Tayyip Bey sanal düşmanlar yaratıyor

BAŞBAKAN Erdoğan seçmenini kilitlemek için basit ve etik olmayan bir taktik uyguluyor.

Sanal düşmanlar yaratıyor ve bu konuda yalan yanlış senaryolar üretiyor.

Bir kurnazlık yapıyor, kendisi, çocukları ve çevresi hakkındaki bütün iddiaları gölgeliyor.

Masum ve mağduru oynuyor.

Demokratik ülkelerde bir politikacının siyaseti bırakmasını gerektirecek bu iddiaları yazan medyaya sürekli saldırıyor.

Oysa dürüst bir politikacıya düşen bu iddialara açıklık getirmek olmalıdır.

Son taktiği de şu: Doğan Grubu yurtdışında hükümet aleyhine bir hava oluşturuyormuş.

Yani dünyanın en büyük basın kuruluşları bizim sözümüzle Tayyip Bey’i eleştiriyormuş.

Bakın nasıl.

The Waall Street Journal:

"
Tayyip Erdoğan medyayı susturan Putin’e benzetiliyor. Hükümetin kararı Doğan Grubu’nu susturmak anlamına geliyor."

Die Welt:

"Kesilen ceza hükümetin intikamı şeklinde değerlendiriliyor. Hükümeti eleştiren gazete kalmayacak."

Die Tageszeitung:

"Hükümet Doğan Grubu’na Deniz Feneri cezası kesmeye çalışıyor."

Frankfurter Algemeine:

"Türkiye Sultanı, uslu basını sever."

Fransız Haber Ajansı (AFP):

"Olayı Deniz Feneri haberi başlattı."

* * *

Tayyip Bey’e göre dünyanın en büyük gazetelerine bunları biz yazdırıyormuşuz.

Bunun olamayacağını en iyi Tayyip Bey de bilir.

Ama bu senaryoları yazıp oynuyor.

Amacı seçmenini hırslandırıp, oyunu artırmak.

Geçen seçim de bazı sanal düşmanlar yaratmıştı. Bundan iki yarar sağlıyor.

Hem kendisi, çocukları ve partisi hakkındaki ciddi yolsuzluk iddialarını geri plana itiyor, hem de yarattığı sanal düşmanlarla meydanlarda kahramanca çarpışan Kasımpaşalıyı oynuyor.

Bu arada geçim derdinden inim inim inleyen halkın sıkıntıları da konuşulmaz oluyor.

Ülke geriliyormuş, ekonomi berbatmış, Türkiye birliği, bütünlüğü ciddi şekilde tehlikedeymiş, Avrupa Birliği ile ilişkiler durmuş...

En önemlisi de Türkiye’de demokrasi rafa kalkıyor, yerine "Sultan Tayyip" dönemi geliyormuş.

Kimse bunlarla ilgili değil.

Yıllarca verdikleri destekle Tayyip Bey’in bu noktaya gelmesinde rolü olanlar şimdi oturmuş günah çıkarıyorlar.

İbo nereye?

BÜTÜN sorun, İbrahim Tatlıses’in yetişme tarzının oluşturduğu karakterinin ve kültürünün, Tanrı’nın kendisine verdiği sesinin ve yeteneğinin çok çok gerisinde kalması.

Ve bunun kişiliğinde yarattığı dengesizlikler ve iniş çıkışlar.

Ruhunda frenleyemediği bu fırtınalar nedeniyle gösterdiği davranışları ve söylemleri başını sık sık belaya sokuyor.

Kırk yıldır zirvede kalabilme savaşının onu ruhen yıprattığı da bir gerçek.

Bir süre kendi kendisiyle baş başa kalıp uzun bir hesaplaşma dönemi geçirmeli.
Yazarın Tüm Yazıları