Paylaş
Yıllarca havacılıkta, özellikle uçak imalatında birçok şey elle yapılırdı. Manuel imalatın hazırlık aşamalarının sanal ortama taşınmaları ise alabildiğine geç oldu. Çözümler sunan yapıların başında Dassault Sistem yer aldı. Karmaşık yapılardan, rüzgar tünellerine, 3D oluşumlarına kadar birçok çözümü bir arada sundu. İşler hızlandı, hata payları sıfıra yaklaştı. Güvenlik çok öteye taşındı. İşte bu sistemin tepe noktasındakilerden Dassault Systemes Havacılık ve Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı David Ziegler ile Ayçin Noyan aracılığında sanal ortamda bir bağlantı ile röportaj yaptık.
Dassault Systemes’in havacılık sektöründeki uzmanlığı nereden geliyor?
Dassault Systèmes 1981’de rüzgar tüneli modelleri tasarlayan ve 3D yüzey modellemesini kullanarak rüzgar tüneli testlerinin süresini kısaltan yazılımlar geliştiren küçük bir mühendis ekibinin Dassault Aviation’dan ayrılarak yeni bir çatı altında birleşmesiyle kuruldu. Bu nedenle, havacılık ve savunma endüstrisi, şirketin odaklandığı ilk sektörlerden biri oldu. O zamandan beri Dassault Systèmes, havacılık ve savunma ürünlerinin tasarlanması, üretilmesi ve desteklenmesi anlamında önemli değişimler yarattı. Dijital model çözümleri, müşterilerin fiziksel prototip sayısını azaltmasına ve ürün geliştirme döngü sürelerinde önemli tasarruflar elde etmesine yardımcı oldu. Boeing 777 tamamen Dassault Systèmes teknolojisi kullanılarak tasarlanan ilk ticari uçak oldu ve bugün neredeyse tüm yeni ticari uçaklarda aynı teknoloji kullanılıyor. 2012’de Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi ve 3D tasarım konusundaki deneyimlerimizden yararlanarak 3DEXPERIENCE iş platformumuzu tanıttık. Bugün 3DEXPERIENCE, havacılık ve savunma alanında müşterilere yenilikçi deneyimler sunmak adına ‘tasarımdan operasyona’ dediğimiz tüm disiplinlerde uçak üreticileri, tedarikçiler, operatörler ve hizmet sağlayıcılarının inovasyon süreçlerini destekliyor.
SANAL DENEYİM PLATFORMU
Dijital platformlar havacılık sektörüne ne gibi katkılar sağlıyor?
Uçak ve uzay araçlarının, zorlu koşullarda hatasız şekilde çalışması gerekir. Ayrıca yolcuları ve mürettebatı taşıyan hava taşıtları en yüksek güvenlik standartlarını karşılamalıdır. Bu titiz gereksinimler sonucunda sensörler, malzemeler, tahrik, yazılım, rehberlik sistemleri, yaşam desteği ve üretim süreçleri gibi temel alanlarda sürekli ilerlemeler kaydedilmesi gerek. Küresel tedarik zincirlerinin organize edilmesi, üstlenici ekipleri yönetmenin karmaşıklığını büyük ölçüde artırdı. Daha fazla tedarikçi işbirliği ve daha iyi şeffaflık sağlamak OEM’lerin, yani orijinal ekipman üreticilerinin, tedarik zinciri süreçlerine dair yukarı ve aşağı akışlı olarak değerli bilgiler elde etmelerine, karar verme süreçlerini iyileştirmelerine, planlama ve yürütmeyi optimize etmek için entegrasyonu daha da geliştirmelerine olanak sağlayacaktır. Ancak bu durum özellikle fiyatlarını düşürmeleri için muazzam bir baskı altında olan ve operasyonları OEM’lere açık olursa bu baskının daha da yoğunlaşmasından korkan, daha düşük seviyeli tedarikçiler için zorluk teşkil ediyor. Ayrıca bu tedarikçiler kâr marjları azalırken güncellenmiş sistemler ve ağ oluşturma maliyeti gibi yapılması zor yatırımlar konusunda da endişeleniyorlar. 3DEXPERIENCE platformu, şirketlerin bilgi ve know-how’a hızlıca ve topluca erişmesini ve bunları kullanmasını sağlayan, inovasyon için sonsuz olasılıkları deneme imkanı sunan bir sanal deneyim platformu.
