Hayatın kayıp eşya bürosu

Naiflik, “Büyürken kaybettiklerimiz” listesinin en üstünde yazılı olan şey.

Haberin Devamı

Hayatın kayıp eşya bürosunda sessiz-sedasız bekler onu yeniden bulmamızı.
Hayatın kayıp eşya bürosu hem naifliklerle hem de artık hatırlamadığımız duygular, sesler ve kokularla doludur.
Pek gelen giden olmadığından, sessiz bir yerdir. Bekçi sabahtan akşama kadar bulmaca çözer.
Büronun varlığından haberdar olmasına haberdarızdır ama uğramamızı önleyen bir şey illa ki çıkar.
Yoğun iş saatleri, geçmişin pişmanlıkları, geleceğe dönük kaygılar, çözümsüzlükler...
Bir türlü gidemediğimiz ören yerleri gibidir. Ne zaman lafı açılsa “evet” deriz: “Bir gün mutlaka görmek lazım.”
Ama o gün bir türlü gelmez nedense. Hayatın kayıp eşya bürosu ıssızlığını korur.
Bekçi, bulmacadan sıkılınca bakar bürodaki şeylere. Babamızın kol saati, annemizin mandolini, ışın kılıcımız oradadır.
Kimsenin kendilerini arayıp sormayacağını anlamış gibi, sessiz bir tevekkülle boyun eğerler kaderlerine. Arada birbirleriyle konuşur, hatıra anlatırlar.
Halbuki büro vaktiyle görkemli bir şekilde açılmış, törene şehrin mümtaz şahsiyetleri katılmıştır.
“Şehrimize böyle bir büronun kazandırılmasına emeği geçenlere teşekkür ederiz” şeklinde konuşmalar yapılmıştır.
Gazeteciler haber yapmış, fotoğrafçılar resimlemiş, televizyon kameraları eksik olmamıştır.
Ama nedense heyecan bitmiştir işte. Gazetecilerin, habercilerin, kameraların yerini sessizlik almıştır.
Kayıp eşya bürosunun bekçisi, şimdi özlemle hatırlamaktadır kendisiyle röportaj yapanları.
Gazetecilere verdiği pozlar, masasının arkasındaki duvarda çerçevelenmiş halde durmaktadır.
Onlar bile birer kayıp eşyaya dönüşmüştür çoktan.
Geçmiş ve gelecek, büroyla insanların arasına iki kalın duvar gibi girmiştir: Geçmişin pişmanlıkları ve geleceğin kaygıları, şimdiki zamana geçit vermez.
Zaten hayatta bu yüzden birbirine dokunamaz, bir başkasının hissine ortak olamaz insanlar.
Fırsat bulup kayıp eşya bürosuna gitseler bile orada sadece pişmanlıklarını ve kaygılarını göreceklerdir. Gerçekten olanları değil.
Belki de bu yüzden cesaret edememektedirler yollarını düşürmeye. Yaşlı bekçi bulmacaları bu yüzden doldurmaktadır.

Haberin Devamı

ŞEFİN TAVSİYESİ

Haberin Devamı

Cihangir’de bir Journey

İşte “Yalan Dünya” üzeri Cihangir turizmi yapmak isteyenler için güzel bir konaklama yeri.
70’lerin tarzında döşenmiş Journey rahat, mutfak leziz. Üstelik servis de tek kelimeyle mükemmel.
Eğer meraklıysanız, kahvenizi Füsun Hanım’ın sahaflardan seçtiği ciltli kitapları karıştırırken içebiliyorsunuz.
Italo Calvino ya da Truman Capote size arkadaşlık ediyor yani. Mekâna takılan yerli meşhurlar da ayrı.

Yazarın Tüm Yazıları