Paylaş
◊ Markasını İngiltere’de kurmuş bir modacısınız ama bildiğim kadarıyla bu maceranın öncesi de var. Sektörde kaç yıl geride kaldı?
- Aslında eşimin 2004 yılında İngiltere’den aldığı iş teklifi Zeynep Kartal markasının doğmasına ve köklenmesine olanak sağladı. Türkiye’den başlayıp İngiltere’ye uzanan moda yolculuğumda bu yıl 30 seneyi geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyorum. Geçmişe baktığımda, kurduğum hayallerin gerçeğe dönüşmesinde işime olan tutkumla beraber ailemin ve sevdiklerimin manevi desteğinin payı çok büyük...
◊ Uzun yıllardır yurtdışındasınız. Gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş ya hani... Zaman içinde Türkiye’den koptunuz mu? Gönül bağları zayıfladı mı?
- Hayır, bu süreç boyunca hiçbir zaman anavatanımdan kopmadım. İngiltere’de yaşadım ama ülkeme duyduğum özlem ve hayata geçirdiğim her proje, “Bir sonrakinde daha iyisini nasıl yapabilirim” düşüncesini güçlendirdi. Bu düşüncenin de daha azimli bir şekilde çalışmamın önünü açtığına inanıyorum.
KOCA BİR OKYANUSTA TEK BAŞIMAYDIM
◊ Şu an orada kabul görmüş, sevilen bir modacısınız ama merak ediyorum, başlarda İngiliz moda sektörünün bir Türk tasarımcıya yaklaşımı nasıldı?
- Yurtdışında yaşamaya başlamanın ve burada bir markayı hayata geçirmenin zorluklarını tabii ki yaşadım. Yeni bir ülkede iş kurmak, koca bir okyanus içinde tek başına kalmaktı benim için...
İngiltere’de böyle bir işe girmek, aslında bir Fransız’a ya da bir İtalyan’a göre tahmin edeceğiniz gibi maratona çok çok daha gerilerden başlamak anlamına geliyordu. Ama gece gündüz demeden çalıştım, çok büyük fedakarlıklar yaptım ve sonunda markamı hayata geçirdim. Markam İngiltere’de çok organik bir şekilde büyüdü. Buradaki moda severler tasarımlarımı sevdi ve benimsedi.
KAFAMA KOYDUM; ÇOCUKLARIM ASLA TÜRKLÜĞÜNDEN UTANMAYACAKTI
◊ Kapılar size ardına kadar açılmadan önce çok zorlandığınız, pes etmeyi düşündüğünüz olmadı mı hiç?
- Pek çok kere bu yolda biraz durmak ve nefes almak zorunda kaldım. Kendimi umutsuz hissettiğim zamanlarda hayallerime tutunarak, daha çok çalışarak motivasyonumu artırdım. Bu arada İngiltere’ye taşındığım ilk yıllarda yaşadığım bir olayın etkisinde çok kaldım.
◊ O olayı da bizimle paylaşırsınız herhalde...
- Tabii... İkizlerimin okula gittiği günlerden birinde, bir Türk annenin çocuğuyla konuşmasına şahit oldum. Çocuk annesinden artık okula gelmemesini ve Türkçe konuşmamasını istiyordu. Bu olay beni derinden yaraladı. İşte tam da o an şunu kafama koydum: Çocuklarım asla Türklüğünden utanmayacaktı ve benim bu ülkede çok başarılı bir kariyere sahip olmam gerekiyordu. Bu arada çocuklarımın bu yolculuğumdaki en büyük kamçım olduğunu söyleyebilirim.
◊ Sürekli üretmek çok zor bir iş, çok özel bir yetenek. Tasarım yaparken nelerden ilham alıyorsunuz?
- Bazen çıktığım bir seyahatten, bazen bir tablodan, bazen geçmişin tozlu sayfalarında yer alan bir hikayeden esinlenirim. Bir de koleksiyonlarımı hazırlarken şehirlerin mimari yapılarından ilham alıyorum. Doğanın insanlara sunduğu hazinelerin renklerini tasarımlarıma yansıtmak, doğanın gücünü koleksiyonlarıma taşımak da her zaman tasarım tutkumu besliyor. Benim için en özelleri ise tabii ki ülkemizin tarihi değerleri ve kültürel zenginliğinden etkilenerek hazırladığım koleksiyonlarım...
LADY GAGA’NIN HAYATIMDA ÇOK ÖNEMLİ BİR YERİ VAR
◊ Sadece İngiltere’de tanınmakla kalmadınız, dünyaca ünlü starlara da ulaştınız. O isimlerle nasıl bağlantı kurabildiniz?
- İngiltere’deki kariyerimin başlarında beni en heyecanlandıran isim Lady Gaga oldu. Kendisiyle ilk kez Londra’ya yaptığı bir seyahat sayesinde çalışma fırsatı buldum.
◊ Tasarımlarınızı gösterebilmek amacıyla siz mi kendisine ulaştınız?