GÜRÜLTÜLÜ UÇUŞLAR
Simülasyon çözümleri, uçakların yol açtığı gürültü kirliliğini önlemeye nasıl yardımcı olabilir?
Uçak gürültüsü, dünya çapında havalimanları çevresinde yaşayan milyonlarca insan için günlük yaşamın zorluklarından birine dönüştü. Uçak gürültüsüne karşı düzenlenen protestolar sonucu birçok büyük havalimanında uçuşların kısıtlandığını,izin verilen uçuş sayısı, uçak türleri ve çalışma saatlerinin sınırladığını görüyoruz. 3DEXPERIENCE platformumuz, havalimanları ve kent merkezlerinin çevresindeki gürültü eşiği yönetmeliklerine uymak amacıyla farklı uçak bileşenlerinden kaynaklanan gürültünün aynı anda değerlendirilmesine olanak tanıyor. Bu sayede gürültünün çevre üzerindeki etkisini sınırlamaya ve çok disiplinli gürültü azaltma konseptlerinin geliştirilmesi sağlanıyor. Öte yandan uçaklardaki gürültü kaynaklarının simülasyonunun yapılması ve düşük gürültü kavramının tasarım sürecinin ilk aşamalarında değerlendirilmesi, sertifika şartlarının karşılanmasına yardımcı oluyor ve son aşamada yapılacak tasarım değişiklikleri gibi gecikme risklerini azaltarak genel maliyetleri düşürüyor. Bu doğrultuda gürültü azaltmayı tasarım sürecinin başlarında hesaba katmak, akustik performansın tasarımın önemli bir parçası olmasına olanak tanıyor. Kentsel hava hareketliliği açısından bakarsak bu konu, endüstri için hayati bir öncelik taşıyor.
ESNEK VE DÜŞÜK MALİYET
Dijital ve sanal ikizler, havacılıkta sürdürülebilirliğe nasıl bir katkı sağlıyor?
Dijital ve sanal ikiz çözümlerimizde kullanılan veri analizi, şirketlerin fiziksel testlerinin izin verebileceğinden daha fazla senaryo oluşturulmasına, böylece davranış modellerinin daha kapsamlı olarak anlaşılmasına ve daha iyi modeller geliştirilmesine olanak sağlıyor. Bu bağlamda ürünün bütün yaşam döngüsünü görülebilir hale getirebilen dijital ikiz teknolojimiz, havacılıkta daha sürdürülebilir bir odaklanma sağlamak için değerli bir araç olarak öne çıkıyor. Bunun nedeni ise; dijital ve sanal ikiz çözümlerinin sorunları tam olarak belirleyebilmesi ve tasarım aşamasında düzeltici önlem alınmasını sağlayarak atık ve enerji kullanımında iyileştirme sağlayabilmesi. Özellikle ekonomik çalkantıların yaşandığı bu dönemde, çözümlerimizle oluşturulan dijital kopyalar, şirketlerin en ihtiyaç duyulan anda daha esnek ve düşük maliyetli olabilmelerini destekleyebiliyor.
Birleşmiş Milletler’in Accenture işbirliğiyle yaptığı araştırmaya göre yıllık geliri 1 milyar Euro’dan fazla olan şirketlerin CEO’larının yüzde 99’u, işletmelerinin gelecekteki başarısında sürdürülebilirliğin önemli olacağına inanıyor. 3DEXPERIENCE platformumuz, müşterilerin sanal ikiz deneyiminden yararlanmalarını sağlıyor ve çalıştırılabilir bir dijital kopyanın oluşturulması yoluyla, inovasyonları test etmek için gereken pahalı ve yoğun emek gerektiren özel montaj hatlarına olan ihtiyacı azaltıyor.
