Paylaş
Bir zamanlar THY, New York’a uçarken önce Brüksel’e inilirdi. Airbus A310 tipi uçaklar yakıt ikmali için bir saat yerde kalırdı. Şimdi öyle mi? Her gün üç sefer yapılıyor. Buna Amerikan United ve Delta’nın seferleri eklendiğinde günlük İstanbul-New York direkt uçuş sayısı 5’i buluyor.
Bu kez İstanbul’dan New York’a United Havayolları ile uçtum. Boeing 767-300ER tipi uçakla yapılan yolculuk için Atatürk Havalimanı’nda önce United Türkiye Müdürü Altuğ Bekdemir ile buluştuk.
Doluluk oranlarının çok yüksek olduğunu ve Amerikalı yolcu sayısının fazlalığını anlattı. Kalkıştan önce apronda uçağın çevresinde dolaşıp hazırlıkları da izledim. Öğlen saat 12.20’de alana inen uçak hızla hazırlandı. Yeni ekip geldi. Biri kadın pilot ve çoğu 40’lı yaşların üzerindeki kabin ekibi uçağı teslim aldı. 767, 85 dakikada 10 saatin üzerindeki uçuşa hazırlandı.
TÜRKÇE ANONSLAR DÜZGÜN, DETAYLI
UA95 sefer sayılı uçuş için koltuğuma oturmadan uçağın koridorunda sonuna kadar yürüdüm. Neredeyse boş koltuk yok gibiydi. Yolcuların çoğu yabancıydı ama business sınıfında bile yüzde 30 Türk yolcu vardı. Tam yatak olan koltuklar, büyük kişisel ekranlar THY ile rekabet için yeterliydi. Çift koridorlu uçağın ekonomi sınıfında da koltuk aralıkları ve ekranlar, okyanus aşırı uçuşlar için yeterli konfora sahipti.
Geleneksel Amerikan havayolu şirketlerinde görülmeyen ilgi dikkatimi çekti. Orta yaş ve üstü kabin memurları, büyük bir zarafetle tüm yolcularla ilgilendiler. Neredeyse tek tek koltuklara gidip herkese nasıl olduklarını sordular.
Türkçe de dahil çok düzgün ve detaylı anonslarla kurallar hatırlatıldı. Sonra köprüden ayrıldık ve pist başına gittik. Uçak mükemmel bir kalkışla tırmanışa başladı. Bu bir önceki nesil ama tertemiz ve bakımlı Boeing 767-300ER, 35 bin feet (10 bin 600 metre) yüksekliğe uzun bir zaman sonra oturdu. Elbette daha ekonomik motorlar yüzünden bu süre uzuyordu.
Düz uçuşa geçişle hemen ikram başladı. Mönüler dağıtıldı. Ne yazık ki mönüdeki akışla birebir yükleme yapılmadığı için sıcak yemek servisindeki seçenek sayısı düşmüştü…
Ama ekip yolculardan bu yanlışlık nedeniyle tek tek özür diledi. Tüm içki çeşitleri vardı. Çeşitlerin yelpazesi küçük şişelerin çokluğuyla ekonomik olarak sağlanmıştı. Ama şarap büyük mantarlı şişelerde sunuldu. Yemek sonrası verilen dondurma ve karışım sosları mükemmeldi. İkram tamamlandıktan sonra küçük bir masada uyumayanlar ya da uyanıp acıkanlar için çeşitli yiyecekler yerlerini aldı.
KÜÇÜK TÜRBÜLANSLAR
Avrupa kıtasından denize çıkarken ve okyanustan Kanada semalarını yalayarak ABD Hava Sahası’na girerken küçük türbülanslar yaşadık. Karşı rüzgârın da etkisiyle 11 saat 5 dakika sonra mükemmel bir alçalışla Newark Havalimanı’na indik.
New York’un bu ikinci büyük havalimanında da trafik çok yoğundu. Park pozisyonu için 40 dakika uçak içinde bekledik. Ama uçaktan indikten sonra pasaport geçişlerinin boş olması sayesinde kaybettiğimiz zamanı geri aldık.
Tabii hâlâ İstanbul-New York uçuşunun 11 saat sürmesini kabullenemiyorum. Havacılık teknolojisindeki baş döndürücü gelişmeye rağmen bu süreyi saçmalık olarak düşünüyorum. Çok daha hızlı uçaklar yapılması gerekirdi. Maliyet sorunları bizi daha fazla havada tutuyor.
Sanırım sesten hızlı ama sessiz motorların yapımı için para harcanıncaya kadar New York’a daha çabuk gitmek için hayli bir zaman daha var.
Uçuş notlarım...
İkramdaki yanlış yüklemeden kaynaklan sorun zarafetle giderildi.
Yastık, battaniyenin bol olması yolcunun rahat etmesini sağladı.
Kabin ekipleri ikram akışı sırasında bile yolcuların farklı isteklerini yerine getirdi.
Bir önceki nesil uçak olmasına rağmen bu çift koridorlu 767’de keyifli bir yolculuk gerçekleşti.
Kokpit ekibinin mükemmelliği uçuşun iyi yönetilmesini sağladı.
United ile İstanbul-New York uçuşu için ödenen paranın yoğun yaz sezonunda olunmasına rağmen hizmetin tam karşılığı olduğunu düşündüm.
7- United, THY’nin de üye olduğu Star Alliance ittifakında. Yani bu uçuşlardan kazandığınız miller kartınıza işleniyor. Millerinizi biriktirip örneğin THY’den ödül bilet alabilirsiniz.
Paylaş