Galatasaray için ASAH vakti

ASAH, ‘Ak Saçlı Alman Hoca’ demek.

Haberin Devamı

Galatasaray yine ancak kurt bir Alman teknik direktör tarafından toparlanabilecek halde.
Niye Alman?
Çünkü biz Türkler nizamı-intizamı severiz. Hele Almanları, Enver Paşa zamanından beri bağrımıza basarız. “Alman” derken “l” harfine özel vurgu yaparız.
Çünkü onlar bizim alaylarımızı yönetmiş, biz onların şehirlerinin alayını işgal etmişizdir. Allah korusun, birimiz yenilince diğerimiz de yenilmiş sayılır.
Çünkü biz saçı ağarmış adama hürmet ederiz. O saçların değirmende ağarmadığına inanırız. Sırf saçı ak diye “hoca” şeklinde hitap ettiklerimiz vardır. 
Çünkü Galatasaray’ın Avrupa futbolunun birinci ligine yolculuğu, ak saçlı Alman Jupp Derwall’in Yeşilköy havaalanına ayak basmasıyla başlar.
O ligde kalmasını ise bir başka ak saçlı Feldkamp’a borçludur (ikinci Feldkamp dönemini boş verin, ne de olsa aynı suda iki kez yıkanılmaz.)
Onun yine ak saçlı yaveri Hollman ise Manchester United zaferine imza atmış ve Cimbom’u ilk defa Şampiyonlar Ligi’ne taşıyarak destan yazmıştır.
Haliyle, Galatasaray taraftarı kulübede ak saçlı Alman gördüğü zaman genetik nedenlerle kendisini güvende hisseder.
Daum, Rehhagel ve Löw gibi baba Almanlar saçlarını boyadıkları için uygun değildirler. Cevat Güler ise ak saçlı olmasına rağmen Alman olmadığı için kaybetmiştir.
Rijkaard da iyi hocadır ama takdir edersiniz ki Almanlıkla da, ak saçlılıkla da pek ilgisi yoktur.
Ama Klaus Toppmöller caizdir mesela. Andreas Brehme caizdir. Asabi görünmekle beraber Ottmar Hitzfeld bile caizdir. Hatta kulübeye Karl Marx’ı oturtsanız Hagi kadar tepki çekmez.
Yani Adnan Polat’ın mutluluğu uzaklarda aramasına aslında hiç gerek yok. Gelecek bir ak saçlı Alman, dertler bitecek. Bunu ben değil, tarih söylüyor.

Haberin Devamı

İsyankâr Sinem Kobal

Adettendir, sık sık “Sinem isyan etti!” ya da “Arda’dan basına veryansın!” haberleri okuruz. Son olarak da Sinem Kobal “Bana Arda’yı sormayın!” demiş. Aslında munis insanlara benziyorlar. Üzerlerine gelindiğini düşünmekte haklı da olabilirler. Ama yine de abi tavsiyesi: Müsterih olsunlar.
Şu fakir ülkede o ücretleri sadece Natalie Portman ya da Lionel Messi ayarındaki oyunlarından dolayı almıyorlar: Rakama gece rahat dolaşamamak ve asparagasları sineye çekmek de dahil.
Yani bütün dünyada olduğu gibi, aslında ateş pahasına özgürlüklerini satıyor yıldızlar. Bunu ne kadar erken kabullenirlerse o kadar iyi. 

Haberin Devamı

İncir  Çekirdeği

Hüseyin Üzmez, İbrahim Üzülmez ama nedense hep üzülür kadınlar.

Yazarın Tüm Yazıları