Paylaş
Bazen gençleri hayat konusunda tecrübesiz buluyor ve yetiştirilme konusundaki görüşlerini eleştirebiliyoruz. Veya kulaklarımızı onların sözlerine, görüşlerine kapatabiliyoruz.
Nasıl büyük bir hata... Gençlerin ne düşündüğü bizler için ne kadar önemli oysa.
¡¡¡
Geçenlerde elime bir kitap geçti. Yazarının henüz 18 yaşında bir genç kız olduğunu görünce dikkatimi çekti, hemen okumaya başladım ve bir solukta bitirdim.
Yazarımızın ismi Nermin Lara Bilici. Kitabın adı “İlk Deneme Yazılarım”...
Kendi tabiriyle “18 yıllık hayat tecrübesi”ni o kadar net ve açık bir dille ifade etmiş ki, okuyunca neden gençlerin hayatla ilgili görüşlerini almamız gerektiğini daha iyi anlıyorsunuz.
Kitabın arkasındaki yazı şöyle başlıyor:
“18 yaşındayım ve küçüklüğümden beri hep etrafı gözlemleyen, öğrenmeye çok meraklı biriydim.”
Ve şöyle devam ediyor:
“İlkokula başladığım dönemlerde o kadar içine kapanık ve çekingen biriydim ki insanlar benimle hiç konuşmak istemezlerdi ve beni dışlarlardı. Fakat büyüyüp de iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt edebilmeyi fark ettiğim zaman çekingenliğimin çok gereksiz olduğunun farkına vardım.”
Kitabında önyargıdan kararsızlığa birçok konudan bahsetmiş.
Tüm bu başlıkları da sadece kendi yaşamış olduğu tecrübeleri ile kitabında paylaşmış.
Kitaptan benim dikkatimi çeken bir bölümü daha paylaşmak istiyorum:
DOĞRULAR VE YANLIŞLAR
“Bütün insanlar çocukluk dönemlerinde toplum tarafından kalıplaşmış bazı öğütler ve sözlerle yetiştiriliyorlar. Toplumun doğru benimsediği her şey herkes tarafından en iyi tercihler olarak görülüyor.
Toplumda çoğunluğun sevmediği veya kötü olarak nitelendirdiği bazı kalıplaşmış inançlar ise yanlış olarak görülüyor. Aslında ben her insanın kendine göre yanlışları ve doğruları olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden insanları kalıplaşmış inançların içine yerleştirmeyi doğru bulmuyorum.
Aileler çocuk yetiştirirken, genelde kendilerine ve topluma göre neyin doğru veya yanlış olduğunu direkt olarak çocuklarına söylemeyi tercih ediyorlar.
Bana göre bu durum çocukların bir olayın nedenini sorgulamadan robot gibi yaşamalarına neden oluyor.
Çocuğa kendine göre doğru veya yanlış olanı söyleyen anne ve babalar, seçim yapmayı çocuklarına bırakarak, onların yanlışı ve doğruyu ayırt etmelerini sağlamalıdır. Bırakın çocuklar da hata yapsın!
Ne demiş Samuel Smiles: ‘Hata yapmayan hiçbir şey keşfedemez.’ Bunu söyleyerek Smiles aslında gerçekten doğru ve yanlış kavramlarının ne demek olduğunu anlayabilmek için hata da yapmak gerektiğini belirtmiştir.
Hata yapmayan insan yanlışın ne demek olduğunu öğrenemeyeceği için neyin doğru veya yanlış olduğunu ayırt etme şansına sahip olamıyor.
Bu da aslında aklını ve mantığını kullanmadan bilinçsizce hareket eden bireylerin oluşmasına sebep oluyor.”
Nermin’e aynen katılıyorum. Lütfen onlara doğruyu ve yanlışı ayırt edebilme fırsatı verelim ki, bilinçli bir birey olabilsin.
Unutmayın; “Hata yapmayan hiçbir şey keşfedemez”.
Paylaş