İKİNCİ iddianame de bir sürü tutarsızlıklar içeriyor. Akla, mantığa sığmayan iddialar, suçlamalar, hatta iftiralarla dolu.
Uğur Dündar’ın tepkisini anlayabiliyorum ve ona yerden göğe kadar hak veriyorum.
Üstelik ileri sürülen iftiralar kendisi hakkında da değil, eşi hakkında.
Bunu, görevi adalet dağıtmak olan savcılar yapıyorlar.
Bir hukuk devletinde bireylerin haklarını koruyacak, onların güven ve huzur içinde yaşamalarını sağlayacak tek kurum yargıdır.
Yargı, bir insanın namusuna dokunacak böyle bir iftirayı nasıl iddianameye koyabilir.
Doğal olarak Uğur Dündar buna isyan ediyor.
Demokratik hukuk devletinde yaşanmayacak sıradışılıklar yaşıyoruz.
İşin kötüsü, bundan zarar görenler ne yapacaklarını da bilmiyorlar.
Şimdi Uğur Dündar hakkını nerede, nasıl arayacak?
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin boşuna, "Ben yargıya müdahale edemem" bahanesi arkasına gizlenmesin.
Eğer iktidar yargıya müdahale etmeseydi zaten işler bu noktaya gelmezdi.
* * *
İddianameyi çok hızlı bir şekilde gözden geçirdik.
Tam bir çorba.
Örneğin, ben ve eşim Pınar Türenç’in de adı geçiyor iddianamede.
Defalarla okumama rağmen bu iddianameye neden adımızın konduğunu anlayamadım.
Bizim gibi adı hiçbir neden yokken geçen yüzlerce insan var.
İddianameyi hazırlayanlar sanırım bir kirlilik yaratmayı, kafaları karıştırmayı amaçlıyorlar.
Yargıçların bu iddianamelerle sağlıklı ve adil bir yargılama yapmaları da olanaksızdır.
Nasıl çıkacaklar işin içinden?
Bu karmaşa içinde suçlu ile suçsuzu nasıl ayırıp hak ve adalet dağıtacaklar?
Bir hukuk devleti için ürpertici bir durum.
Uğur’un şu sözü her şeyi açıklamaya yetiyor:
"Birisi namusumuzla oynarsa hesabını yargıda sorarız. Ama yargı namusumuzla oynarsa ne yapacağız?Bari gelin de öldürün."
Fazıl Say’a saygısızlık
AKP iktidarı sanatı sevmiyor. Sanatçıyı ise hiç sevmiyor.
Bilimden de hazzetmiyor. Bilim adamından ise nefret ediyor.
Örnek mi?
İktidarın üniversitelere bakış açısı ve Türkiye’nin tek bilim kurumu TÜBİTAK’ın hali...
Sanat ve sanatçı için örnek mi istiyorsunuz.
Fazıl Say’a karşı iktidarın tutumu.
Fazıl Say, tüm dünyanın hayranlıkla dinlediği, çağımızın en büyük bir iki yorumcusundan biri.
Yurtdışında yılda ortalama 120 konser veriyor. Bir Türk sanatçısı olarak her konserinde göğsümüzü kabartıyor, Türkiye’nin imajına inanılmaz katkılarda bulunuyor.
Ama AKP iktidarı, üzerine titremesi gereken böyle bir sanatçının yüzüne bile bakmıyor. Onu dışlıyor.
Názım Hikmet için bestelediği oratoryo nedeniyle sanatçıya teşekkür edeceğine onu Názım Hikmet’in sırtından para kazanmakla suçluyor.