Paylaş
TOKYO’nun Haneda Havalimanı’nda kısa adı JAL olan Japon Havayolları’nın iç hat uçuşuyla Sapporo’dan gelen Airbus 350-900 uçağı ile bir sahil güvenlik uçağı, 45R pistinde çarpıştı. Uçaklar alev topuna döndü. Ama mükemmel bir tahliye gerçekleştirilerek 367 yolcu hızla uçaktan çıkarıldı. 12 kişiden oluşan ekip, uçağı en son terk etti. Zamanında gelen itfaiye doğru köpükleme ile yolcuların zarar görmesini önledi. Sahil güvenlik uçağındaki beş kişi hayatını kaybetti. Uçağın pilotu ise ağır yaralandı.
FACİAYA KIL PAYI
Böyle feci bir kazadan bütün yolcuların kurtulmuş olması bence tümüyle Japon disiplininin bir eseri. Pilotlar kurallara uyarak zamanında tahliye kararı verdiler. 50 yolcuda bir olan kabin memurları hızla tahliyeyi başlattılar. Uçağın her iki tarafında 4’er adetten 8 adet olan acil çıkış kapıları hızla açıldı. Slide denilen kaydıraklar patlatıldı ve Japon yolcular aldıkları üstün terbiye sayesinde birbirlerini itip kakmadan dışarı çıkmaya başladılar. Etrafını alevlerin sarmaya başladığı kabin içinde panik olmasına rağmen ezilmeler, üst üste düşmeler olmadı. Tahliye kurallar gereği 90 saniyeyi geçse de mükemmel olarak gerçekleşti.
JAL Havayollarının JL 516 sefer sayılı uçağı iç hat seferinden geliyordu. Haneda’ya inişe geçtiğinde yakıtı azdı ve ancak üç yedek havalimanına gidecek kadardı. Ama çarpıştığı sahil güvenlik uçağının yakıtı tamdı. Yine de küçük bir uçaktı. Çarpışma sırasında bu küçük uçak, A350 uçağının altına girdi. A350’nin yakıt tankının bulunduğu kanat ve gövde altını dağıttı. Kerosen denilen gaz yağı türevi uçak yakıtı hızlı alev almasa da, kapalı hacimlerde bir bomba gibi patlıyor. Bunu 11 Eylül ikiz kulelere uçakların çarpmasında da açıkça gördük. Patlayan yakıt A350 uçağını hızla sardı. Küçük uçak ise neredeyse alev topu içinde kayboldu. Ve uçakta bulunanlar yanarak can verdiler. Bir kişinin kurtulduğu iddiaları hala geçerli.
UÇAK İSKETELETE DÖNDÜ
Bu kazada çok dikkat çeken bir başka şey de yolcu uçağının çok hızla iskelet haline gelmesi oldu. Daha hafif ve dolaysıyla daha az yakıt harcayan uçaklar yapılması için acaba kolay tutuşan malzemeler çok mu kullanılıyor sorusu elbette önümüzdeki günlerde tartışılacak.
KAZANIN YARATTIĞI SORULAR
Kazadan bilinmeyenlerle dolu bir girdap içinde akla gelenler şöyle:
1- Kuledeki hava trafik kontrolörleri yanlış bir karar mı verdiler? Yani sahil güvelik uçağına hızla piste girip kısa mesafe yeteneği olduğu için hızla kalkmasını mi söylediler. Bilmiyoruz.
2- Sahil güvenlik uçağının pilotları İngilizce talimatları hızla kavrayamamış olabilirler. Yolcu uçağı pilotlarında bu pek söz konusu değil ama Japonların İngilizce konuşma ve anlamalarında sorun olabilir. Sahil güvenlik uçağı deprem bölgesinde görev yapacağı için bir an önce kalkmak amacıyla harekete geçmiş olabilir. Yine de kule talimatı gelmeden bunu yapamaz. Sahil güvenlik uçağının seyrüsefer ışıklarının yanıp yapmadığını bilmiyoruz. Aynı sorun yolcu uçağı için de geçerli. Onun da seyrüsefer ışıklarının geç yakılmış olması, bu yüzden fark edilmediği iddiaları da tartışılacak. Bütün uçaklar piste girmeden önce bütün seyrüsefer ışıklarını yakmak zorunda.
3- Airbus uçaklarının inişte burunları biraz kalkık olur. Bu yüzden A350 yolcu uçağı pilotları pist üzerine son anda çıkan uçağı fark edemediler mi? Saatte ortalama 280 km süratle gelen yolcu uçağı burun dikmesi piste değmeden reverse açıp frenlemeye başlayamayacağı için küçük uçağa hızla vurup altına almış. A350 uçakları yerden yüksek uçaklardır. Pilotlar küçük uçağı fark edip pas geçecek zaman bulamamış olabilirler.
4- Uçaklarda çarpışmayı önleyen ve sesli de ikaz veren TCAS sistemi var. Ama burada uçaklar belli bir irtifanın altında oldukları için bu sistem görev yapmıyor.
