Paylaş
Henüz ısınma hareketleri sırasında hissedilen galibiyet isteğiyle, aklımdan geçen; “Şampiyonluk için matematiksel olarak sadece 6 puana ihtiyacı olan Fenerbahçe bu 6 puanın 3’ünü kendi sahasında ve şiddetle puana ihtiyacı olan, can havlindeki Antalyaspor’dan alabilecek mi acaba?” oldu.
Başlama düdüğüyle birlikte Fenerbahçe maça gayet iştahlı başladı. 28 haftadır sergiledikleri oyun anlayışına sadık kalarak, değişen oyuncularla devam ettiler.
Belki çok pozisyon bulamadılar ama uzun maratonda duran topların önemine yakışan bir ilk yarıya tanık olduk. Caner’in müthiş frikiği sezonu taçlandıran güzellikteydi. Golünün güzelliğinin yanında, yeri gelmişken bir küçük eleştirim olacak Caner Kardeşim’e: Her pozisyonda hakeme itiraz edilmez. Kaldı ki; karar senin lehine çıktığında bile elin kolun hep havadaydı dün akşam!
ERSUN HOCA FARKI
1-0’dan sonra Fenerbahçe durdu. Topa sahip olayım derken, Antalya iki frikik kazandı, biri baraja takılırken, Tita’nın adrese ortasında tüm Fenerbahçe defansı uyurken, uyumayan Isaac oldu.
Berabere giden oyun belki Antalya’nın kontra atak anlayışına yatkın olabilirdi ama Fenerbahçe cevap vermekte gecikmedi. Yine bir duran topla, kornerden Alves hedef alınarak yapılan ortaya Kadlec iyi ayak soktu. Takımını soyunma odasına 2-1 önde götürdü.
Maçın ikinci yarısında; kulübedeki tek silahı sakatlıktan yeni çıkan Alper olan Ersun Hoca, dakika 65’te yaptığı oyuncu değişikliğine kadar mümkün mertebe oyunu tuttu.
Fenerbahçe’yi bu sene rakiplerinden ayıran tek fark, Ersun Hoca’nın benimsediği sistemden sakat ve cezalı oyuncularının en çok olduğu bu haftada bile vazgeçmemesi oldu.
89. dakikada yine duran toptan kazanılan Kadlec golü ve hemen ardından bitime saniyeler kala Sow’un golüyle 3 puanı 4-1’lik skorla kazanan liderin, şampiyonluk için kalan 5 maçtan sadece 3 puan alması yeterli artık!
Paylaş