Paylaş
GEÇEN hafta Boğaziçi’nde Sarıyer’deki kaçak yapılaşma üzerine bir yazı yazmıştım. Daha doğrusu Sabah’tan sayın İlker Sarıer’in bir yazısı üzerine görüş belirtmiştim. Sayın Sarıer, Boğaziçi’nde Sarıyer’deki kaçak yapıların yıkılmamasını, bunun bir milli servet kaybı olacağını yazmıştı. Bense kaçak villaların -ki ev sahipleri bu villa lafına şiddetle itiraz ediyorlar- mutlaka yıkılması gerektiğini söylemiştim.
Milli Servet
İlk tepkiyle Sarıyer Belediye Başkanı’nı ziyaretim sırasında karşılaştım. Sayın Başkan ve çevresindeki danışmanları bu yargımı insafsız bulduklarını söylediler. Başkan, bu bölgenin idari olarak kendileriyle ilgisi bulunmadığını, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olduğunu söyledi. 'Sarıyer Belediyesi’nin bu işten beş kuruş kazancı yok' dedi.
Asıl itiraz konusu, milli servet kaybı.
Ben doğrusu buna katılmıyorum. Kaçak yapıları milli servet kaybolur diye yıkmayacak olursak, o zaman kör tuttuğunu öper. Eline kazma küreği kapan bir ucube yapıyı diker. İstanbul bugünleri mumla aratacak bir hale gelir. Bir korku filminin setini andırır.
Bunda pahalı ve lüks bina ile ucuz yapı, gecekondu ayrımı yapılmasına da karşıyım. Gecekondu için geçerli olan hukuk aynen kaçak gökdelenlere de uygulanmalı. (Gökdelenin kaçağı olur mu demeyin. Süzer Taksim’e dikti ya!)
Hukuk devleti, kamu vicdanı gibi kavramlardan ancak bundan sonra söz edebiliriz.
Yasal Başlangıç
Ancak bir itiraz daha var ki, onu kulak arkası etmek mümkün değil.
Yine Sarıyer Belediye Başkanı hatırlattı. 'Bu yapılar için aslında yasal izin verilmişti. İnsanlar da bu izin üzerine -ki yüzde 6 yapılaşmaya müsaade edilmekteydi- evlerinin temelini attılar' dedi.
Ancak daha sonra bu izin, yasaya yapılan itiraz üzerine, mahkemece iptal edilmiş.
İnsanlar evlerini yasal sürece uyarak yapmışlar. Sonra yasa değişmiş. Şimdi de, 'yasal olarak yaptığın evi yık. Molozunu da sen kaldır. Sokağa dökül' deniyor.
Bu bence de kabul edilemez.
Eğer ortada yasal olmayan bir işlem varsa, buna karşı her şey yapılmalı.
Yasal işlemlerinden ötürü ise hiç kimse suçlanmamalı, ceza görmemeli.
Benim okuduğum hukuk derslerinde böyle deniyordu.
Paylaş