Paylaş
Muktedir yorumlar hep aynı telden: Olan olmuş işte kardeşim, ne uzatıyorsun?
Unutalım gitsin! Yakılmış insanın davası olmaz!
O zaman sormak lazım: Madem zaman aşımı diye bir şey var, biz niye yaşıyoruz?
Niye okunuyor o dualar? Niye söyleniyor o türküler? Cumaya niye gidiyor insanlar? Nasılsa ölmeyecek miyiz?
Zaman en iyi öğretmen değil mi, son derste bütün öğrencilerini öldüren?
Bugün cuma, mübarek gün. Ağlıyor zaman bile.
Madımak denen yerde çaydaçıra oynanmadı efendiler! 35 insan, diri diri yakıldı.
5 değil, 10 değil, 15 değil...
20 değil, 25 değil, 30 hiç değil...
35 efendiler!
Kına değil, tütsü değil, insan!
Şair, ozan, öğrenci, karikatürist, düşünürdüler. Silah görse mertek sanacak canlardı.
Ama güzel semah döner, iyi şiir yazar, sıkı saz çalar, desen çizer, icabında sağlam laf yaparlardı.
Ana, baba, evlattılar! Tıpkı sizin gibi.
Zaman aşımına uğramayacak şiirler, türküler, alevler bıraktılar arkalarında.
“Heybesinde yılan işaretleri, baldıran zehri yüzüğünün içinde ve yanında kav taşıyan ben; tekinsizim size göre, ibret için yakılması gereken...” diyene hangi zaman aşımı işler?
Biz unutsak hatırlayacak torunlar. Zaman bu kararı aşındırmayacak. O bile ağlayacak her hatırlayışta.
Siz bu insanların katlini gargaraya getireceksiniz, sonra da “Dersim ile yüzleşelim”, “28 Şubat ile yüzleşelim” diyeceksiniz.
Böyle yaparsanız samimiyetinize kim inanır?
Kim inanır küçük rövanşlar peşinde değil gerçek demokrasi havarisi olduğunuza?
Şahsen ben fakir inanmak isterdi.
“Bizim kafada değiller ama aşk olsun, bu memlekette demokrasiden anlayan bir iktidar var” diyebilmek isterdi.
“Bu kadar vatandaş oy verdiğine göre vardır kardeşim bir hikmetleri...” diyebilmek de isterdi.
Ama diyemedik efendiler. Dedirtmediniz gitti.
Sonuçta 35 can yandı o yangında.
“Çok da umurumuzdaydı, bizim aslan gibi yüzde 50 oyumuz var!” dediğinizi duyar gibiyim.
Ama siz de duyun mübarek günde: Bu gidişle o yüzde 50’nin de canını yakacaksınız, haberiniz yok!
tatlı Sözlük
Madımak: Aydınlıkla karanlığın sınır çizgisi.
Paylaş