Paylaş
Dile kolay, Türkiye’nin en güvenilir kadını çağırıyordu. Bu gibi durumlarda hep yaptığım gibi, danışmak için Neyzen Tevfik’i aradım.
“Şimdi konuşamam. Nâzım’la bowling oynuyoruz. Ayrıca kazık kadar adamsın, ne yapacağına kendin karar ver!”
Sonuçta “Sabahların Sultanı” ile bir akşamüstü, Hilton’un terasında buluştuk.
Hem yükseklik hem de karşımdakinin meşhurluğu yüzünden başım döndü. En son İbrahim Tatlıses ile tanıştığımda böyle olmuştum. Üstelik Seda Sayan beni görünce hakkında yazdığım her şeyi hatırlamaya başladı. Bilhassa iğneleyici şeyleri.
Kendimden biliyorum, hakkınızda atıp tutmuş biriyle sonradan karşılaşmak garip bir haldir. O ne yazdığını unutmuştur ama siz kelime kelime hatırlarsınız.
Seda Sayan da hatırlıyordu. Neyse ki gerçek bir leydi gibi bunu işine yansıtmadı.
Hatta dünyanın en sıkıcı konuğu olmama rağmen yılmadı. Özel hayatımla ilgili vermediğim cevaplara anlayış gösterdi. Gamze geyiğine falan fazla girmedi.
Nedense meşhurlar hep televizyonda olduklarından çok daha normal ve sempatiktirler. Seda Sayan da öyleydi. Tek fark, pek çok meşhurun yaptığı gibi meşhurluğundan dolayı özür dilemiyordu.
Tam aksine, gurur duyuyordu Seda Sayan olmaktan. Oğulcan’ın annesi olmaktan. Hatalarından ders almaktan. Elif Şafak’ı canlı yayına çıkarmaktan.
İtiraf edeyim, beni bu tarafıyla çarptı. O zaman anladım ki boşuna Seda Sayan olunmuyor.
“Kadınlar tarafından sevilmek ne demek biliyor musun?” dedi, röportajın sonunda: “Bu dünyada çok az kadına nasip olan bir şey. Güvenilir olduğuma değil, asıl buna şükrediyorum!”
Arabaya biner binmez Neyzen Tevfik’i aradım. “A evet, burada sabahları seyrediyorum o kızı” dedi: “Akşamüstü de aynıysa beni tanıştırsana!”
Geçmiş olsun Ahmet Kekeç
Duydum ki Star yazarı Ahmet Kekeç talihsiz bir doku zedelenmesi sonucu kolunu kullanamaz hale gelmiş.
“Kol kırılır yen içinde kalır” derler ama Ahmet bunu köşesinde yazınca içim cız etti.
Kendi deyimiyle “tek kollu” bir yazarla güreşmek racona sığmazdı.
Hem bakmayın, bazen fikirlerini ürpertici bulsam da gizli gizli empati kurduğum bir tarafı vardır Ahmet Kekeç’in.
Bu yüzden polemiğe o iyileşip şartlar eşit hale gelene kadar ara verdiğimi belirtmek isterim.
Kendisine acil şifalar diliyorum. Centilmenlik ölmedi.
Paylaş