Şeytan 76 Empati 0

Kimmiş dinimize hakaret eden? Saldırıda ölenler mi? Hayır, onların ataları.
Haberdeki mesaj belli: “Gâvurlara oh olsun!”
Kamptaki gençlerin günahı ne, anlatılmamış. Norveç’in silah ticaretindeki rolünden ve ülke basınındaki Hazreti Muhammed’e saygısızlık eden karikatürlerden bahsedilmiş.
Ha, bir de eşcinsellere özgürlük tanıyan Norveç yasalarından.
Allah için, açık oynayan bir gazete. Meşrebini saklamıyor, nefret söylemini dolandırmıyor. Arada yüksek makamlardan himaye gördüğü rivayetler arasında. �
Bu sefer de Nazilerle kesişmiş yolları. Akla “Nürnberg Mahkemeleri” filmini getiriyor.
Nazileri yargılayan savcı, filmin sonunda şöyle der: “Anladım ki şeytan, empatinin yokluğuymuş.”
“Empati” demek, başkasının halinden anlamak demek.
Empati duyguları olsaydı, Naziler o kadar insanı kolay kolay öldüremezdi. Hallerinden anlarlardı çünkü.
Şeriatçı gazete empati taşısaydı, o haberi yazmazdı.
Bir an için bile olsa kendilerini ölen 76 kişinin yerine koyabilirlerdi.
Ama empati duyguları ya hiç olmamış ya da sonradan bir şekilde aldırmışlar.
Şeytanın en sevdiği ortam: Empati duygumuzu kaybedince nefretin dünyasına girmiş oluruz.
Saldırgan Anders Breivik’in kendisini gençlik kampındakilerin yerine koymasına imkân yok. Sorsanız yaptığını haklı gösterecek milyon tane bahane sayar. Ne de olsa Nazi.�
Şeriatçı gazetedekilere sorun, o haberi bin bahaneyle savunur, hepsine de inanırlar. Çünkü ikisinin de sahip olmadığı şey empati. Yani halden anlamak.
Şeytan ne zaman şov yapmak istese işe empati duygumuzu yok etmekle başlar. Gerisi onun için çocuk oyuncağıdır çünkü.

Motosiklet konuşma sanatı

Motorcularla muhabbete devam. Bazıları her eleştiriyi saldırı kabul ediyor. İçlerinde tehditkâr olanlar var.
Aklı selim sahibi olanlarsa iğneyi kendilerine batırmayı biliyor ve dostça özeleştiri yapıyorlar. Şuursuz motor kullanıcılarının varlığını inkâr etmeden. Çözüm arayarak.
Kendilerine medenice yaklaşımlarından dolayı teşekkür ederim. Tehdit edenlereyse 1.86 boyunda, 91 kilo olduğumu ve kick-boks yaptığımı hatırlatmakla yetineyim.
Şaka bir yana, Pirsig’in efsanevi “Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı” kitabından alıntıyla bağlayalım konuyu: “Ve nedir iyi Phadreus, nedir iyi olmayan. Bunu söyleyecek birine ihtiyacımız var mı?”

tatlı  Sözlük

Kurban olduğumun klişesi: Bütün ihtiyacımız sevgi.