bir çalışma izleniyor: Her panel birbirinden farklı büyüklüklerdeki noktalardan oluşan kodlar içeriyor. Kaskın üzerine yerleştirilen bir telekamera bu noktaların görüntülerini databanka ulaştırıyor. Noktaların büyüklüklerine ve numaralarına göre de işçinin tam olarak nerede bulunması gerektiğini monokla yansıtıyor. Projenin başında bulunan David Mizell monokl kullanan kimsenin çalıştığı gerçek dünyanın üzerinde grafik bir databankını da gördüğünü, aletin, görevliye çalıştığı kablonun ulaşması gereken yeri gösterdiğini belirtiyor. Projenin başında bazı teknik problemlerle karşılaşılmış olsa da AR projesi şu anda 10 işçiyi kapsıyor. Zamanla da genişletilmesi planlanıyor.Elle kontrol şart Bu proje çalışmalara harcanan paranın azaltılması açısından oldukça büyük bir başarı kazanmış durumda. Bir B747 bugün 156-174 milyon dolara, B767, 77-107 milyon dolara, B777 ise 128-171 milyon dolara satılıyor. Uçakların yapım aşamasında zamandan ne kadar çok tasarruf edilirse, harcanan paradan da o kadar çok tasarruf edileceği belirtiliyor. AR'nin ilk aşamalarında kablolar için harcanan zamanın yüzde 20-50 arasında azaldığı gözleniyor. Bunun bir nedeni de işçilerin yaptıkları çalışmalarda her parçayı birkaç kez kontrol etme gerekliliği duymamalarına bağlanıyor. Havacılık endüstrisinde birçok işlem elle kontrol edilmek zorunda. Bu işlemlerden bazıları karmaşık bir yapıya sahip, bazılarıysa oldukça seyrek olarak ortaya çıkıyor. Uçak üretimi otomasyona henüz tam anlamıyla hazır değil. Mizell'e göre sadece işçinin bir yerden bir yere giderken harcadığı zamanı yok edebilir ve bir yerde durması sağlanabilirse ekonomik açıdan çok büyük kar elde edilebilir.THY New York’ta terminal değiştirdiTürk Hava Yolları New York John F. Kenedy Havalimanı'nda Terminal W4'de yaptığı bilet ve bagaj kontrol hizmetlerini 3 Haziran'dan itibaren yeni açılan Terminal One'a kaydırıyor. Resmi açılışı yapılan terminal cam çatısı ile bütün bölümlerinde yolculara gün ışığı keyfini sunuyor. 'Terminal One', eski Eastern Havayolları binalarının bulunduğu alanda yapıldı. İşletmesi ise Air France, Lufthansa, Kore ve Japon Havayolları'nın oluşturduğu bir konsorsyum tarafından gerçekleştiriliyor. Bu havayolları dışında Terminal One'da başka şirketlerin masaları olmayacak. THY'nin yeni terminaldeki işlemleri yine Kore Havayolları tarafından yapılacak.Terminal One'ın binası Amerika'daki tüm havalimanları terminal binaları arasında en moderni olarak gösteriliyor. Yeni teknolojiler sayesinde Kennedy Havalimanı'nda check-in işlemleri için yolcuların iki saat öncesinden gelmesi istenirken Terminal One'da ise sadece bir saat önce gelmek yeterli. THY Amerika ve Kanada Müdürü Reha Pakkan yeni terminalde yolcuları çok daha kısa sürede uçağa alabileceklerini, gelen yolcularında yarım saatten az bir süre içinde terminalden çıkabileceklerini söylüyor.Bu terminal mimari açıdan da diğer havalimanlarından ayrı bir özelliğe sahip. Binanın tasarımı ünlü mimarlık bürosu William Nicholas Bodouva & Associates of Manhattan tarafından yapıldı. Şirket daha önceden La Guardia Havalimanı ve US Airways'in terminallerinin projelerini hazırlamıştı.Cam çatı Terminal'in çatısı camdan inşaa edildi. Böylece tüm terminal doğal gün ışığı alabiliyor. Uzmanlar doğal ışığın yolcuların stresini azalttığını ve dinlendirdiğini belirtiyorlar. Ana holü 200 metre uzunluğunda olan terminal binasında tüm check-in masaları birbirinden ayrı ve rahat olarak yerleştirildi. Bina içinde bir çok restoran, bar ve alış veriş merkezleri var. Duvarlarda ise havacılıkla ilgili çok hoş resimler yeralıyor.Terminal binasının ana salonundan apronun rahat görelebilmesi için büyük pencereler konulmuş.Pasaport kontrol noktasında doğal ışıklar kullanılmış. Derinlik veren bu ışıklar yoğun uçuşlar sonrasında gelenler açısından büyük rahatlık sağlıyor. Pasaport kontrolü sırasında yolcuların içi kararmıyor. Bekleme nedeniyle fazla sıkılmıyorlar. Terminal One, yolcuların yanı sıra bir çok New York'lu tarafında da ziyaret edildi. Uzmanlar büyük restoran ve alış veriş merkezleriyle terminalin uçuşlar dışında da yeni bir ilgi merkezi olacağını belirtiyorlar. Göklerin kraliçesiDünya havacılık devi Boeing'in geliştirdiği geniş gövdeli '7-Serisi'nin 2 bininci uçağı olan B747-400 modeli üretim hattından çıktı. Boeing 747, 767 ve 777 uçaklarından oluşan '7-Serisi' bügüne kadar 120 havayolu şirketinden toplam 2 bin 500 sipariş aldı. Boeing yetkilileri önümüzdeki 20 yıl içinde 5 binin üzerinde geniş gövdeli uçak siparişi alacaklarını tahmin ediyorlar.Geniş gövdeli '7-Serisi'nin 2 bininci uçağı olan ve 'Göklerin Kraliçesi' olarak adlandırılan Boeing 747 uçakları, hizmete girdikleri 1968 yılından bu yana 50 milyon saat süren 12 milyon uçuş gerçekleştirerek 32 milyar kilometrelik yol katetti. Dünyanın en ekonomik uçağı olan üç koridorlu (Alt katta iki, üst katta bir koridor) Boeing 747-400 modeli, 400'ün üzerindeki oturma kapasitesi ile 13 bin 392 kilometre menzile sahip. Mock-up kurulduTHY'nin hostes eğitimi için satın aldığı mock-up'un