KONYA’daki kaçak Kuran kursu faciasında ölen yavrularımızın cenazeleri ile ilgili haberleri okurken kanımın donduğunu hissettim.
Defalarca okudum.
Acılı ana-babaların yavrularının kurban edildiği cinayeti "takdiri ilahi" diye inanılmaz bir duyarsızlık içinde kabullenmeleri insanı isyan ettiriyor.
Yaşamlarının baharını bile görmeden yok olup giden bu körpecik yavruların babaları "Onlar şehit" diyor ve gazetecileri uyarıyor:
"Şikáyetçi değiliz.Sakın kurs için kötü bir şey yazmayın."
Hepsi tarikat uğruna çocuklarını feda edecek kadar akıldan, mantıktan yoksunlar.
Bu insanlara acımaktan başka ne yapılabilir, bilmiyorum. Bu anlayış, bu körü körüne itaat, bu biat niçin?
Ne adına bu insanlar yavrularının bile hesabını soramayacak kadar tarikatların kulu kölesi olmuşlar?
Allah adına mı?
Oysa hepimiz biliyoruz ki, bu cinayete neden olanları Allah bile bağışlamaz.
Allah bu cinayete sessizlik içinde boyun eğen ana-babaları da bağışlamaz.
Bunun hesabını mutlaka sorar.
* * *
Bu kurs gibi her an faciaya uğrayacak binlerce kaçak yurt var tarikatların yönettiği.
Olaydan sonra Diyanet’ten sorumlu bakan "Kursun bizimle bir ilgisi yok" diyor.
Milli Eğitim Bakanlığı sus pus...
Yurtları denetlemekle, kaçak olanları kapatmakla ve sorumlularını yargıya vermekle yükümlü Milli Eğitim Bakanı ortalarda yok.
Ama yürekleri yakan 17 küçücük masum canın cenazeleri var ortada.
Kim verecek bunların hesabını?
Hiç oralı olmayan sorumlu bakanlar mı?
"Kuran kursunun kaçağı maçağı olmaz.Kuran öğrenilir, Kuran öğrenmeye kimse suç ifadesi kullanamaz" diyen Başbakan mı?
İnanın hiçbirinin gücü yetmez buna.
Hiçbiri tarikatlardan hesap soramaz.
Devlet bu konuda devletliğini yapamaz.
İnsanlar da bu çocukların babaları anaları gibi tarikatların kulu kölesi olur.
* * *
Oysa bu tarikatların denetimindeki kaçak Kuran kurslarında bilgi çağından kopuk, yeniliklere, dünya değerlerine, uygarlığa kapalı nesiller yetiştiriliyor.
Buralarda yoksul aile çocuklarına Cumhuriyet düşmanlığı aşılanıyor.
Atatürk’ü değil Humeyni’yi seven, bilime, akla değil, hurafelere inanan nesiller yaratılıyor bu kurslarda.
İslamiyet’in güzellikleri, yüceliği, kutsiyeti değil, hurafelere dayalı fanatik öğretiler kazınıyor beyinlerine.
Bütün bunlar ne yazık ki hep dinimiz adına yapılıyor.
AKP tarikatları istediği kadar korumaya çalışsın, sorunu görmezden gelsin.
İktidar ne yaparsa yapsın, bu düpedüz bir cinayettir.
Ve yukarıdan aşağıya kadar sorumlu konumdaki herkes suçludur.
Bilgi çağını yaşayan bugünkü uygar dünyada tarikatların yönettiği bu ilkel kurumların yeri yoktur.
Bu kafalara izin veren, göz yuman Türkiye bilgi çağını asla yakalayamaz.
Bu işe ulema mulema da karışamaz.
Uygar ülkelerde buna yargı, akıl, mantık ve vicdanlar karar verir.