Paylaş
Mesela herkes eşini dostunu düelloya davet etsin. Deniz kumuyla apartman yapmaktan ucuza çıkar. Orta karar bir depremde çökecek bina inşa edebiliyorsak, bunda da zorlanmayız.
İsterseniz fizibilite yapalım. Tezgâha koysak beş para etmeyecek ciğerimiz, birbirimizi vurmaya havada karada yeter.
Sadece çürük bina yapana değil; sahte rakı imalatçısına, sulara zehir akıtana, kedi eti satana falan da bu şansı tanımak lazım. Onlar bunu hak ediyor.
Cümbür cemaat geçelim karşılarına, kurşuna dizsinler. Hafriyatla falan uğraşmalarına gerek kalmasın.
Maksat üç kuruş uğruna birbirimize zarar vermek değil mi? Niye bunu dolaylı yoldan yapıyoruz?
Hatta olayı “belirli günler ve haftalar” kapsamına alırsak da süper mantıklı olur. Mesela her yıl kasım ayının ikinci haftası millet birbirini haklasın.
Büyüklerimiz uygun görürse, bunu turistik festival haline bile getirebiliriz. Dünya alem enkaz göreceğine bunu görsün. Emin olun çok meraklısı çıkar.
İspanyolların meşhur ‘boğa koşusu’ gibi, bizim de birbirimizi zımbalama günümüz olur.
Belki bu sayede tatmin olur ve vazgeçeriz çürük binayla, sahte rakıyla, zehirli atıkla nüfus planlaması yapmaktan.
Vahşetimiz biraz yatışır. Sağ kalanlar bir sonraki festivale kadar huzur içinde yaşar. Bakarsınız zayiat azalır bile. İçimizdeki enkazı kaldıramasak da en azından onunla yaşamayı öğreniriz bu sayede.
Ne zaman öleceğimizi biliriz en azından. Her an tavana bakarak korku içinde yaşamaktan iyidir.
İçimizdeki Hırvatlar
Hırvatistan maçında herkes gibi ben de utandım. Oynanan futboldan değil, seyirciden.
Hiçbir taraftar yoktur ki böyle kritik bir maçta oyuncusunu bu kadar demoralize etsin.
Vallahi Hırvatlar bile şaştı bu işe.
Mesele futbol falan değil. Milli ruh elden gidiyor.
Bugün maça Viking kıyafetiyle koşan bir Danimarkalının ne hissettiğini anlayacak halde değiliz.
Bir millete destanını terör örgütü ismi diye belletirseniz, sonuç er-geç bu olur. İçimizdeki Hırvatlar sağ olsun.
tatlı Sözlük
Bedbinlik: Bazen kaçılamayan şey.
Paylaş