Bir arkadaşım “karamsar yazılarından gına geldi” dedi. Ben de bugün süper iyimser olmaya karar verdim.
İzin verin mutluluktan bahsedeyim. Şu yaşıma geldim, milletçe bu kadar mutlu girdiğimiz bir yıl hatırlamam. İnanmayan anket sonuçlarına baksın. Maşallah, cümleten gül bahçesinde yaşar gibiyiz. Bu mutluluğun daha uzun yıllar sürecek olmasıysa ayrı saadet. Türkiye’nin altın çağına şahit olacağız bin şükür. Şairin dediği gibi, güzel günler göreceğiz. Motorları maviliklere süremesek de süreceğiz bahtiyarlığın keyfini. Gölge etmeye kalkan çatlak seslere de hadleri bildirilecek. Zaten çoğuna şimdiden bildirildi. Şu huzur içinde ve birbirimizi hiç incitmeden yaşadığımız Türkiye’nin tadını çıkarmamak ne mümkün? Bunu yapmayanlar ancak kötü niyetli kişiler olabilir. Şike operasyonu sayesinde futbolumuz, reyting operasyonu sayesinde dizilerimiz, hava operasyonu sayesinde vatandaş düzelecek. Hatta, dümdüz olacak. Hatta o kadar düz olacağız ki, bir ucundan bakıp öbür ucunu göreceğiz memleketin. Çıkıntılık yapmaya kalkanlara da gerekli operasyonlar yapılacak. Uygun adım yürüyeceğiz bizi bekleyen güneşli, güzel günlere. Gözlerimizde sevinç gözyaşları. Hepimiz birbirimizi seveceğiz, bayram olacak hayat. Yazarlar çiçek yazacak, çizerler böcek çizecek. Pollyanna rol modelimiz olacak. Kara mizah yasaklanacak. Lüzum da kalmayacak zaten: Her şeyin tozpembe olduğu bir ülkede akı-karayı kim ne yapsın? Suriye mi burası? Öhm... Gördüğünüz gibi, iyimser takılmaya kalkınca yazı bir şeye benzemedi. Korkarım ben yine bildiğim gibi yazmaya devam edeceğim. I am sorry a dostlar!
“Muhteşem Yüzyıl”ın sonu
“Muhteşem Yüzyıl”ın sonunu merak mı ediyoruz? O zaman buyurun İstanbul Şehir Tiyatroları’na! Oyunun adı “Zırhlı Kurt”. Mevzu, Kösem Sultan ile torunu Padişah Avcı Mehmet. Kösem’in Mehmet ve annesi Turhan Sultan ile yaşadığı kanlı iktidar mücadelesi. Yani Osmanlı’nın Hürrem ile başlayıp 100 yıl süren “Kadınlar Saltanatı” döneminin sona erişi. Tarık Günersel, bu oyunu 18 yılda yazmış. Kendisi tiyatromuzun en yaratıcı yazarlarından. “Zırhlı Kurt” bunun ispatı.
Günün filmi: Çoğunluk
Bazı filmler vizyona girince seyredilir, bazıları yeri geldikçe. “Çoğunluk” ikinci türden. Sinemada oynarken kime tavsiye etsem seyrettikten sonra aynı yorumu yapmıştı: “İyi ki azınlığız!” Çoğunluk ise, şimdi Uludere’de uçak bombasıyla ölen 35 köylüyü umursamadan yaşamaya devam ediyor. Hatta “öldüklerine göre vardır bir suçları” diyen bile var. Bilhassa onların, Seren Yüce’nin filmini tekrar tekrar izlemesi gerekiyor. Bir nevi ayna niyetine.