5- Çarpışmadan sonra Japon hava yollarının kaptan pilotu uçağı en uygun yerde en kısa sürede durdurmayı başardı. Bu da yolcuların hızla tahliye edilerek uçaktan uzaklaştırılmasını sağladı. Eğer uçak savrulsaydı, diğer uçaklara da çarpıp büyük bir facia yaşanmasına neden olabilirdi. Mucizenin kahramanı elbette başta kaptan pilot oldu. Soğukkanlı ve aldığı eğitimin tam hakkını vererek hareket etmesi yüzlerce insanın kurtulmasını sağladı.
6- Hanede Havalimanı da bu arada büyük bir sınav verdi. Yangına zamanında müdahale, tahliye olan yolcuların hızla toparlanarak terminale transferleri başarı ile gerçekleşti. Elbette itfaiye ekibinin tecrübesi sayesinde hızla yanan uçağın çıkış kapıları çevrelerine hızlı soğutma yapılarak tahliye sırasında slide’ların patlaması, tutuşması da engellendi.
7- Tokyo Metropolitan Polis Departmanına göre, sahil güvenlik uçağı MA722’deki altı mürettebattan beşi öldü, pilotun durumu ise kritik. Japonya Arazi, Altyapı, Ulaştırma ve Turizm Bakanlığı’na göre mürettebat, Pazartesi günü bölgeyi vuran güçlü depremden zarar görenlere yardım götürmek üzere batı Japonya’daki Niigata Havalimanı’na gidiyordu.
UÇAKLARDA MASKE TAKIN
UÇAKLARDA maske takmak gerçekten sıkıntı verici bir durum. Hatta insan bazen nefes alamıyormuş gibi bile oluyor. Ama yoğun COVID-19 salgınında buna katlandık. Peki şimdi yeniden ‘Uçakta maske takın’ demek de ne oluyor, diyeceksiniz.
Evet ciddi bir virüs kokteyli ile karşı karşıyayız. Bu, sadece COVID değil grip de dahil birçok virüsü içinde barındırıyor. Ölümcül ya da çok hırpalayıcı olmamasına rağmen virüs kokteyli yaygınlaşıyor. İnsanlara yapıştı mı yedi günden önce kurtuluş yok.
Çevrenize bir bakın kaç kişi COVID olmuş. Yeniden eve kapanmasak da sıkıntılı bir sürece girildiğini görüyoruz. Artık COVID öyle çok elden ayaktan düşürmüyor. Halsizlik, bitkinlik sınırlı. Kendinizi enterne edecek kadar da ağır geçmiyor ama yine de bulaşıcı.
YAYILMA EĞİLİMİ VAR
İşte bu yüzden gittiğiniz ülkelerde bir sıkıntı ile karşılaşmamak için uçuş boyunca maske takmayı deneyin. Çünkü yeniden bu bulaşın bir yayılma eğilimi var. Uçaklarda bazı uçuşlarda kabin ekiplerinin maske taktıklarını görmeye başladık. Artık başta Amerika olmak üzere birçok ülke girişinde sizden aşı belgesi falan istenmiyor ama yine de ortada bir sorun var.
Bazı ülkeler ise COVID-19 için ülkeye varış öncesi negatif test sonucu istiyorlar. Örneğin Bolivya, Çin, İran, Myanmar, Nikaragua, Filipinler PCR testi isteyebiliyor. Bu ülkeler 72 saatten önce yapılmış test sonucunu da kabul etmiyorlar. Kontroller, diretmeler eskisi kadar katı değil ama her an bir sıkıntıyla karşılaşabilirsiniz. Endonezya gibi bazı ülkeler girişte ateş ölçmeye de başladılar.
Evet, siz tedbirli olun, uçuş boyunca mümkünse maske takın.
ÇANTANIZDA İLAÇ OLSUN
Bir o kadar önemlisi COVID-19 ile en iyi başa çıkan bilinen ilacı yanınızda bulundurun. Gittiğiniz ülkelerde ilacı kolay bulamayabilir, bulsanız da rahatça satın alamayabilirsiniz.
Eğer COVID olmuşsanız ya da griple boğuşuyorsanız uçakta mutlaka maske takın. Bu insani bir görev. Bu sayede başkalarına bulaştırmazsınız. Bulaşın en büyük kaynağı tedbirsiz hastalardır. Siz tedbirinizi alın, kimseye bulaştırma gibi bir kötülüğü yapmayın.
TARİHİN EN ÖLÜMLÜ UÇAK KAZASI
27 Mart 1977 tarihinde, havacılık tarihinin en çok ölümlü uçak kazası yaşandı. Kaza İspanya’nın Kanarya Adalarından Tenerife Adasındaki Los Rodeos Havalimanı’nda iki Boeing 747 uçağının yerde çarpışmasıyla oldu. Yerde yanlış anlama nedeniyle piste çıkan iki uçağın çarpışması sonucu 583 kişi hayatını kaybetti. 61 yolcu bu kazadan yaralı kurtuldu. Amsterdam için kalkış yapan KLM havayolları uçağı ile Pan American havayollarının Los Angeles’dan gelen Boeing 747 uçağı çarpışmasından sonra havalimanı iki gün kapatıldı. Pistte meydana gelen hasar onarıldıktan sonra havalimanı yeniden uçak trafiğine açıldı.
Paylaş