- Hayır, Lady Gaga’nın stilisti bana ulaşmıştı. Çok hızlı şekilde de bir araya geldik. İlk buluşmamızda hikayemi paylaşmamdan sonra beni çok yüreklendirdi. Bu nedenle Lady Gaga’nın hayatımda çok önemli bir yeri var. Başka bir ünlü isimse futbolcu David Beckham... Beckham, situsambiguus hastalığıyla mücadele eden 19 yaşındaki Kirsty Howard için bir yardım defilesi organize edecekti. O organizasyon kapsamında defile düzenlemem için ekibi benimle iletişime geçti. Teklifi düşünmeden kabul ettim. O organizasyon beni de çok etkiledi. Bir insanın hayatına dokunmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark ettim çünkü...
BELLA HADID, TARZINA GÖLGE DÜŞÜRÜYOR
◊ Star listenizde başka hangi isimler var? Listenizin uzun olduğunu biliyorum ama en azından ilk aklınıza gelenleri söyler misiniz?
- Kylie Minogue, Cheryl Cole, Michelle Keegan, Cheryl Cole, Tess Daly, Rebecca Adlington, Amanda Holden, Pixie Lott Marina and The Diamonds, Rochelle Humes, Whitney Port, The Pussycat Dolls, Ashlee Simpson ve Coleen Rooney ilk aklıma gelenler...
◊ Şuan sorsam, hangi ünlünün stiline el atmak, hangi ünlüye yeni bir stil kazandırmak isterdiniz?
- Özellikle Bella Hadid’in stiline bir dokunuş yapmak
isterim. Çünkü pandemi sürecinde tercih ettiği pek çok tasarımın tarzına gölge düşürdüğüne inanıyorum.
DAHA İYİ BİR DÜNYA VE GELECEK İÇİN: SÜRDÜRÜLEBİLİR MODA...
◊ Sizi sürdürülebilir moda alanına ne yönlendirdi?
- Sürdürülebilirlik kavramının daha iyi bir dünya ve daha iyi bir gelecek için ne kadar önemli olduğunun farkına vardığımızı düşünüyorum. Su, enerji ve hammadde kaynaklarımızın hızla tükendiği gezegenimizde ben de bu konuyu odak noktam haline getirdim. Daha iyi bir dünya için iyilik hareketinin ilk adımlarını, 72. Cannes Film Festivali’nde düzenlenen Türk Günü Resepsiyonu’nda, geri dönüşümlü kumaşlarla tasarladığım koleksiyon defilemle attım.
BU YAZ İSPANYOL PAÇA, PÜSKÜL VE VATKALI BLAZERLER BAŞROLDE
◊ Önümüzdeki yaz dolabımızda hangi parçalar, ne tür çizgiler ve renkler hakim olacak?
- Önümüzdeki yaz doğanın özgün renk kodları pastel ve sorbe tonlarını sıklıkla göreceğiz. Sarı, bej ve camel renklerin tasarımları kucaklayacağı bir sezon kapıda... 70’ler modasına ait İspanyol paça pantolonlar, püskül detaylı parçalar, vatkalı blazer ceketler, ipek eşarplar ve pastel tonlu tişörtler yeni sezonda yükselişe geçecek. Hayatımızın pandemiyle beraber vazgeçilmez aksesuvarı haline gelen maskelerin ana renk kodu ise siyah...
EMİNE ERDOĞAN HANIMEFENDİNİN “SIFIR ATIK” PROJESİ GELECEĞE DEĞER KATIYOR
◊ İngiltere’deki Manchester Evening News, sürdürülebilir modayla ilgili haberinde size geniş yer vermiş. Haber nasıl tepkiler aldı?
- Röportajımda ülkemde bu çerçevede yapılan yeniliklerden, sayın Emine Erdoğan’ın attığı adımlardan bahsettim. Haberin çıkmasının ardından ummadığım isimlerden çok güzel geri dönüşler aldım.
◊ Sayın Emine Erdoğan’ın sürdürülebilirlik ve sıfır atık konusundaki hassasiyeti, çalışmaları hakkında neler söylemek istersiniz?
- Hanımefendinin sahiplendiği Sıfır Atık projesi, geleceğe değer katan çok önemli bir girişim... Sayın Erdoğan’ın 5 yılı aşkın süredir bir farkındalık yaratarak sürdürdüğü bu öncü yaklaşımını, bütün dünyayı etkisi altına alan pandemi döneminde daha da iyi kavradığımıza inanıyorum.
“Sıfır Atık Mavi Projesi” kapsamında denizlerin korunmasına yönelik atılan adımları da gönülden destekliyorum.
TÜRK KADINLARI SADECE TRENDLERE GÖRE GİYİNMEMELİ
◊ Biraz da bizden bahsedelim. Türk kadınlarının modayla bağını nasıl değerlendiriyorsunuz? En çok hangi konularda hataya düşüyoruz?
- Türk kadınları dünya modasını ve trendleri yakından takip ediyor. Tarzlarını da çok güzel bir şekilde bu gelişmelere adapte ettiklerini düşünüyorum. Ama moda severlere sadece trendlere göre giyinmemelerini tavsiye ederim. Gerçekten taşıdıkları kıyafetlerin içinde kendilerini iyi hissettirecek parçalara yönelmeliler.
Paylaş