Ulusalcılık öldü mü?

Ne diyelim, belki haklıdırlar...
Eğer ulusalcılığı Ak Parti karşıtlığı ve şeriat fobisinden ibaret sanıyorsak...
Onu “Tayyip Erdoğan’ı sevmeyenler kulübü” olarak görüp sadece bunu bekliyorsak...
“Gerekirse darbe olsun, yeter ki 2002 öncesine dönülsün” kafasındaysak...
“Eski Türkiye” hasretiyle Demirel’le bile ittifak yapmaya razı hale gelmişsek...
O zaman hemen söyleyeyim, ulusalcılık bu olsaydı sahiden çok demode ve sıkıcı bir şey olurdu. Hiç çekilmezdi. Direkt geri dönüşüm kutusuna postalamak gerekirdi.
Ama neyse ki, ulusal düşünce bunun ötesinde bir şey...
Bu “her ahval ve şeraitte” merkeze kendi ulusunu koyarak düşünme, evrenselliğe buradan yürüme meselesi...
Şu dünyada her gerçek aydının bildiği “ulusal olunmadan evrensel olunmaz” gerçeğine uyanma hali...
Ulusal sol, memlekete hakim olan yeni kapitalizmin mağdurlarına sahip çıkmak demek. Onun dayanıştığı küresel sisteme karşı “mazlum milletler” ile dayanışmak demek. Ulusal sol düşüncenin bitmek gibi bir lüksü yok. Hatta duruma bakılırsa, olayı yeni başlıyor.�
Yeniden keşfedilecek çok şey var: İşte Mustafa Kemal, işte Sultan Galiyev, hatta “Bilge Kral” Aliya İzzetbegoviç...
Tarihin penceresinden gülümsüyor ve fikirleriyle yeni sentezler yapmamızı bekliyorlar.
Çünkü bugün asıl mesele Büşra’nın okula başörtüsüyle gidip gitmemesi değil, mezun olunca nasıl geçineceği...
Ana dilinde eğitim gören Şivan’ın yakasını ağanın elinden nasıl kurtaracağı...
İşte kısır gündemlerin dışına adım atar atmaz karşımıza çıkan gerçek tablo. Tabii görmek istiyorsak.

Yine, yeni, yeniden

Kıvanç ile Azra’dan sonra yeniden birleşmesini istediğim diğer çiftlerin listesini çıkardım. Arz ederim.
Münir-Adile: İkisini bir kez kanlı canlı karşımda görmek için neler vermezdim. Ne yapalım, mukadderat.
Cüneyt-Gülşen: Heyecan veren bir çift olmuşlardır her daim. Ama yönetmen rahmetli Halit Refiğ olacak.
Şener-Ayşen: İki ustayı bir kez daha aynı filmde oynatmak çok kral hareket olmaz mı?
Nilüfer-Rıza Silahlıpoda: Şimdi birbirlerini sokakta görseler tanıyacakları şüpheli, ben neler düşünüyorum.
Nihat Doğan-Nihat Doğan: Yaşadığı kişilik bölünmesini en kısa zamanda atlatması en büyük temennimiz.

İncir  Çekirdeği

Haftanın sözü Hakan Bıçakçı’dan: “Bilgenin ukalalığını cahilin samimiyetine tercih ederim. Özür dilerim.”