‘Sıfır sorun’ sorunu

Ama aynı zamanda stratejik ortak olduğunuz İsrail’le köprüleri atıyorsunuz.

Ortak yapılacak tatbikattan bu ülkeyi “Halkımız istemiyor” diye son anda çıkarıyorsunuz.

Devlet televizyonunda bu ülkeyi rencide edecek dizi yayınlanıyor.

Bu nasıl iş?

Bu nasıl “sıfır sorun” politikası?

Aynı şey Kafkasya için de geçerli. 

Ermenistan’la ilişkileri iyileştirmek için büyük adımlar atıyorsunuz!

Hızlı ve aceleci bir şekilde zamanlama hataları yapıp protokoller imzalıyorsunuz.

Hedefe ulaşmanın zorluklarla dolu olduğu ince, uzun bir yola çıkıyorsunuz.

“Tarih yazmıyoruz, tarih yapıyoruz” diyecek kadar kesin konuşuyorsunuz.

Ermenistan’ı pek tatmin etmiyorsunuz ama yarın önünüze ödeyemeyeceğiniz faturalar koyması için koz verdiğiniz Batı’yı mutlu ediyorsunuz.

Bir komşuyla sıfır sorun için zor bir yürüyüşe başlarken bir başka komşunuzu, Azerbaycan’ı küstürüyorsunuz.

Bu nasıl “sıfır sorun” politikası?

Bunu anlamak da, anlatmak da zor.

* * * 

Bir başka anlaşılmaz da Yunanistan’la yıllardan beri süren sorunlarla ilgili sessizlik.

Hatta ilgisizlik.

Sanki Ege’de iki ülkenin uçakları her gün it dalaşı yapmıyor...

Sanki ikide bir Yunanistan’ın “Şu kayalık benim, bu kayalık benim” diyerek Anadolu topraklarına her fırsatta biraz daha sokulma, Ege’nin tümüne sahip olduğunu kanıtlama çabası hiç yok...

“Sıfır sorun” politikası neden sık sık savaş noktasına sürüklendiğimiz Yunanistan için uygulanmıyor?

Ya Kıbrıs?

Bu temel sorunu Mehmet Ali Talat’a ihale edip görmezlikten gelmek neden?

Yoksa bu sorunlarda bir gösteri ve şov zenginliği mi yok?

Onun için mi AKP hükümeti ne Ege’ye, ne de Kıbrıs’a dönüp bakmıyor?

Yarın Avrupa Birliği “Hava ve deniz limanlarını Rum uçak ve gemilerine açma zamanı geldi. Hadi bakalım gereğini yap” diyecek.

O zaman ne olacak?

Teorinin peşinden giderek yürütülen “sıfır sorun” politikası bu yaşamsal sorunu nasıl aşacak?

Yoksa zaman zaman AKP kanadından yükselmeye başlayan “AB’ye girmeyebiliriz de” sesleri bir politikaya mı dönüşecek?

* * * 

Başbakan dün bakanlar ve işadamlarından oluşan kalabalık bir heyetle Irak’a çıkarma yaptı.

Orada nasıl yürütülecek “sıfır sorun” politikası?

Bu kadar karmaşık sorunların yaşandığı Irak’ta Türkiye’nin çıkarları nasıl korunacak?

Söylendiği veya beklendiği gibi PKK tasfiye edilecek mi?

Irak’taki aktörler bu konuda ne kadar samimi?

Ellerindeki PKK kartını kullanmaktan vazgeçmeleri olası mı?

Dış politikada teorik yaklaşımların peşinden giderek sorunları çözmek o kadar kolay değil.

Değil çünkü tribüne oynayarak dış politikada sonuç alınamaz.