Bu terminalde yolcu yok

Bir zamanlar yolcu taşıyan bu uçakların kabinlerinden, gövde altlarından içi kargoyla dolu konteynerler çıkıyor. Yolcusuz terminale götürülen konteynerler boşaltılıyor. İnternetten sipariş verdiğiniz bir kitap, ihracatçının yolladığı tekstil numunesi veya bir hastanın şifa arayan kan örneği kilometrelerce uzayan devasa bantlarda bavulların yerine dönüyor. Burası dünyanın en büyük hızlı paket taşıyıcılarından DHL’in ana merkezi.

SESSİZ YOLCU

Terminalin tek sakinleri DHL çalışanları. ‘Sessiz yolcu’ olarak bilinen kargonun dili yok ki konuşsun. Üzerindeki barkod gideceği yeri gösteriyor. Devasa tarayıcılar kargoyu otomatik olarak yönlendiriyor. Bir gecede gelen 65 uçağın kargosu, kısa sürede kendini başka bir konteynerde buluyor. Sonrasında yine uçağa gidiş, yükleme ve varış noktasının en yakınındaki havalimanı. Paket uçaktan indikten sonra hızla teslim ediliyor.

HER ŞEY DAKİK

Koşuşturma o kadar dakik ki, saniye bile geç kalmaya tahammül yok. Bir sonraki uçağı yakalayamayan kargo ertesi güne kalıyor. Bu durum hızlı paket taşıyıcıları için ciddi sorun. Kargo uçakları gündüz ve hafta sonları uçmuyor. Dev operasyon da genellikle yaşları yüksek olan kargo uçaklarıyla yapıldığından bakım çok önemli. Bir zamanlar Doğu Almanya içinde kalan Leipzig Havalimanı’nda DHL’in havayolu European Air Transport Avrupa’nın en büyük hangarını yaptırmış. Hangar o kadar büyük ki iki Airbus A380 yan yana sığabiliyor. Şirketin CEO’su Markus Otto, filodaki Boeing 757, 767 ve A300-600’lerin operasyonu için sürekli sahada. Bir yanda da pilotaj eğitimi alıyor...

230 MİLYON EURO’LUK TERMİNAL

DHL, operasyonunun hızlanması için Leipzig’de 1300 kişiye istihdam sağlayan 230 milyon euro’luk yeni bir terminal açtı. Tüm operasyonunu otomatik işlediği merkezde, 170 kilogram ağırlığa kadar olan paketler bantların üzerinde otomatik ayrılabiliyor. Kapasite saatte 150 bin gönderi. 44 bin metrekarelik terminal, operasyonun çok daha hızlanmasını sağlayacak.

ATATÜRK- SABİHA GÖKÇEN ARASI TARİFELİ UÇUŞ

DHL Türkiye’nin başında 3,5 yıldır İstanbul’da görev yapan Markus Reckling var. Reckling, Alman planlamacılığı ve detaycılığına Türk tezcanlılığını da eklemiş. Bir dakika bile yerinde durmadan operasyonu anlatıyor: “Her gün İstanbul’dan Leipzig’e MNG Havayolları’ndan kiraladığımız A300 uçakları ile sefer yapıyoruz. İkinci uçak, Atatürk Havalimanı’ndan kalkıp Sabiha Gökçen’e, oradan da Leipzig ile Köln’e uçuyor. İstanbul’un iki havalimanı arasında tarifeli uçan tek şirketiz. Yüzde 60 ihracat mallarını taşıyoruz. İstanbul, Bursa, İzmir ve Gaziantep en çok gönderi yollayan iller. Günde 18 bin paket taşıyoruz. Kargo başına ortalama ağırlık 7 kilogram.”