Türkiye nasıl bir baÅŸbakan özlüyor

SON zamanlarda hemen herkes Başbakan’ın sert, suçlayıcı, hatta zaman zaman hakaret içeren konuşmalarından şikâyet ediyor.

Haberin Devamı

Başbakan’ın ülkeyi gerdiği, herkesle kavga ettiği algısı toplumda giderek yayılıyor.

Bir de Başbakan’a hayran olan kesim var.

Onlar Erdoğan’ın her söylediğine yürekten katılıyorlar.

Onun her sözcüğünün doğru olduğuna inanıyorlar ve ona destek veriyorlar.

Peki Başbakan’ı dinlemekten ciddi şekilde rahatsız olanlar, yani şikâyetçiler nasıl bir Başbakan özlemi içindeler?

Saptayabildiklerimi şöyle özetleyebilirim:

Bilmedikleri bilen ve ona göre konuşan...

Sorumluluklarını sürekli karşısındakilere yüklemeyen...

Toplumu bizden, bizden olmayan diye ikiye ayırmayan...

İşadamlarının, bürokratların, gazetelerin, gazetecilerin, sendika ve sivil toplum örgütlerinin yöneticilerinin kendisine biat etmesini istemeyen...
Çözmesi gereken sorunlardan şikâyet etmeyen.

Yargıyla, medyayla, bürokrasiyle, sendikalarla, sivil toplum örgütleriyle kavga etmeyen...

Devlet yönetimindeki atamaları liyakata göre yapan...

Kendi yargısını, kendi üniversitesini, kendi kurumlarını yaratmak için anayasa yapmaya kalkmayan...

EleÅŸtirilere karşı hoÅŸgörülü olan...Â

Devam edelim:     Â

Dış politika olaylarını oy toplamak amacıyla iç politika malzemesi yapmayan...

Tarihten ders çıkaran ve ona göre politika oluşturan...

Tepki gösterdiği dış olaylara dinsel hava vermemeye özen gösteren...

Ülke için yaşamsal önemde olan iç ve dış olaylarda ortak aklı kullanmaya önem veren...

Demokrasiyi, laikliği ve hukuk devletini kendi dünya görüşüne göre değil, evrensel değerlere göre tanımlayıp benimseyen...

Yolsuzluklarla savaşımı lafta bırakmayan...

Yolsuzluk davaları ile ilgili dosyaların sümen altı edilmesine izin vermeyen...

Vatandaşa sadaka dağıtmayan, sosyal devleti işleten...

Terörle savaşım için toplumsal uzlaşı arayan...

Açılımları altyapısını iyi hazırladıktan sonra yürürlüğe koyan...

En önemli görevinin ülkeye huzur getirmek, insanları mutlu etmek olduğunu bilen...

Dokunulmazlık kalkanının arkasına sığınmayan...

Okurlara önemli not:

Biliyorum bu listeye daha çok eklemeler yapılabilir. Benim yerim bu kadarına izin verdi. Siz listeyi uzatabilirsiniz.

Utanç duyuyorum

İLHAN Selçuk onurlu bir gazeteciydi.

O, meslek yaşamı boyunca kimsenin çanağını yalamadı.

Onun bunun sofrasına çökmedi.

Çıkarlarını kollamak için güdümlü yazı yazmadı.

Kalemini asla satmadı.

Onuruyla yaşadı, onuruyla öldü.

Ama onursuzlar, kalemini pazara çıkaranlar, onun bunun çanağını yalayanlar ne yaptı?

Onu ölümünden sonra karalamaya kalktı.

Ne kadar onursuz olduklarını bir kez daha ilan ettiler.

Hem de hiç utanmadan...

Böyleleriyle aynı mesleği yapmaktan utanç duyuyorum.

Yazarın Tüm Yazıları