O günü tam olarak hatırlamıyorum. Halkla İlişkiler Dünyasının süper annesi Betül Mardin aradı.
Gate Gourmet Usaş'ın Murahhas Müdürü Muhammed Hammam'ın benimle görüşmek istediğini söyledi. Bu randevu benim yüzümden uzayıp durdu. Çok uzun süredir tanıdığım Muhammed'le sonunda Hürriyet'te bir öğle yemeğinde buluştuk.
Çok heyecanlı görünüyordu. Yeni bir iş yapacağı zaman hep böyle olurdu. Muhammed Hammam'ı yıllardır tanırım. İşinin lideri, Türkiye'de olmaktan mutlu ve çok başarılı bir uluslararası yöneticidir. Türkiye'deki uçak ikram pazarında büyük payı elinde tutan Usaş'ın Atatürk Havalimanı İç Hatlar Terminali’nde yeni yerler açacağı gündeme geldi.
NEDEN OLMASIN
Muhammed açılacak yeni yerlerden birinin Divan Pub diğerinin özel bir Türkiye zinciri olan The North Shield Pub olduğunu söyledi. Açık alanda ise bir kafenin projede yer aldığını ve bu yerin adı için Usaş personeli arasında bir anket yaptıklarını belirten Muhammed, 'Uğur Bey anketten Kokpit adı çıktı. Onu istemeye geldim.' dedi.
Muhammed Hammam profesyonelce lafı uzatmadan 'Kokpit' adını istediği söyledi. Kokpit'in bir marka olduğunu ve bu adı kullanmanın sorumluluğunu taşımak istediklerini bir kaç kez tekrarladı.
Bende çok heyecanlandım. 1996 yılının Mayıs ayında Hürriyet'te başlayan Kokpit sayfası 370'inci haftayı doldurmuştu. Ertuğrul Özkök'ün yoğun isteği ile başladığım havacılık sayfası ve ardından Kanal D'de devreye giren program Türkçe şekliyle 'Kokpit'i marka yapmıştı. Dünyanın çok yerinde havacılık dünyası bu markayı iyi biliyordu. Ve Muhammed bu adı benden istiyordu. Ertuğrul Özkök'ten izin aldım. Kokpit adının Atatürk Havalimanı İç Hatlar'da açık alandaki 'cafe' adı olarak kullanılması için Usaş'la bir anlaşma yaptık.
TEGV’E BAĞIŞ
Anlaşmaya göre Usaş, 'Cafe Kokpit' adını kullanacak, karşılığında kendi belirleyeceği miktarda bağışı Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na (TEGV) bağışlayacaktı. Ayrıca Kokpit şapka, anahtarlık, tişört gibi ürünleri de yaptıracak ve satış kárı yine aynı vakfa bağışlanacaktı.
Hiç bir ticari ilişki içermeyen bu ilişki 'Kokpit' markasını hayatın bir başka alanına geçiriyor ve havalimanı dokusu içine katıyordu. Her şey çok kısa sürede gelişti ve geçtiğimiz günlerde 'Cafe Kokpit', rüştünü ispatlamış Divan Pub ve The North Shield Pub arasında korumalı yerini almıştı.
105 KİŞİ KAPASİTELİ
Toplam 140 metre karelik, 105 kişilik oturma kapasiteli Cafe Kokpit'in bir kenarına programın çekimlerinin yapıldığı dekorun benzeri konuldu. Kurdela kesildi ve Cafe Kokpit iç hat yolcularının beğenisine sunuldu. Duvarda yanan koskoca ‘Cafe Kokpit’ panosu bizim yarattığımız bir marka olarak hizmet sektörünün önemli alanında zarif bir köşede yer almıştı.
Evet Cafe Kokpit'te otururken arkasında böyle bir hikaye olduğunu bilmenizi isterim. Muhammed Hammam ve ekibinin Kokpit'i iyi temsil edeceklerini, Türk Eğitim Dünyası için yaptıkları bağışları her zaman sürdüreceklerini de bilmenizi isterim... Cafe Kokpit'in patronu Muhammed Hammam. Ben iç hat yolculukları yaparken, sadece bir müfettiş edası ile gözlerimi Cafe Kokpit'in üzerinde tutacağım...
Geleneksel yıldız uçuşu
Airex 2000 Fuarı'nda bir akşamüstü Cessna Şalesi’nde aldığımız kararı geleneksel hale getirdik. Fuarın üçüncü günü uçaklara atlayıp kendimiz için özel bir uçuş düzenledik. Cessna'nın Türkiye Temsilcisi Emair'in patronu Kemal Gürsan fikri ilk destekleyen oldu. Buna Dassault temsilcisi Alişan Soylu da katılınca filoyu kurmak kolaylaştı. Geçen fuarda yaptığımız uçuşu bu yıl tekrarlama ve sonra her yıl yapma kararı aldık.
