İki havacılık fuarını ne yazık ki hastanede geçirdim. Cenevre’deki EBACE Fuarı’na adım attıktan birkaç saat sonra rahatsızlandım.
Aklım fuardaki uçaklardaydı. Üstelik yeni nesil, çok sayıda imalat bu fuarda mock-up’ları ya da imal edilmiş ilk modelleri ile karşımda duruyordu. Birkaçını elledim ama dayanamadım, Cenevre’de hastaneye kaldırıldım.
Altı saatlik acı dolu bir zamanın ardından İstanbul’a uçtum. Her zamanki gibi ilk elleri üstümde olan kişi, yakın dostum Profesör Doktor Cavit Özsoy oldu. Ameliyat kararını verdi.
Bu arada İstanbul’da yıllardır basın sponsorluğunu yaptığımız, ellerimizle büyüttüğümüz Airex Fuarı, kapılarını açmak için hazırlanıyordu. Tamamen amatör bir çabayla oluşan yılların fuarı, dünyadaki benzerlerine kafa tutuyordu. Katılan uçak sayısında patlama olmuştu. Fuarda verilecek siparişler baş döndürücü bir hızla gelişmeye başlamıştı.
Ben Acıbadem Grubu’nun yarı hissesini aldığı Yeşilyurt’taki International Hastanesi’ne yattım. Hastanenin yaratıcısı ve yarı hissesini satıncaya kadar tek patronu Sait Haifawi ve Acıbadem Grubu’nun temsilcisi Meri Bahar bana bütün sancılarımı unutturacak her şeyi hazırlamıştı.
Kendimi hastanenin full-time doktoru Profesör Doktor Bülent Alagöl’ün ellerine bıraktım. Bana göre hastanenin en büyük gücü Ükke Güler’in yanı başımda olması hayatımın en büyük lüksüydü. Tek başına bütün hastanenin sevgi ilişkilerini yürüten Ükke beni ameliyata uğurladı.
Odama döndüğümde acılarımın çoğunu ameliyathanede bırakmıştım. Prof. Dr. Bülent Alagöl o yüksek güven sunan tebessümü ile sıkıntılarımın çoğunun geride kaldığını söyledi.
Marmara Denizi’nin neredeyse her yanını gören odamda yatarken kimi arkadaşlarım uçaklarıyla geçerken kanatlarını sallayıp beni selamladılar. Kimileri son yaklaşmada yollarını değiştirmeden uçaklarının ışıklarıyla bana göz kırptı.
İnsan, başına böyle bir şey gelmeden ne kadar çok dostu olduğunu anlayamıyor.
Bir ameliyathanede, ya da hastanedeki odamda günlerce acılar içinde kıvranacağımı sanırken dostlarım beni uçurdular.
Çok teşekkürler...
Hedefimiz 10 yılda 170 milyon yolcu
Devlet Hava Meydanları İşletmesi DHMİ, Türkiye’de hızla büyüyen havacılık sektörünün önemli aktörlerinden birisi. DHMİ’nin Genel Müdürü Orhan Birdal, havalimanlarının sayısının artacağını söyledi ve İstanbul Atatürk ile Antalya Havalimanları etrafındaki semtlerde oturanlara uçak gürültüsünün konulacak özel mikrofonlarla kontrol altına alınacağı müjdesini verdi. DHMİ’de çalışmaya 1982’de hava trafik kontrolörü olarak başlayan Birdal, bu yıl 75’inci kuruluş yıldönümünü kutlayan DHMİ’nin gelecek planlarını Kokpit’e anlattı.
Türkiye’de havacılık sektörü çok hızlı büyüyor. Gelecek 10 yıldaki yolcu kapasitesine dair bir öngörünüz var mı?
- Son beş yılda Türkiye’de terminallerin yıllık yolcu kapasitesi 49.5 milyondan 100 milyona çıktı. Yolcu artışından önce yatırımlarımızı gerçekleştirmek zorundayız. Hedefimiz 10 yılda Türkiye’de sivil uçakların inip kalkabileceği meydan sayısını 55-60’a, yolcu sayısını da 170 milyona çıkartmak.
Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle havalimanları yenileniyor. Dünyanın bu uygulamaya bakışı nasıl?
- Avrupa’da YİD’nin hazırlık safhası, yapım ve işletmeye alım süresi çok uzun. Türkiye’de gerekli mevzuat düzenlemesi yapıldığı için, ilerleme hızlı. İhaleler şeffaf yapılıyor. Kazananlar yatırımları çabuk hayata geçirmek için bütün imkanlarını seferber ediyor. Dünyada "Türk modeli" adı verilen bu uygulama yabancıların da ilgisini çekti. Bizden görüş alıyorlar. YİD’de devret noktasına geldikten sonra kiralamayla işletme hakkını devrediyoruz. Bu yöntemle İstanbul Atatürk’ten 3 milyar, Antalya’dan da 3.2 milyar dolar gelir elde ettik. Ama bu bir özelleştirme değil. Terminallerin mülkiyeti devlette kalıyor.
