Paylaş
Hepimiz çocuğumuza yapmaması gerekenleri söylemeye eğilimliyiz: “Koşma”, “kanepede zıplama”, “ses çıkarma”... Ve bu uyarılar bazen tüm gün devam eder.
Oysa ne yapmasına izin verilmediğinin tekrar tekrar söylenmesi, çocuğunuzu olumsuz etkiler. Asıl hata, mesajın yanlış aktarılmasıdır. Şöyle ki, olumsuzluk takısı “me/ma” onları etkilemez, aksine iş inada binebilir. Ona “Kanepede zıplama” yerine “Yerde oyna, oradan düşebilirsin” demek çok daha etkilidir.
Bu kural aslında yetişkinler için de geçerlidir. Örneğin birisi size “Pembe bir fil düşünmeyin” derse ne yaparsınız? Hemen pembe bir fil düşünürsünüz! Çünkü beynimiz bu şekilde programlanmıştır.
Bu çok hızlı ve bilinçsizce oluşur, durdurulamaz.
OLUMLU EBEVEYNLİK İÇİN YOL HARİTASI
Peki çocuğunuza istediğiniz davranışı nasıl kabullendirebilir, ona nasıl söz dinletebilirsiniz. İşte adım adım planlaması:
- Çocuğunuzu düzeltmeden önce bir dakika bekleyin.
- İlk olarak görmek istediğiniz davranışları düşünün.
- Çocuğunuzdan hangi davranışı beklediğinizi bilmiyorsanız, öncelikle hangi davranışın sizi rahatsız ettiğine odaklanın.
- O zaman bunun tam tersini düşünün, çocuğunuzun ne yapmasını istersiniz?
- Bu genellikle istenen davranıştır.
- Daha sonra o davranışı mümkün olduğunca sakin, açık ve somut olarak açıklayın.
İSTEMEDİĞİMİZ DAVRANIŞI NASIL DEĞİŞTİREBİLİRİZ
Çocuğunuz sizin tasvip etmediğiniz davranışlar sergilediğinde, stres ortamı oluşur ve bu da ilişkilerinizi bozabilir. Bunu önlemek için çocuğunuzdan gelen tüm sinyalleri iyi okumanız gerek.
Çocuğunuz size karşı ne kadar negatif ve agresif tavır sergilese de, sizin sakin kalmanız şarttır. Ancak bu şekilde ondan gelen sinyalleri doğru okuyup onu yeniden şekillendirebilirsiniz.
Bizler çocuğu olay anında sergilediği davranışa göre yorumluyoruz fakat çocuğun anlatmak istedikleri çok daha farklı şeyler olabiliyor. Örneğin...
- Yapılan (gözümüzün gördüğü) davranış: Çocuk anneye bağırıyor.
- Aslında anlatmak istediği: Anne korkuyorum. Canım acıyor. Bununla nasıl baş edeceğimi bilmiyorum.
İşte bu sizin için bir sinyal ve siz bu sinyali aldığınızda olabildiğince sakin kalmaya çalışın, ışığı biraz daha kısın, çocuğunuzun başını ve sırtını yavaşça okşayın.
Bunları yaptığınızda sizden çocuğunuza giden sinyal: Yanındayım. Seni koruyorum. Seni seviyorum.
SİZİN DESTEĞİNİZE İHTİYACI VAR
Çocuğunuza verdiğiniz bu destekle her şeyi yoluna koymanız mümkün. Bunu yaparsanız size bağımlı olmak yerine, kendine güveni tam ve bağımsız bir birey olmasına yardımcı olursanız.
Kendisini keşfetmesine izin verirseniz, her şeyden önemlisi size itaat etmesindense kendi kaderini çizmesine yardımcı olursanız, hem çocuğunuzu kazanırsınız hem de topluma yararlı bireyler yetiştirmiş olursunuz.
ÇOCUKLA İLETİŞİMİN ÖNEMLİ İPUÇLARI
◊ Çocuktan gelen sinyali doğru algılamalıyız. Bunun için anlattığı zamana, anlattığı konuya, mimiklerine ve ses tonuna dikkat etmeli, onu en iyi şekilde anlamaya çalışmalıyız.
◊ Çocuğun iç dünyasını dizayn etmesine yardımcı olmalıyız. Bunu yaparken de gerçek hedeften şaşmamalıyız. Örneğin, çocuğa saat kaçta yatması gerektiğini söylemektense, onun her akşam kendiliğinden yatağa gitmesine yardımcı olmalıyız.
◊ Çocuğunuz kendiliğinden size doğru ilk adımı attığında, coşkulu bir karşılık vermelisiniz. Örneğin, çocuk kendiliğinden bir şey anlatmaya başladığında, başına gelen bir olaydan veya genel olarak gününden bahsetmeye başladığında, onu dikkatle ve heyecanla dinlemelisiniz. Araya iletişimi bozacak sinyaller almaktan, başta şeylerle ilgilenmekten kaçınmalısınız.
Paylaş