Ekonomik krizle birlikte havayolları uçak başına 2-5 milyon dolar harcadıkları kabin içi eğlence sistemlerini sorguluyor. Bu pahalı sistemler başta iPod olmak üzere taşınabilir cihazların tehdidi altında.
Bundan birkaç yıl öncesine kadar yolcular havayolunu seçerken kabin içi eğlence sistemlerine çok önem veriyordu. Şirketler de yolcuları memnun etmek için milyonlarca dolarlık yatırım yapıyordu.
Çılgın bir yarış başlamıştı. Koltuk arkalarındaki ekranlar genişledi, yüksek çözünürlüklü LCD monitörlere geçildi. First ve business yolcular için dış sesi kesen, kaliteli özel kulaklıklar sunulmaya başladı. Bin kanallı sistemde vizyon filmleri, hareketli haritalar, kokpit ve kuyruğa yerleştirilen parmak kamera görüntüleri, yeni nesil uçakların standart donanımları arasına girdi.
Ancak IFE (In-Flight Entertainment) olarak adlandırılan bu kabin içi eğlence sistemleri, başta iPod olmak üzere taşınabilir cihazların tehdidi altında. Yapılan araştırmalar, yolcuların kişisel cihazları kullanarak seçtikleri müziği dinlemek, e-kitap okumak veya filmleri izlemek istediğini ortaya koyuyor. Ekonomik krizle birlikte havayolları uçak başına ciddi rakamlar harcadıkları kabin içi eğlence sistemlerini sorguluyor. Yakın bir gelecekte bu sistemlerin uçaktan kalkması bile gündemde.
Şimdiden bazı havayolu şirketleri iPod veya diğer taşınabilir eğlence cihazları ile uyumlu çalışan sistemlere geçmeye başladı. İlk olarak Singapur Havayolları tarafından hizmete sunulan Panasonic’in geliştirdiği sistemde, iPod’unuzu özel bir kablo ile koltuktaki ekrana bağlayabiliyorsunuz. Bunun için eXPort Smart kablosu satın almanız gerekiyor. Fiyatı ortalama 30 dolar.
KABLOSUZ İNTERNET
Kabin eğlence sistemi konsepti, wi-fi olarak adlandırılan kablosuz internet bağlantısıyla yeni bir boyuta taşınıyor. Yapılan araştırmalar özellikle business class’ta yolcuların yüzde 60’ının uçuşta internete girmek, maillerini kontrol etmek istediğini ortaya koyuyor. İlk olarak Ağustos 2008’de Amerikan Delta Havayolları tarafından verilmeye başlanan hizmet giderek yaygınlaşıyor. Aircell şirketi tarafından geliştirilen sistem American, AirTran, United, Virgin America Havayolları tarafından kullanılıyor. Yüksek hızda internet bağlantısı sunuyor. Şu ana kadar 600’e yakın yolcu uçağına her biri 100 bin dolara mal olan internet sistemi takıldı. Yolcular internet için 3 saate kadar olan uçuşlarda 9.95, daha uzun uçuşlarda da 12.95 dolar ödüyor. Sistem gelecek yıl Avrupa’da hizmete girecek.
UÇAK BAŞINA MALİYETİ 2-5 MİLYON DOLAR ARASINDA
Uçaklarda kullanılan her malzemede olduğu gibi kabin içi eğlence sistemleri çok özel sertifikasyon testlerinden geçiriliyor. Maliyeti özelliklere bağlı olarak uçak başına 2 ila 5 milyon dolar arasında değişiyor. Uçağın tipi ve kapasitesine bağlı olarak eğlence sistemi ekran ve kablolama ile birlikte ağırlığı ortalama 750 kilogramla 3 ton arasında artırıyor. Uçağın yakıt maliyetleri yükselirken başta kargo olmak üzere taşıma kapasitesi düşüyor. Sistemle birlikte kabinde kilometrelerce uzunluğunda kablo döşeniyor. 1999’daki Swissair’in MD11 uçağı, kabin eğlence sisteminde başlayan yangın sonucu düşmüştü. Her yıl gösterilen film ve sunulan müzikler nedeniyle havayolu şirketleri ciddi miktarda telif ödüyor. Eğlence sistemiyle ilgili iki önemli şikayet var. Bir koltuktaki arızaya yoğun uçuşlar nedeniyle hemen müdahale edilemiyor. Farklı milliyetlerden yolcular, filmlerde kendi dillerinde seslendirme veya alt yazı bulamamaktan şikayetçi.
Londra’dan tek başına İstanbul’a uçtu
İş adamı Ali İhsan Gören, 17 yıllık hayalini Londra’dan İstanbul’a tek motorlu pervaneli Cirrus SR22 tipi uçağıyla uçarak gerçekleştirdi. Heathrow Havalimanı yakınındaki Denham Meydanı’ndan kalkan Gören, Münih ve Belgrat’ta yakıt ikmaliyle yaparak 8 saat 50 dakika uçuşla İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na indi. Uçuşunu tek başına, tamamen IFR olarak adlandırılan aletli uçuş şartlarında, havayollarının kullandığı rotaları izleyerek yaptı. Gören’in bundan sonraki hedefi SR22 ile Atlantik Okyanusu’nu aşmak. Londra’da yaşayan Gören, son 2 yıldır SR22 kullanıyor. Saatte 372 kilometre hıza çıkabilen uçakla 2 saatlik uçuşla Fransa, Almanya ve Hollanda’ya hafta içi iş, hafta sonları da eşiyle tatil yapmaya gidiyor.
ÖZGÜR UÇUŞ KULÜBÜ
Gören, Free Flight (Özgür Uçuş) adı verilen kulüpte uçuşlarını yapıyor. Sistem, NetJets gibi iş adamlarına jet hissesi satan büyük organizasyonlarla aynı mantıkta çalışıyor. Ama kâr amacı yok.
Toplam 48 üye, uçakların aynı zamanda hissedarı. Normalde 400 bin dolar verip uçağın bakım, hangar, vergisiyle uğraşmak yerine üyeler sabit maliyetleri paylaşıyorlar. Vergi avantajı nedeniyle aynı teknelerde olduğu gibi uçaklar Amerikan tescilinde.
Uçmak için üyeler internet üzerinden rezervasyon yapıyor. Uçuşlar çakışmıyor.
Üyeler, eskiden düşük performanslı uçaklarla ancak meydan çevresinde dolaşmak zorunda kalırken SR22 sayesinde bir çok iş seyahatini kendi uçarak gerçekleştiriyor. Tolga ÖZBEK