GİRİŞİMCİLERE AÇIĞIZ
Yolcu sayısı az meydanlarda ne yapacaksınız?
- Küçük meydanlarımıza talipli çıktığı takdirde ihaleye çıkacağız. Bölgesel yatırımcılar, yerel idareler bu konuyu inceliyor. Örnek Zonguldak. Türkiye’de bölgesel havacılığın geliştirilmesi açısından düşük maliyetli terminallerin yapılması gerekiyor. Böylece hem havalimanı sayısı artacak hem de özel sektör de bu işin içine girerek dinamizmini ortaya koyacak.
Türkiye’deki hava trafik sistemi SMART Projesi’yle yenileniyor. Sistem ne zaman tam kapasiteyle hizmete girecek?
- SMART’la mevcut eski sistemlerimiz tamamen yenilenecek. Halen iki noktadan kontrol edilen hava trafiği artık Ankara’dan idare edilecek. Proje 2009 sonunda tamamlanacak. Ancak 2009’u beklemeden ara modernizasyonu kontrolörlerin ve elektronik çalışanlarımızın özverili çabalarıyla bir ayda tamamladık. Vatandaşlarımız Türkiye’nin hava sahasının güvenli olduğunu bilsin, gönül rahatlığıyla uçabilirler.
İÇ HAT UÇUŞLARI KISALACAK
Havayolları artan yakıt maliyetleriyle birlikte iç hatlarda daha kısa uçmak istiyor. Rotalar ne zaman kısalacak?
- Havayollarının sıkıntısının farkındayız. Ancak daha kısa uçmak için çizilen rotalar, askeri sahaların üzerinden geçiyor. Bu konuda Hava Kuvvetlerimiz ile görüşmeler yaptık, kararlarını bekliyoruz. Bu, hava trafik kontrolü olarak bize ek yük getirecek. Ancak yakıt fiyatları ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor. Her kurum üzerine düşeni yapmalı.
HAVA TRAFİĞİ YÜZDE 11 ARTTI
Türkiye’deki havayolu yolcu trafiği ocak-mayıs döneminde geçen yıla göre yüzde 6.6 artarak 22 milyon 781 binden 24 milyon 285 bine çıktı. Türkiye üzerindeki uçak trafiği ise yüzde 11’lik artışla 95 bin 602’den 106 bine ulaştı. Yıl sonu hedef en az 80 milyon yolcu. 2007’de Hazine’ye 455 milyon YTL kaynak aktaran DHMİ, geçen yıl 114 milyon YTL Kurumlar Vergisi ödedi.
Gürültü seviyesi kontrol edilecek
Bazı havalimanlarıyla ilgili gürültü şikayetleri artıyor. Buna nasıl bir önlem alacaksınız?
- Burada ülke olarak tercihte bulunmanız lazım. Ya "Turiste ihtiyacım var, ekonomiye katkıda bulunsun ama hangi tip uçakla gelirse gelsin" diyeceksiniz. Ya da "Seçici davranacağım, ancak şu tip uçakları kabul ederim" diyeceksiniz. Bu kararı almak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün. Biz işletmeci olarak önümüzdeki ay çıkacağımız ihaleyle İstanbul Atatürk ve Antalya havalimanlarında gürültü ölçümü yapmak için mikrofon satın alacağız. Sistem yıl sonuna kadar hizmete girecek. Önce tespit edeceğiz, sonra uyarı yapacağız. Uymayanlara ceza vereceğiz.
Yiyecek ve içecek fiyatlarını DHMİ belirlemiyor
Yolcu şikayetlerinin başında havalimanındaki yiyecek, içecek ve otopark fiyatlarının pahalılığı geliyor. Fiyatları kim denetliyor?
- Havalimanlarındaki tüm kiracılarımız ile sadece kiracılık bağlamında bir sözleşmemiz var. Fiyat belirlemesini işletmenin bağlı bulunduğu meslek birlikleri, odalar veya Turizm Bakanlığı yapıyor. Biz sadece tarifeleri asıp asmadığını kontrol ediyoruz. Otoparklarla ilgili tarifeleri ise biz hazırlıyoruz. Bunu yaparken bölgenin ekonomik yapılarını göz önüne alıyoruz. Ancak havalimanları özel yerler. Güvenliğiyle herhangi bir işletmeden farklı. Maliyet yapısı da ona göre ayarlanıyor.