Paylaş
Bülent Arınç’ın ise dağınık, mantık açısından tutarsız, siyasi nezaket ve racona ters söylemleri...
Belli misyonu yüklenmiş ve bu doğrultuda güdümlü haber yapan gazete ve televizyonların yayınları...
Aynı amaç ve doğrultuda salvo ve saptırmalarla dolu ısmarlama köşe yazıları... Bunların hiçbiri, bitmek tükenmek bilmeyen soruşturmaların ve bitmeyecek, tükenmeyecek yargılamaların adil ve hukuka uygunluğu konusunda inandırıcı olmaya yetmiyor.
Ergenekon, Poyrazköy, Kafes, son olarak da Balyoz baskınları...
Hukuk normlarına uymayan, eziyet dolu sorgulama yöntemleri...
Keyfi gözaltılar...
Ve hukukçuların çoğununun gerekli olmadığı doğrultusunda görüş bildirdiği tutuklamalar...
Bütün bunların toplumda yarattığı olumsuzluklar, ciddi şekilde ülkenin huzurunu bozuyor.
Dünyada hiçbir, ama hiçbir ülke bu kadar büyük ve sürekli bir gerginliği kaldıramaz.
* * *
İktidar partisi farkında mı, değil mi?
Halk çok büyük bir tedirginlik ve endişe içinde.
Herkesin kafasında yanıt bulamadığı soru şu:
“Ne oluyor? Bu iş nereye varacak?”
Sokaktaki insan şöyle diyor:
“Canımız gazete okumak, televizyon seyretmek istemiyor. Çok huzursuzuz.”
Vatandaş ekonomik sıkıntılar nedeniyle zaten burnundan soluyor.
Bin bir özveriye katlanıp okuttuğu çocuklarına iş bulamıyor.
Evin tenceresini kaynatabilmek için çırpınıp duruyor.
Tekel işçisi çoluğunun çocuğunun nafakasını savunmak için canını veriyor.
Nedendir bilinmez, bütün bunlar iktidarın umurunda bile değil.
Başbakan her kürsüye çıkışta önüne gelenin haddini bildirip azarlıyor.
Bülent Arınç gazetecilere “Tuu...” diyor.
O yetmiyor bu kez de “Yuh...” diyor.
İşte Türkiye böyle normalleşiyor...
Böyle demokratikleşiyor.
* * *
Merak ediyorum, sağduyu sahibi AKP milletvekilleri kendi seçim bölgelerinde ne gibi tepkilerle karşılaşıyorlar?
Onların da bizim aldığımız tepkileri almış olmaları gerekir.
Bunları içlerine mi atıyorlar?
Yoksa gelip parti yöneticilerine iletiyorlar mı?
Başbakan ve kurmayları AB’nin Eurobarometre’ye yaptırdığı araştırmayı gördü mü?
Haksız ve ölçüsüz şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üzerine gidişin araştırmadaki yansımasını yorumladılar mı?
TSK’nın bütün olup bitenlere karşın yine de açık ara Türkiye’nin en güvenilir kurumu çıkmasını, hükümete ise güvenin düşmesini nasıl karşılıyorlar?
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin moralini bozma, saygınlığını yok etme çabalarının halk üzerinde olumsuz etkisini ortaya koyan bu araştırma kafalarında bir soru işareti yaratmıyor mu?
Her konuda ileri geri konuşmayı sürdüren “Tuu”cu, “Yuh”çu Bülent Arınç bu araştırmayı nasıl yorumluyor acaba?
Bütün bunlara Çankaya’daki üçlü zirve ne getirebilir ki...
İdare-i maslahattan başka...
Paylaş