Yine bir akşamüstü uçuş kararımızı hayata geçirdik. Üç uçak hazırlandı. Gözen Air’in eli-kolu ve herşeyi Ayşe Gökpınar yasal uygulamaları hızla gerçekleştirip, uçuş izinlerini aldı. Fransız Dassault'nun üç motorlu iş jeti Falcon 900EX, ardından Amerikan Cessna Citation X ve İtalyanların ilginç uçağı Piaggio imalatı Avanti P180 Askeri Apron’da birbiri ardına sıralandı. Cessna temsilcisini, Falcon'un temsilcisi Alişan Soylu uçağına davet etti. Bu davranış aynı zamanda temsilciler arasındaki kıran kırana rekabete rağmen dostlukların her zaman sürdüğünü gösteriyordu. Bu bir centilmenlik örneğiydi. Toplam 32 kişi üç uçağa bindik. İki uçak jet motorlu, Avanti ise turboprop bir uçaktı.
İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan birbiri ardına kalktık. Hemen hemen üç uçak 45 dakika civarında Antalya semalarında oldu. Antalya Havalimanı bize birbiri ardına iniş izni verdi. Ve üç uçak genel havacılık apronunda yanyana park edildi.
MUHTEŞEM YEMEK
Uçaklarımızın yolcuları arasında bulunan ve havacılığa aşık Metiş Grubu’nun genç cocuğu Bülent Sever bizi akşam yemeği için sahibi olduğu Grida Tatil Köyü'ne davet etti. Otelin otobüsüne binerek gittik. Belek'teki muhteşem tesisin sahilinde iskele üzerinde çok hoş bir hazırlık yapılmıştı. Genç bir Bulgar sanatçı gitarı ile büyüleyici parçalar çaldı. Gün batmak üzereydi ve Bülent Sever yine aşık olmuş gibiydi. Her fuarda bir nişan yapmayı gelenek haline getiren Bülent Sever'in sonraki dakikalar ne yaptığını öğrenemedik.
Adını 'Yıldız Uçuşu' olarak koyduğumuz geleneksel uçuşun gecesi Grida Tatil Köyü'nde Aşçıbaşı Erdoğan Aydemir'in hazırladığı güzel bir yemekle sürdü. Yemekte Airex Fuarı'nın kahramanları Feyzan Erel, İbrahim Anıl, Müşfik Işık hem yorgunluklarına bir ara verme imkanı buldular, hem de 2004 fuarı için planlarını anlattılar. Türkiye'nin Sivil Havacılık sorunları gündeme geldi ve bunların bir platformda çözümüne yardımcı olunması kararı alındı. Gelecekte oluşacak bir platform, kural koyuculara ve düzenleyicilere yardımcı olmayı hedef kabul etti.
SİVİL HAVACILIK PLATFORMU
Grida Oteli'nin genç Genel Müdürü Tayfun Zeytinbaş bize mükemmel bir ev sahipliği yaptı. Gelecek fuarda belki yine oraya gideriz. Belki fuarı beklemeden bir başka uçuşla, dostluk bayrağını yakın bir ülkeye taşırız, bilmiyorum. Ama üç uçaklık uçuş bundan böyle hep yapılacak. Geleneksel 'Yıldız Uçuşu' gecelerinde Türk Sivil Havacılığı'nın sorunları gündeme getirilecek. Aslında bir keyif uçuşu gibi görünse de, sorunların yaşanarak tartışıldığı yüksek bir platform doğuyor. Kimse panik yapmasın, gelecekte bu platform kinsiz, çığırtkan edası olmadan, dedikodusuz sadece sorun çözümleri önerecek bir platform olacak. Kuşkusuz yüksek seviyede bir platform olarak tescil edilecek...
İşte Yıldız Uçuşuna katılanlar:
Bülent Sever, Ruşen Aydın, Belma-Kemal Gürsan (Emair), Sedat Seyhan, Müşfik Işık, Nursun-Feyzan Erel, İbrahim Anıl (Mint Fuarcılık), Timur Özkan, Albi Abut, Betül-Alişan-Okan Soylu (Soylu Havacılık), Trevor Esling, David Moore, Mark Snider (Cessna), Ayşe Gökpınar (Gözen Air), Sedat Zincirkıran, Bünyamin Atik, Paolo Chiarlong, Massimo Isidori, Marcello Vitale, Federico Verrini, Riccardo Bonora (Piaggio), Henri Lauras (Bombardier), Christophe Van Den Broek, Daniel Actonh, Etienne Faurdessus (Dassault), Tolga Özbek, Gökay Taşkın.