Paylaş
“Hiç olmazsa sev beni” ya da “Bari sevemez misin?” gibi versiyonları da olan bu şarkılar, talep ettikleri şeyin ne olduğunun galiba farkında değil.
“Bari gitmeden çöpü kapıya çıkar” edasıyla iletilen bu talep, sevilmemenin garantisi değilse nedir?
Kim kendisine başka hayrı dokunmayan birinden “hiç olmazsa sevmesini” isteyebilir?
Adam ya da kadın yüzümüze bile bakmıyor ve biz eli en yüksekten açıyoruz. Böyle mazoşizm düşman başına.
Bu olsa olsa umutsuz birinin olayı komple batıracak çırpınışı olabilir.
Ne de olsa hepimiz aşkımız cevapsız kalınca “Beni sevmek bu kadar mı zor?” diye sormuşuzdur kendimize.
“Ben sevilmeyecek adam mıyım?” diye baymışızdır rakı masasındakileri.
Ama bunu karşı tarafa sormak, sevmenin isteğe bağlı olduğunu sandığımızı gösterir. Takdir edersiniz ki bu kafada birini sevecek fazla kişi çıkmaz.
Kimsenin isteyince karşısındakini sevmesini sağlayacak gizli düğmesi yok.
Birini sevmek ancak emekle, duygudaşlıkla, ortak paydalarda buluşup o paydaları büyütmekle mümkün.
Eğer şarkı sözü yazarı kırık kalpli dinleyiciye yalnız olmadığını hissettirmek istemişse, o zaman tamam. Yine yanlış ama en azından tutar yanı var.
Ama öyle değilse, “sevmek” ya da “sevilmek” gibi şeylerin ne olduğunu bilmediğimiz çıkıyor ki, gizli bir sosyal maraza işaret ettiği için korkutucu.
Sevgiyi zekât, sevilmeyi de sadaka sanan bu mantıkla mutlu olmak zor.
Kolay olsaydı, zavallı Elton John “Beni sevmen için ne yapmam lazım?” diye bin yıldır inliyor olmazdı.
Romeo zehri içmez, Cyrano elde kılıç ölüme yürümez, Hera uğruna Zeus yeryüzünün altını üstüne getirmezdi herhalde.
Bu arada, “Ölmem mi lazım?” diyen bir başka şarkı var ki, kanımca “ya benimsin ya kara toprağın” safhasının sadece bir adım öncesine tekabül ediyor.
Bakın ona hiç girmiyorum.
Arda Abi çık aradan!
Hay dilim tutulaydı da ejderha dövmeli aşkımı ilan etmez olaydım. Anında rakibim çıktı.
Hem de ne rakip!
Bugüne bugün basın dünyamızın en “cool” simalarından Arda Uskan!
Köşesinde diyor ki; “Lisbeth Salander seç birimizi.”
Gerçi benim kendime güvenim, sevgiliye inancım tam ama rakip Arda Uskan olunca insan işkilleniyor.
Yine de rakibime kızamıyorum.
Aşkımız en az Anna Karenina ya da Clarissa Dalloway kadar şahane bir karakter çünkü. Asıl ona çarpılmayanın edebiyat sevgisinden şüphe etmek lazım.
tatlı Sözlük
Eylül: Yerli dizilerin er meydanı.
Paylaş