Tabağa, bardağa bakmıyor ama lokantalar kapanıyor

GEÇEN yıl seçimlerden 4-5 ay önce Oktay Ekşi ile Ordu’ya gitmiştik.

Ordulu olan Oktay Ekşi’nin bir arkadaşı yemek verdi. Yemekte vali, belediye başkanı ve kentin bazı ileri gelenleri de vardı.

Deniz kıyısında bir restoranda verilen yemekte politika konuşulmadı. Konu Ordu ve sorunlarıydı.

Yemekte doğal olarak içki servisi de yapıldı.

Ordu’nun genç, başarılı valisi Said Vakkas Gözlügöl de bizimle birlikte bir kadeh beyaz şarap içti.

Yemekten sonra Oktay Ekşi ile aramızda şöyle bir konuşma geçtiğini anımsıyorum.

"Vali şarap içti diye bir kazaya uğramasa bari. Uğrarsa valiye de, Ordu’ya da yazık olur."

Korktuğumuz başımıza geldi.

Said Vakkas Gözlügöl AKP’li bazı milletvekillerinin hışmına uğrayarak 5-6 ay önce Ankara’ya, merkeze alındı.

Benim kanım büyük olasılıkla valinin ipi o gün, o yemekte çekildi.

Oktay Ekşi de aynı görüşteydi.

* * *

Bu olay, Moda İskelesi’ne konan içki yasağına semt sakinlerinin gösterdiği tepki gazetelerde haber olunca aklıma geldi.

AKP Türkiye’deki laik yaşam biçimini, İslami yaşam biçimine dönüştürme statejisini adım adım yürütüyor.

2000 yılında onarılan Moda İskelesi’nde içki servisi yapılıyordu.

Ancak bundan iki ay önce Büyükşehir Belediyesi işletmecinin sözleşmesini uzatmadı ve iskelenin işletme hakkını kendi şirketi Beltur’a verdi.

Bu operasyonun amacı burada içkiyi yasaklamaktı.

Nitekim öyle de oldu.

Pek çok yerde olduğu gibi bu da bir dayatmaydı.

Moda sakinleri bu dayatmaya karşı tepki koydular ve her cuma günü akşamı içkilerini alıp iskelenin önünde oturma eylemi yapmaya başladılar.

Geçtiğimiz hafta lokantaya girmek istediler ama içeri sokulmadılar.

Beltur yetkilileri hemen polis çağırarak önlem aldırdı.

Biraz itiş kakış oldu, ama hiçbir şey değişmedi.

Moda’daki cihat kazanılmıştı ve kale geri verilmeyecekti.

* * *

AKP’nin Türkiye genelinde fethettiği kaleler hızla çoğalıyor.

Anadolu kentlerinde içki servisi yapılabilen lokanta sayısı parmakla sayılacak kadar azaldı.

Bazı kentlerde sadece meslek odalarının lokalleri kaldı.

Büyük kentlerde ise kalelerin fethi, Anadolu’daki kadar pervasızca yapılamıyor.

Daha ince bir strateji gerektiriyor.

İstanbul’da belediyeye bağlı köşk ve kasırlarda içki servisi tamamen sona erdi.

Bunun dışında park ve bahçelerin içinde bulunan işletmeler de içki satılmamak koşuluyla kiraya veriliyor.

Ama Başbakan Erdoğan’a sorarsanız kendileri kimsenin tabağına, bardağına bakmaz.

Yani kimsenin yediğiyle içtiğiyle ilgilenmez.

Böyle diyor Başbakan, ama içkili yerlerin tek tek kapatılması için yürütülen salam politikası sürüyor.

Hani AKP insanların yaşamlarına karışmazdı.

Hani iktidarlarında dayatma, baskı söz konusu değildi.

Anayasa Mahkemesi’nin kararından ders almayan AKP’ye Atatürk’ün şu sözünü de anımsatmak istiyorum:

"Yaşamda ileriye doğru değil, geriye bakmak cehalet ve gafletinde bulunanlar, medeniyetin akıp giden selleri altında boğulmaya mahkûmdurlar."
Yazarın Tüm Yazıları