Paylaş
Bu ülkenin on binlerce işçisi, aydını, ellerinde rengárenk bayraklar, flamalar ve dövizlerle Taksim’i doldurmuştu.
Halaylar çekiliyor, şarkılar söyleniyor, danslar ediliyordu...
Disk Başkanı rahmetli Kemal Türkler kürsüye gelmiş konuşmasını yapıyordu ki bir anda kıyamet kopuverdi.
Kulakları yırtan bir tarraka başladı meydanda.
İnsanlar kendilerini yere attı. Paniğe kapılan bir grup ise Kazancı Yokuşu’na doğru yöneldi.
İşte felaket de orada yaşandı.
Yokuşun hemen başına meydana sızmaları önlemek amacıyla çekilen belediye kamyonları yolu tıkıyordu.
Kalabalık yığılınca önde olanlar ezilerek yaşamlarını yitirdi.
1977 yılının o güzelim 1 Mayıs Bayramı siyasal yaşamımıza bir felaket günü olarak geçti.
Sonuç: 36 ölü, yüzlerce yaralı.
* * *
Yaşanan bu felakete rağmen neden illa Taksim?
1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak emekçilerin yüreğinde yaşattığı kutsal bir tutkudur da onun için.
Bütün engellere rağmen DİSK ve KESK ölen emekçi kardeşlerini unutmadıklarını kanıtlamak adına Taksim’de direndiler.
Pangaltı’da toplanıp Taksim’e girdiler, hiçbir olay çıkmadan emek bayramını kutladılar ve yine olaysız dağıldılar.
Dün İstanbul’da bazı illegal örgütler olay çıkarmak için özel gayret gösterdiler.
Ama meydana çıkmalarına izin verilmediği için Tarlabaşı, Dolapdere, Mecidiyeköy ve Cihangir’in ara sokaklarında polisle çatıştılar.
Polise fırlatmak için kaldırım taşlarını söküp kırdılar.
Yüzlerini maskelerle gizleyip sağa sola molotofkokteyli attılar.
Ama yasadışı örgütleri temsil eden bu küçük gruplar etkisiz hale getirildiler.
Hafif yaralanmalar, gözaltılar oldu.
Öteki illerde ve Türk-İş’in Kadıköy’deki kutlamalarında herhangi bir olay yaşanmadı.
* * *
Şöyle ağız tadıyla emeğin bayramını bir türlü kutlayamıyoruz.
Nedense o demokratik olgunluğu bir türlü yakalayamadık.
Ama bu yıl en azından devletin Taksim fobisinden ve alerjisinden kurtulduğunu sanıyorum.
Bu önemli bir aşamadır.
Dilerim önümüzdeki yıllarda emeğin bayramını sevgi ve kardeşlik içinde coşkuyla kutlama olanağına kavuşuruz.
Dün kutladığımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nı, ünlü ozanımız Orhan Veli Kanık’ın emeği anlatan nefis şiiriyle noktalayalım:
Güneşli bir günde
Masmavi göreceğiz Karadeniz’i
Balkaya’dan Kapuz’a kadar,
Karış karış biliriz bu şehri;
EKİ’nin çiçekli bahçeleri,
Rıhtıma kömür taşıyan vagonlarıyla;
Paysaatlerinde yollara dökülen
Soluk benizli insanlarıyla.
Siyah akar Zonguldak’ın deresi
Yüz karası değil, kömür karası
Böyle kazanılır ekmek parası.
Paylaş