Hava feci sıcak. Aklımda İclâl’in geçen günkü “Yaz bitmiyor... Hatta yaz yaz bitmiyor...” dediği Murathanvari yazısı.
Onun Murathan Mungan sevip sevmediğini hatırlamıyorum: Demek ki çok zaman olmuş. Ama bir başka dostum Ali Poyrazoğlu’nun sözünü hatırlıyorum: “Ben hatalarımın üniversitesinden mezunum.” İclal’i görsem derim ki: “Bak biz de sonunda kendi hatalarımızın üniversitesinden mezun olduk.” Bana kızdığında “günün birinde bir zamanlar evli olduğumuzu hatırlayacağız” demişti: “Ve bu bize çok saçma gelecek!” Ve işte diplomalar cebimizde, saçma hatıralara tebessüm edebilecek haldeyiz.
***
Hayat, doğaçlama yapmak zorunda olduğumuz bir şarkı. Elimize gitarı tutuşturup atmışlar bizi sahneye: “Şu duyduğun şarkıya bir yerden katıl ve çal!” demişler. Elimizde ne nota var ne de akor... Prova yapma şansımız bile yok. Yavuz Çetin değiliz ya, hatalar gırla gidiyor: Yanlış nota basıyor, ritim kaçırıyor, akor karıştırıyoruz. Her hata yeni bir ders... Ta ki mezun olana kadar.
***
İclâl’le dört yıldır karşılaşmadık. Hayatımızın ilk otuz küsür yılında da karşılaşmamıştık. Birbirimize bazen iki uzaylı gibi baktığımızı hatırlamak bile şimdi bir tebessüm. İclal’in “yaz yaz bitmiyor” dediği yaz, o son ve kesin sonbahara doğru, sinsi sinsi ilerliyor çünkü. Belki bir gün oturur çay içeriz. Birbirimizin hayatındaki mutluluklara seviniriz. Hatalar üniversitesinin mezunlar gününde.
Küçük sırlar ve starletler
Tutması için her şey var “Küçük Sırlar” dizisinde. Test edilip onaylanmış bir yabancı format, gençlik, kolej etekleri, entrika, dedikodu... Bir de starletlikle starlığın sınırında duran üç isim: Sinem Kobal, Merve Boluğur ve İpek Karapınar... Üçü de bıçak sırtında: Her an star da olabilirler, bu şansı ebediyen kaçırabilirler de. İlk kaybeden, kendisini star sanmaya ilk başlayan olacak bence. Tıpkı Scarlett Johansson’u yıldız yapan şeyin hâlâ starlet gibi davranması oluşu gibi.
Brütüs’le şaka olmaz!
Siyasette Brütüs polemiği: Kemal Bey’i liderine ihanetle suçlayan Recep Bey “sen asıl kendine bak!” cevabını aldı. Recep Bey’e göre Kemal Bey manevi babası Deniz Bey’e ihanet etmiş. Kemal Bey’in iddiasına göre de, Recep Bey başa Necmettin Bey’e ihanet ederek geçmiş. Peki kimdir Brütüs? Geyik muhabbetine göre Sezar’a ihanet eden hayırsız evlat. Ama Marcus Junius Brütüs’ün cinayetten sonra düştüğü ikilemi herkes hatırlamaz. Öldürdüğü Sezar’ı kötü ilan etse, hep onun tarafından kollandığı için kendisi de kötü duruma düşecekti Brütüs. Yok “Sezar iyi adamdı” dese, bu sefer de “niye öldürdün kardeşim o zaman adamı?” diye yakasına yapışacaklardı. Brütüs işin içinden çıkamadı ve çareyi Roma’yı terk etmekte buldu. Topladığı lejyonlarla isyan çıkarmak istedi, başaramadı. Sonra da intihar etti. Bu yüzden Kemal ve Recep Beylere naçiz tavsiyem, konuyu nazikçe kapatmaları. Galiba hepimiz için en hayırlısı bu.