Paylaş
“Türkiye’deki mahkemelerde tutukluluk sürelerinin uzunluğu haksızlığa neden olmaktadır. Bülent Arınç’ın görüşlerine katılıyorum. ”
İmza: TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin.
“Adil yargıyı temin etmek yargının görevi. Cezaevlerindekilerin çoğu mahkûm değil tutuklu, bu durum sistemin çarpıklığını gösterir. Bülent Arınç’ın görüşlerine katılıyorum. ”
İmza: AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik.
“5 ay sonraki duruşma için 102 kişinin yakalanması hakkında alınan kararı anlayamadım. Gereksiz bir karar.”
İmza: AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik
Bu görüşleri saygıyla karşılamamak olanaksız.
Ama insanın aklına ister istemez şu soru geliyor:
Sayın politikacılar iyi, güzel de aklınız şimdiye kadar neredeydi?
Vicdanınız durup dururken neden sızlamaya başladı?
Yoksa bilemediğimiz başka nedenler mi var?
* * *
Kuşkusuz var...
Bilim adamı, gazeteci, yazar çizer takımı, ilgili, ilgisiz askerler aylardan, yıllardan beri içerdeler.
Nereden vahiy geldi de bu hukuk faciasının farkına şimdi vardınız?
Örneğin siz Sayın TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin.
Dünyaca saygın bilim adamı Prof. Dr. Mehmet Haberal sizin eşinizi yaşama döndürmedi mi?
Eşiniz hanımefendi hapiste eziyet çeken kurtarıcısı için aylardan beri gözyaşları içinde dua edip durmuyor mu?
Bunca zamandır en yakınınızdaki insanın, hayat arkadaşınızın gözyaşları sizi etkilemedi de, şimdi ne oldu da bu haksız, hukuksuz tutukluluklar sizi rahatsız etti?
Bu insanlar suçlarının ne olduğunu bile bilmeden aylardan beri hapiste çürümüyorlar mı?
Siz ve arkadaşlarınız bu hukuk faciasını birdenbire gözleriniz açılıp nasıl gördünüz?
Gerçekten merak edilecek bir konu.
* * *
Şu mesajı mı vermek istediniz acaba:
“Bakın biz bu tutuklulukların haksız ve gereksiz olduğunu söylüyoruz. Demek ki biz AKP olarak yargıya herhangi bir baskı yapmıyoruz. Tutuklamalar yargının kararıdır.”
Ya da gelecekte çıkacak faturanın size kadar uzanmasını önlemek için yaptınız bu açıklamaları...
Yani gelecekte bu haksız, bu hukuk dışı tutuklamalar ve yargılamalar nedeniyle tek sorumlunun savcılar ve yargıçlar olduğunu mu tarihe not düştünüz?
İlerde hesap sorulması durumunda bu açıklamaları masumiyetinizin kanıtları olarak çıkarıp göstermek için mi böyle konuştunuz?
Amacınız buysa, bundan ne kamu vicdanı tatmin olur, ne de yıllarını mahvettiğiniz insanlar ve onların yakınları...
Şunu iyi bilin ki, vicdanlar sizi asla aklamaz.
Paylaş