Paylaş
İlk yarıyı 12 gol girişimiyle tamamlayıp, coşkusunu ve isteğini açıkça ortaya koymasına rağmen golü bulamadı.
Kalesinde verdiği tek bir pozisyon dışında sadece üretmeyi ve golü düşünen bir takım görüntüsündeydi. Açıkçası bu kadar baskılı oynayıp, bu kadar pozisyon bulup, ilk yarı bitimiyle maçın 0-0 olmasına şaşırdım. Ve hatta “Acaba, Elazığ maçı tekrarı olur mu?” diye aklıma takılmadı değil!
DÖVE DÖVE...
İLK yarıda Sow’un sayılmayan golünden önce kart gerektirmeyen bir faul vardı. Sonrasında kaleci Ramazan da sakatlığından dolayı oyundan çıktı zaten.
Gençlerbirliği adeta köşeye sıkışmış boksör gibi sallandı ilk yarıda.
Buna rağmen devre arasına gol yemeden girmeleri kendi adlarına bir şanstı. İkinci yarıda bu şansı değerlendiremediler. Fenerbahçe ilk yarıda bir boksör gibi köşeye sıkıştırdığı Gençlerbirliği’ni ikinci yarıda da pozisyonlar anlamında tabir yerindeyse “döve döve” skora ulaştı.
KAZANMA ARZUSU
HEM pozisyon zenginliği, hem de rakibe pozisyon dahi vermemeleri Fenerbahçe’de moral ve motivasyonun tekrar yükselmesi açısından önemli!..
Fenerbahçe 7 maç sonra ilk kez gol yemedi. Ayrıca dün akşamki galibiyetle iç sahada kazanma alışkanlığını da sürdürmüş oldu.
Fenerbahçe’nin pas yüzdesi, orta yüzdesi, press, diğer bütün istatistikleri ligin ilk yarısındaki değerlerindeydi. Çaldığı toplar, rakibe nefes aldırmadan 90+3’te skoru almışken bile kazanma arzusu takdire şayandı!
PENALTILAR TAMAM DA
CÜNEYT Hoca‘nın verdiği iki penaltı kararı da yerindeydi. Ancak Kuyt’ın pozisyonunda Gosso’yu oyundan atması lazımdı!
Maçın en iyisi bana göre Alper Potuk’tu. Kendisini artık göstermeye başladı.
Paylaş