BOĞAZİÇİ Üniversitesi Senatosu’nun kararıyla çağımızın ünlü müzik adamı Mikis Theodorakis’e önceki gün fahri doktora unvanı verildi.
Theodorakis hasta olduğu için törene katılamadı, fahri doktora beratını onun çok yakın sanatçı dostu ünlü şarkıcı Maria Farandouri aldı.
Farandouri unutulmaz bir konser verdi ve ağırlıklı olarak Theodorakis’in şarkılarını seslendirdi.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Özçaldıran yaşamı büyük mücadelelerle geçen, acılar, işkenceler çeken ama hiç eğilmeyen Theodorakis’e doktora unvanı verilmesinin nedenini şöyle açıkladı:
"Üniversitemiz bu kararı verirken Theodorakis’in yaşam boyu sürdürdüğü özgürlükçü ve demokrasi yanlısı tavrını ve Türk-Yunan dostluğu konusundaki çabalarını tabii ki takdirle karşılamıştır ama kararını efsane bir müzik insanını onurlandırmak üzere inşa etmiştir."
Salona girerken konuklara Theodorakis’in yaşamı ve yapıtları ile ilgili küçük bir kitapçık ile Yaşar Kemal’in "Theodorakis ya da Akdeniz’in Sesi" başlıklı yazısı verildi.
* * *
Büyük romancı Yaşar Kemal Theodorakis’i şöyle anlatıyor:
"..... Çağımızın büyük insanlarından birisi de komşumuz Yunanistan’ın yetiştirdiği büyük usta Theodorakis. Birkaç ay önce altın plak verdiğimde, onun için şöyle bir konuşma yapmıştım:
O yalnız müziğin ustası değil, o kardeşliğin, barışın, sevginin, halktan halka, kişiden kişiye dostluk taşımanın, insan güzelliğinin, arkadaşlıkların ustasıdır. Kötülüklere, zulme, işkencelere, savaşa, nükleere, ırkçılığa, sömürüye, o ki insana yakışmayan her neyse, bütün bunlara karşı koymanın ustasıdır...."
Yaşar Kemal yazısında Theodorakis’i anlatmayı şöyle sürdürüyor:
"Onun müziği insanlığın sesiydi.Onun müziğinin temelinde halklar vardı.O müziğini Yunan halkıyla, Anadolu halkıyla, bütün Akdeniz’in halklarıyla birlikte yaratmıştı.O, müziğini, Bizans’la, Itri’yle, Aşık Veysel’le, sazı, buzukiyle yoğurduğu gibi İspanyol, Mısır, Mezopotamya müziğiyle de beslemiştir. Theodorakis Akdeniz’dir, Akdeniz’in sesidir."
Yaşar Kemal yazısını şöyle noktalıyor:
"Sevgi büyücüsü, dostluk, kardeşlik, barış, müzik büyücüsü Theodorakis ölmesin."
* * *
Efsane müzisyen 1925’te Ege’nin büyülü lacivert sularına uzanan Çeşme Yarımadası’nın kucağına sokulmuş olan Sakız Adası’nda doğdu.
18 yaşındayken komünist oldu. Ondan sonra yaşamı insanlığa zulmedenlere başkaldırıyla geçti. Cezaevlerine girdi çıktı. İşkencelerden geçti.
Yunan iç savaşında polis tarafından öldüresiye dövüldü ve morga atıldı.
Arkadaşları onu morgdan kaçırdı. Sağ gözü hasarlı kaldı.
1947 yılında tutuklanıp İkeria Adası’na gönderildi. Arkadaşlarıyla birlikte akıl almaz işkencelerden geçirildi.
Bel kemiği kırılana kadar işkence gören bir arkadaşı onun gözleri önünde sürüklenerek idama götürüldü. O da idamlardan şans eseri kurtuldu.
1954’te bir burs kazanarak Paris konservatuvarına gitti.
1960’ta şarkıları dillerden düşmeyen ünlü bir besteci olarak ülkesine döndü.
Nisan 1967’de ihtilalle gelen Albaylar Cuntası döneminde onun için çileli yıllar yeniden başladı. Cezaevine atıldı, daha sonra sürgüne gönderildi.
Yurtdışında verdiği konserlerle cuntaya karşı direnişin simgesi oldu.
1974’te cunta devrilince ülkesine bir kahraman olarak döndü.
Binden fazla şarkı yazmış olan Theodorakis, ayrıca müzik dünyasına senfoniler, kantatlar, oratoryolar, operalar, bale, sahne, tiyatro ve film müzikleri olmak üzere yüzlerce ölümsüz dev yapıt armağan etti.