Havayollarının 3 isteği

Tüm havayolları gerçekten panik içindeler. Bu salgın yüzünden neredeyse hiçbir şirket uçuş yapamıyor. Kısıtlı uçulan noktalar ise şirketleri ayakta tutmaktan çok uzak. Ne zaman her şirketin belirlediği tüm uçuş noktalarına uçacağı ise bilinmiyor.

Haberin Devamı

HAVAYOLU şirketleri yeniden ayağa kalkabilmek daha doğrusu uçabilmek için hükümetlere el açmış durumda. Bu korkunç koronavirüs salgını bitse bile şirketlerin toparlanması zaman alacak. Belçika ve İsveç hükümetleri havayolu şirketlerine ilk el uzatanlar arasında yer aldı. En erken davranan ise Singapur hükümeti oldu. Salgının gelişmesini, yani yayılmasını bile beklemeden Çin’deki felaketten hemen sonra Singapur Havayolları’na para girişini sağladı.

Havayollarının 3 isteği

Ne istiyorlar?

Havayolu şirketleri isteklerini, beklentilerini üç ana başlıkta topladılar.

1. Doğrudan finansal yardım. Yani karşılıksız sıcak para yardımı.

2. Hükümetler ya da merkez bankaları tarafından krediler, kredi garantileri ve kurumsal tahvil piyasasına destek.

3. Vergi muafiyeti.

Haberin Devamı

İSTEKLER KATLANABİLİR

Eğer salgında ikinci bir dalga oluşursa havayolu şirketlerinin istekleri de katlanacak. Özellikle nakit para yardımı konusunda şimdilerle belirlenen rakamlar çok yükselecek. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri havayolu şirketleri için başlangıçta 50 milyar dolarlık bir yardımı planlamıştı. Ancak gidişata bakılırsa bu paranın yetersiz kalacağı ileri sürülüyor. Hükümet bu yardımı başlangıç 25 milyar doları karşılıksız diğer 25 milyar dolarlık dilimi kredi olarak belirlemişti. Ama süre uzadıkça planlar allak bullak oluyor.

İKNA OLMALARI ZOR

Öncelikle ülkeler kendi havayolu şirketlerinin uçacakları ülkelerde de salgının tamamen durmasını öneriyorlar. Yani karşı ülkede salgın tehlikesi hale gelmeden hem uçuş izinleri verilmeyecek hem de maddi yardım uzayacak.

Bir de işin yolcu tarafı var. Yolcular kişisel olarak gidecekleri yerde doğal olarak güvende olmak istiyorlar. Yani yolcular kendilerini tam güvende hissetmeden uçmayacaklar. İş amaçlı uçuşlarda da hiçbir yolcunun risk almayacağı aşikar. Karantina şartı ise yolcuları en çok düşündüren konuların başında yer alıyor. Bir iş için bir yere uçup sonra dönüşte 14 gün karantina altında kalmayı kimse istemiyor. İş uçuşlarının artması için elbette en önemli şeylerden biri iş yapılacak ülke ya da şirketlerin ekonomik durumları. Ekonomik yapısı salgınla iyice risk taşıyan ülke ya da şirketlerle iş yapılması konusu henüz ortada.

Haberin Devamı

AKILLARINDAN ÇIKARDILAR

Turizm amaçlı seyahat edecekler ise neredeyse uçma fikrini akıllarından çıkarmış durumdalar. Havayollarını en çok düşündüren de ileri tarihlerde yolcunun psikolojik durumu. Bu durum nasıl çözülür kimse bir şey bilmiyor. Geleneksel anlayış uçmaya başlayınca her şey kendiliğinden yoluna girer şeklinde. Dünyaya bakıldığında başta Amerika’nın özellikle New York bölgesi dışında İtalya ve İspanya gibi ülkeler uçuşların en geç başlayacağı yerler gibi görünüyorlar. 

İTALYA VE İSPANYA

İtalya ve İspanya’da her şeyin normali dönmesi en uzun zamanı alacak. Türk Hava Yolları da dahil birçok şirket bu iki ülkeye yapacakları uçuşları programlarının en sonuna almış durumdalar. En iyi beklentiyle, havayolu şirketlerin tüm uçuş noktaları için uçuşlara başlamasının eylül ayını bulacağı sanılıyor. Ama haziran sonundan itibaren kademeli uçuşlara başlama planı da yapılıyor. Hangi havayolunun ne zaman uçuşlara başlayacağı henüz bilinmiyor.

METRO İŞİ NE OLACAK

İSTANBUL Havalimanı inşaatı başlangıcından bir süre sonraydı. Metronun terminal binası altına gelemeyeceğini öğrendim. O zaman sordum. Artık inşaatın başladığı buna imkân olmadığı belirtildi. Statik buna engelmiş.

Haberin Devamı

Yazdım, fark etmedi. 230 metre uzağa gidiyor. Şimdi ne olacak bir yol bulunur diyebilirsiniz. Ama öyle değil, yağmurda, o rüzgâr yaylasında bavullarla oradan çıkıp terminale gitmek hiç kolay değil. İGA Terminal inşaatına başlarken metro ile ilgili hiçbir proje yoktu. Olmadığı için metronun nereye geleceğini bile bilmiyorlardı. İnşaatın ortalarında bu durum ortaya çıktı.

TREN DE GELECEK

Gerçekten dünyanın en büyük terminal binasını yapıyoruz ama bu kadar insanın sırtına yük olacak bir hatayı çözemiyoruz. Üstelik daha sonra buraya bir de hızlı tren gelecek. Sabiha Gökçen Havalimanı ile burayı birbirine bağlayacak. Görüyorum. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün ortasında tren yolu yeri var. Ama bu konuda bir hareket yok. O İGA terminalinde nereye gelecek bilmiyorum. Bu konuda Ulaştırma Bakanlığı baştan beri hatalıdır. DHMİ’nin boynunda böyle bir günah vardır. Şimdi yapılacak iş bir ulaşım terminali kurulup buranın havalimanı terminal binasına entegre edilmesidir. Yani metro, hızlı tren ve belki şehre bağlantı yapan otobüsler bir merkezde toplanır.

MESAFE UZUN

Haberin Devamı

Bilmiyorum. Gerekirse otopark yıkılır altına yapılır.  Böyle bir merkez olmazsa, yürüyen bantlarda bile bavulları çekiştirerek terminale ulaşmak yine çok yorucu olacaktır. Zaten bu çok büyük terminalde mesafeler çok uzun. Bir de buna metrodan ya da hızlı trenden geliş çilesi eklenirse sıkıntı doruğa çıkar. Bugünün şartlarında İGA böyle bir yatırımı yapmak istemeyebilir. Ama bakanlık bunu üslenmek zorundadır gibi geliyor bana.

Yazarın Tüm Yazıları