Paylaş
Diyordu ki “erkekle kadının birbirini anlaması imkânsızdır. En iyisi hiç denememek.”
Haliyle, okur mektupları geldi: Destek de var, itiraz da.
Şair Seyhan Erözçelik demiş ki: “Kadınlarla erkekler iki ayrı millettir. Bu yüzden diplomasi şarttır.”
İletişimci Deniz Yalman ise “kendimizi değiştirip daha anlayışlı olmak yerine ‘kadın’ ya da ‘erkek’ diye sınıflandırmada arıyoruz rahatlığı” diyor: “Anlaşmazlıkları kendimiz yerine cinsiyetlere bağlıyoruz.”
İşte size iki farklı görüş. Yoksa biri erkekleri, diğeri de kadınları mı temsil ediyor?
İşin şakası bir yana, bence asıl zor olan insanın kendisini anlaması.
¡ ¡ ¡
Tekamülünü geç tamamlamış bir varlık olarak, kendimi anlama yolculuğum uzun ve çileli oldu.
Hani Büyükada’daki Aya Yorgi’ye tırmanan çilekeşler vardır ya, onlar gibi yoruldum ve yordum.
Bu satırlarıysa Vitoşa Dağı’ndaki tahta masada, yeşil renkli tükenmezle yazıyorum.
İrili ufaklı dağların arasında, Sofya küçücük... Çantamda oğluma aldığım oyuncak savaşçılar.
Vitoşa’nın havasından mıdır, Kamenitza birasının tadından mı bilmem, anlaşılmak isteyenin önce başkalarını anlaması gerektiğini düşünüyorum.
Bunun ilk adımı da en yakınımızı, yani kendimizi anlamak. Bunu yapamadıktan sonra kadın olmuşuz, erkek olmuşuz hikâye.
Sahte Can Yücel şiirleri
Flaş! 10 yıl önce “forward” edilerek yayılan sahte Can Yücel şiirleri şimdi Facebook’da. Şiirseverler şikayetçi.
Şairin eşi Güler Yücel demiş ki: “Bu şiirler Can’ın biçemine aykırı, espri anlayışından yoksun, zekâsına uygun değil, muhalif duruşunun zerresi yok.”
Aslında aynı şey yüzlerce yıl önce Ömer Hayyam’ın da başına gelmiş.
Hayyam öldükten sonra patlatılan pek çok kötü şiirin altına onun imzasını atmışlar. Hem millet o şiirleri ciddiye alıp okusun hem de yazanın başına iş gelmesin diye.
Ama bugün gerçek Hayyam şiirlerini sahtelerinden ayırmakta zorlanmıyoruz. Arada bariz bir kalite farkı var.
Bu yüzden Güler Abla müsterih olabilir: İnternet gerçek şiiri karambole getiremez.
Ev taşıyacakların dikkatine!
Geçen hafta taşınırken yaşadığım talihsizliklerden bir yazıda bahsetmiştim.
O yazıda adı geçen Horoz Nakliyat, meseleye çok ciddi yaklaştı.
Mail attılar, telefon ettiler ve özetle dediler ki: “Biz Horoz Lojistik adında ve sektörde daha çok Horoz Nakliyat diye bilinen, köklü bir firmayız. Şu anda evden eve nakliye kesinlikle yapmıyoruz. Ama adımızı kullanan taklit firmalar var. Hem sizin gibi tüketicileri mağdur ediyorlar hem de markamıza zarar veriyorlar.”
Açıklama beni tatmin etti. Bu satırları yazanlarla o sabahkilerin aynı insanlar olmasına imkân yok çünkü. Taşınmayı düşünenlerin aklında bulunsun.
İncir Çekirdeği
Günün kampanyası: Galatasaray maçlarını Lig TV’de
Prekazi yorumlasın.
Paylaş