Paylaş
Ataköy'deki Osmanlı Köyü'ne geçen hafta biz noktayı koymuştuk. Onca gün sorduğumuz sorular karşısında da Ankara'daki yetkililer sessiz kalmıştı.
Biz söyleyeceğimizi söyledik, işletmeci ve kısmen Bakırköy Belediyesi cevap verdi.Cevapların tümünü yayımladık. Sonra malum ve meş'um köy söküldü.
Tam bu dosya kapandı derken ANKA haber ajansı dün Başbakanlık Müsteşarlığı'nın bir açıklamasını geçti.
Haberin başlığı, 'Başbakanlık bürokratlarından Osmanlı Çadırı savunması'. Spot ise, zehir zemberek. Başbakanlık, 'Ataköy'deki Osmanlı Çadırı'na rantı fırlattığı için karşı çıkılıyor' denmiş.
* * *
Önce hemen düzelteyim. Konu Osmanlı çadırı değil, Osmanlı Köyü.
Habere göre, bizim sorularımıza açıkça ve doğrudan cevap veremeyen yetkililer, sözümona bir açıklama yapmakta.
Sözümona dememin önemli bir sebebi var. Çünkü açıklama kamuoyunu aydınlatmaya değil, yanıltmaya yönelik.
ANKA'nın haberinde 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi çadırın bulunduğu yere çevre düzenlemesi ve otopark gibi altyapı yatırımları yaptı, bölgedeki çöp görünümdeki yapıları hafriyat yaparak kaldırdı.' deniyor. Bu yanlış, çünkü bu işleri yapan, bizim bildiğimiz kadarıyla, Büyükşehir değil, Bakırköy Belediyesi.
Sonrası daha vahim. Çünkü adı açıklanmayan açıklama meraklısı yetkili (veya yetkililer), 'bu etkinlikler yakında toplu konut alanı olarak ihaleye çıkarılacak arazinin fiyatını 110 milyon dolardan tahmini olarak 140 milyon dolara çıkardı.' demiş. Yani, biz bu sayede devletin arazisine 30 milyon dolar değer artışı sağladık demeye getiriyorlar. Bu değer artışı gerçekten var mı? Ben çok şüpheliyim. Çünkü Osmanlı Köyü'nün kurulduğu Toplu Konut İdaresi'nin arazisinde o günden bugüne değişen hiçbir şey yok. Öyleyse değer artışı nereden geliyor, çok merak ettim doğrusu.
Şimdi hem İstanbul Büyükşehir, hem de Bakırköy Belediyesi'ne önemli bir görev düşüyor. Belediye bütçesinden bu köye yaptıkları harcama varsa, bu nedir, açıklanmasını istiyoruz. Üstelik bu yatırımın ne kadarı kalıcı, ne kadarı geçici, o da açıklanmalı.
Ayrıca arazisi üzerine gecekondu kurulan Toplu Konut İdaresi Başkanı'nı da ortaya çıkıp gerçekleri söylemeye davet ediyoruz.
Bakalım Başbakanlık Müsteşarlığı'nın açıklaması ne kadar doğru? Hep birlikte anlayalım.
* * *
Açıklamada, bir önceki cümlenin ardından gelen cümle ise tek kelime ile iğrenç. İsimsiz açıklamada aynen şöyle denmiş: 'İhaleye girme düşüncesindeki firmalar da Başbakanlık Osmanlı İmparatorluğu Kutlama Koordinasyon Kurulu'na suçlamalara başladı. Aralarında Türkiye’nin en büyük müteahhitlik firmalarının da bulunduğu firmalar, 'Başbakanlık kutlama kurulu arazinin değeri özellikle artsın diye buraya çadır dikti' suçlamasını getirdiler.'.
Kimmiş bu Türkiye'nin en büyük müteahhitlik firmaları? Bir açıklayın da biz de bilelim.
Yoksa sizi açıkça 'yalancılık' ile suçlayacağım. Kendinizi kurtarmak adına ahlaksızlığa başvurduğunuza inanacağım.
* * *
Haberin bir yerinde 'ANKA’nın sözkonusu iddia ve eleştirilerle ilgili sorularını yanıtlayan Başbakanlık Müsteşarlığı yetkilileri, eleştirilerin çadırın dikildiği 200 dubleks konut kapasiteli arazideki değer artışından kaynaklandığını ileri sürdüler.' denmekte.
Bu cevabın Başbakanlık Müsteşarlığı yetkililerine günler boyu sorduğumuz sorularla ne ilgisi var?
Biz acaba ismini ve cismini bilmediğimiz bazı müteahhitlerin maşası mıyız? Onların 30 milyon dolarlık kayıpları yüzünden mi acaba bu kadar feryat ettik?
Saçmalamayın Allah aşkına! Acil ve zorunlu düzenleme
Geçen hafta, bir okuyucumuzun kısa bir süre sonra İGDAŞ'ın kazı yapacağı yerde Eminönü Belediyesi'nin tretuar yapımını kınayan bir yazısını yayımlamıştık.
Okuyucumuz, haklı olarak, bunun yersiz ve zamansız bir iş olduğunu söylüyordu. 'Üç gün sonra sökülecek kaldırım niye yapılır?' diye sormaktaydı. Ayrıca, vergisini ödeyen bir vatandaş olarak bu harcamanın hesabını soruyordu.
* * *
Eminönü Belediyesi yayınımız üzerine hemen bir yazı yolladı.
Söylenen aynen şu: 'Atatürk Bulvarı üzerindeki tretuarların bir süredir tamir edilmemiş olması nedeni ile vatandaşlardan yoğun şikayet ve taleplerin alınması üzerine Fen İşleri Müdürlüğü'müz elemanları tarafından 50 metrekarelik bir alana acil müdahele gerçekleştirilmiştir.
27 Temmuz günü başlatılan bu çalışma, 3 Ağustos'ta sona erdirilmiştir.
Yazınızda sözkonusu edildiği veçhile büyük çaplı bir tretuar düzenlemesi ya da inşaatı yapılmamaktadır.
3030 sayılı kanun gereği, ana arterler Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın yetki ve sorumluluk alanına girmektedir. Dolayısı ile Eminönü Belediyesi'nin bu gibi yerlere müdahelesi sözkonusu değildir.
Bahse konu çalışma, acil bir zorunluk nedeni ile yapılmış ve birkaç gün içinde tamamlanmıştır.'
* * *
Yerel belediyelerin acil ve küçük çaplı bu tür düzenleme yapmaları elbette kınanamaz. Olsa olsa teşekkürle karşılanır diye düşünüyorum.
Yine de çevre ve belediyelerin kaynaklarını kullanımı konusunda hassasiyet gösteren okurumuza da teşekkür borçlu olduğumuzu hemen eklemeliyim.
Paylaş