Sanal ikiz çözümlerimiz, şirketleri prototip oluşturmak ve mevcut tasarımları aşamalı olarak geliştirmek için normalde gereken uzun yılları harcamaktan kurtarıyor. Sanal modelden doğrudan üretime geçmelerine olanak tanıyor. Karmaşık projelerin pazara sunulma süresindeki bu hız artışı ve riskteki azaltma, sanal ikiz teknolojilerimizin neden dünyadaki elektrikli araçların yüzde 85’inin, küresel rüzgar gücünün yüzde 75’inden fazlasının ve sürdürülebilirlikte çığır açan dünyanın ilk güneş enerjili uçağının geliştirilmesinde kullanıldığını açıklıyor. Çalışmalar, sanal ikiz kullanım senaryolarının tonlarca karbondioksit emisyonunu azaltmaya yardımcı olabileceğini de gösteriyor. İşte sanal ikiz teknolojimizin avantajlarının parladığı yer tam da bu nokta.
YOLCU DENEYİMİ
Havacılıkta dijital platformlar sayesinde yaşanan bu dönüşümün yolculara getirisi ne olacak?
Bugün havayolu şirketleri, yolcularına kişiselleştirilmiş ve olağanüstü bir deneyim sunabilmek için birbirleriyle yoğun bir rekabet içerisindeler. Bu yoldaki ana zorluklardan bir tanesi OEM’lerin yoğun bir şekilde standartlaştırılmış üretimine rağmen, yolcu beklentilerinin üzerine çıkarak müşteri sadakatini artırabilmek. Alıcılar için kitlesel özelleştirme yapmaya çalışan birçok şirket, genellikle müşteri beklentilerini, güvenlik düzenlemelerini ve müşterinin değişiklik taleplerini ve kapsamı sürekli genişleyen projeleri yönetme konusunda zorluklar yaşıyor. Bu da proje süresi aşımlarına ve finansal kayıplara neden oluyor. 3DEXPERIENCE platformumuzun “Passenger Experience” (Yolcu Deneyimi) adı verilen çözümü sektördeki bu sorunu temel alarak mühendislik, üretim ve sertifikasyon süreçlerinde duygu ve otomasyonu birleştiriyor. Böylece şirketler kişiselleştirilmiş kabin içi sistemlerini kârlı bir şekilde sağlarken yolculara da talep ettikleri eşsiz uçuş deneyimi sunulabiliyor.
Dijital platformlar askeri havacılık cephesinde ne gibi faydalar sağlıyor?
70’li ve 80’li yıllarda üretim sadece delik açmak ve bir şeyleri yerine monte etmekten ibaretti. Diğer deyişle, aslında her uçak ısmarlama yapımdı. Şimdi ise dijital ikizleri kullanarak, istenirse özel yapım istenirse 3D baskı yoluyla gerekli parçaları üretmenin yeni yollarını bulabiliyoruz. Sistemimiz sayesinde savunma şirketleri daha hızlı ve isabetli kararlar alıp görev planlamasını entegre etmenin yanı sıra akıllı idame ve çevik kabiliyet gelişimi sağlayabiliyor. Bu bağlamda TUSAŞ - Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. önemli müşterilerimizden biri. TUSAŞ yeni nesil, çoklu görev kabiliyetli uçağının uçtan uca geliştirmesi için 3DEXPERIENCE platformumuzu kullanıyor. TUSAŞ çatısı altındaki 2 bini aşkın proje katılımcısı, onların partnerleri ve tedarikçileri çalışıyor. Bu ekip dijital tasarım, mühendislik, simülasyon, üretim, iş analitiği ve yönetişim uygulamalarında 3DEXPERIENCE platformu aracılığıyla işbirliği yapıyor.
Paylaş