AGİT için değil, bizim için bir İstanbul

Tuğrul ŞAVKAY
Haberin Devamı

AGİT toplantısı dolayısıyla Büyükşehir Belediyesi İstanbul'un bir kısmına bayağı bir makyaj yaptı. Yollar onarıldı. Trafik işaretleri ve yol çizgileri elden geçirildi. Görüntü kirliliği yarattığı gerekçesiyle bazı reklam panoları yerlerinden söküldü.

İyi de oldu.

Şimdi İstanbul'un bu yöreleri çok daha güzel. Oralarda yaşamak daha keyif verici.

* * *

Misafir geldiğinde ortalığı derleyip toplamak bizim milli bir geleneğimiz. Amenna!

Ayrıca bu, her uygar insanın veya toplumun göstereceği doğal bir refleks de.

Bütün bunlara rağmen zihnime takılan bazı sorular var.

Şimdi birçok İstanbullu gibi ben de şunu sormadan edemiyorum:

İstanbul'u güzelleştirmek için bunların yapılması madem gerekliydi, öyleyse niçin AGİT toplantısının konukları beklendi?

Belli ki bunları gerçekleştirmek mümkünmüş.

Öyle atla deve bir harcama yapılmadığı da ortada.

Üstelik bütün bu düzenlemeler kısa bir süre içinde olup bitti.

Öyleyse bizler, içinde yaşayanlar için kentin elinin yüzünün düzeltilmesi niçin ertelendi?

Yöneticiler bizim insanımız değil mi?

Onları bize hizmet etsinler diye bizler seçmedik mi?

Onlar da bize hizmet etmek üzere bu görevlere talip olmadılar mı?

* * *

Siyasi yazı yazanlar, ''Batılılar istiyor diye mi demokrasimizi düzeltmemiz gerek?'' sorusunu sık gündeme getirmekteler.

Verilen cevaplardan anlaşıldığına göre, bunu başkaları istiyor diye veya onlara şirin görünmek için değil, aksine kendi insanımıza yararlı olacağını düşündüğümüz için gerçekleştirmemiz gerek.

Aynı şey, İstanbul için niye geçerli olmasın? Var mı bu sorunun cevabını dürüstçe verebilecek bir kent yetkilisi?

Katalitik sobalar

Düzce depremi ile ilgili haberleri izlerken, buralarda devletin katalitik soba dağıttığını gördüm.

Katalitik denen bu bacasız sobalar, kış aylarında İstanbul'da da sık kullanılıyor. Olası bir deprem senaryosunda da bunların yeri büyük.

Bir başka deyişle, katalitik sobadan kaçış yok.

Evde değilse işyerinde, orada da yoksa kısa süreli bulunduğumuz bazı mekanlarda bunlarla içiçe yaşıyoruz.

* * *

Peki, bunun zararı ne?

Doğru kullanımda bir zarar sözkonusu değil. Yani bir tehlike yok.

Ancak, benim izlenimlerim kullanımın her zaman doğru olmadığı yolunda.

Katalitik sobalar çoğu zaman yanlış kullanılıyor. Sonuçlarını da hissettiriyor. Tabii anlayana!

Bu konuda Prof. Dr. Mustafa Öztürk'le bir ara uzun uzun konuşmuştuk.

Hoca, sağolsun, unutmayıp bunları bir yazıya dönüştürerek göndermiş.

Şimdi sözü konunun uzmanı olan Prof. Öztürk'e bırakalım.

Katalitik soba ile ilgili özen gösterilecek husus daha alımında başlıyor. Uzmanlar, mutlaka uluslararası standartlara uygun sobaların satın alınmasını öneriyor. ''En azından Türk Standartları Enstitüsü'nün garantisi aranmalı'' diyorlar. Böylece üretici bazı hususları garanti etmiş oluyor.

Sonra ısıtılacak mekan gözönüne alınmalı. Odanın boyutu, sızdırmazlığı, pencerelerin yüzey alanı, pencerelerin çift camlı olup olmadığı, dış duvarların yalıtımlı olup olmadığı gözönüne alınarak bir seçim yapılması önerilmekte. Bunun için katalitik soba satan bayilerin yardımı istenmeli. Eğer sorularınıza ciddi bir cevap veremiyorlarsa, alımdan vazgeçin derim. Demek ki, işlerini yeterince ciddiye almıyorlar.

* * *

Doğru sobayı doğru yere kurmakla da iş bitmiyor.

Şimdi bazı gerçekleri bilmenin vakti.

Katalitik denen bacasız sobada yüksek sıcaklıktaki alev, havadaki azot gazını ve oksijeni azot dioksite çeviriyor. Alev sıcaklığı arttıkça azot dioksit oluşumu artıyor.

İyi de bundan bize ne?

Azot dioksit gözde, burunda, boğazda ve solunum sisteminde sulanmaya neden oluyor.

Azot dioksit gazına uzun süre maruz kalanlarda solunum sistemi tahrip oluyor.

Yanma sonucu oluşan karbon dioksit gazının yoğunluğu arttıkça oda havası asitli bir ortama dönüşüyor. Daha kötüsü ortamdaki oksijen azalıyor.

Mustafa Hoca, ''Bütün bacasız sobalarda Oksijen Eksilme Sensörü olmalı. Tüketici kesinlikle bu sensörün olmadığı katalitik sobaları satın almamalı ve kullanmamalı. Bu yüzden piknik tüplerine takılan ısıtıcılar ısınma amacı ile evlerde veya işyerlerinde kesinlikle kullanılmamalı'' diye uyarıyor.

Katalitik sobaya önlem

Katalitik ya da diğer adıyla bacasız soba kullanımının tehlikelerini yukarıda sayıp döktük.

Ama söylenenlerden, bu sobalar asla kullanılmamalı diye bir sonuç elbette çıkmıyor.

Sadece bazı önlemler almak lazım.

Prof. Dr. Mustafa Öztürk bu tedbirleri şöyle sıralıyor.

1. Bu sobalar mutlaka dışarıda, yani açık havada yakılmalı. Odaya ondan sonra getirilmeli. Oda içinde sobayı yakmak tehlikeli.

2. Sobanın yakıldığı oda veya mekan sıkı sıkıya kapatılmış olmamalı. Bir başka deyişle, içeriye mutlaka temiz hava girebilmeli. Solunum için oksijen gerektiği unutulmamalı.

3. Buna rağmen, sobanın yakıldığı mekanlar, saatte bir kere mutlaka 10 dakika süreyle havalandırılmalı.

4. Sobaya en az bir metre uzaklıkta oturulmalı.

5. Yatarken soba mutlaka söndürülmeli.

* * *

Prof. Dr. Mustafa Öztürk, yanlış kullanımın önce başağrısı ve yorgunluk yapacağını söylüyor.

Bu işin asgarisi.

''Uzun süreli yanlış kullanım ya da yukarıdaki önlemlerin alınmaması bazı durumlarda ölümle bile sonuçlanabilir'' diyor Hoca.

Bir de astımlılar başta olmak üzere solunum sorunu olanların bu sobaları hiçbir şart altında kullanmaması gerektiğini ekliyor sözlerine.

Yazarın Tüm Yazıları