Sanatçıları başımızın üstünde taşıyalım

GÜNLÜK yaşamın hırgürü içinde müzik bir kurtarıcı oluyor.

Haberin Devamı

Hafta başında izlediğim bir konser beni alıp başka âlemlere sürükledi.

Muhteşem bir ikiliydi konserin sanatçıları.

Emel Sayın ile Ferhat Göçer...

Mekân ise dünyanın en güzel ve büyüleyici su yolu olan Boğaz’ın hemen kenarındaki arenaydı.

Emel Sayın’ı sahnede izlemeyeli uzun yıllar olmuştu.

Ama usta sanatçının sesinin sıcaklığı, insanın içine işleyen tınısı hiç değişmemişti.

Şarkılarını yine aynı duyarlılıkla söylüyor, ustaca yaptığı “keriz”lerle (makam dışına çıkıp girmeler) süslüyordu.

Emel Sayın bir zamanlar Türk müziğinin mabedi sayılan Ankara Radyosu’nda yetişmiştir.

60’lı, 70’li yıllarda Ankara Radyosu bir üniversite gibi Türk müziğine çok değerli sanatçılar kazandırmıştı.

Emel Sayın da o dönemin sanatçılarının başında gelir.

Selahattin Kaynak, Selahattin Pınar, Yesari Asım Arsoy gibi usta bestekârlardan söylediği şarkılar onun özgün yorumuyla yürekleri ısıtıyor.

Haberin Devamı

Emel Sayın o gece sahnede söyledikçe büyüdü. 

* * *

Ferhat Göçer’de çok az sanatçıya nasip olan bir özellik var.

Hem güçlü ve güzel sesli, hem romantik bir yorumcu olması nedeniyle izleyicileri kısa sürede avucunun içine almayı başarıyor.

Sahnede alçakgönüllü davranışları, sempatik ve içten hareketleriyle büyük sempati topluyor.

O güzelim aşk şarkılarını o kadar duyarak söylüyor ki, seyirci de o büyülü havanın içine girip mutluluğun doruklarına ulaşıyor.

Ferhat Göçer’in kökeni operacı.

Müzik eğitiminden sonra İstanbul Devlet Operası’nda yıllarca koristlik yaparak pişmiş bir tenor.

Sonradan popçu olmuş.

Operada kalsaydı onu ünlü bir tenor olarak izliyor olacaktık.

Türkiye belki ünlü bir tenor kaybetti ama romantik aşk şarkılarını olağanüstü güzel ve ustalıkla seslendiren bir sanatçı kazandı.

Ben, Ferhat Göçer’in ünlü aryalardan oluşan bir CD ile klasik müzikte de büyük bir patlama yapacağına, opera müziğini halka da sevdireceğine inanıyorum.

Çünkü o bunu da başaracak kadar usta bir sanatçı.

* * *

Konser her iki sanatçı tarafından MİKA.DER (Minik Kalplerle El Ele Derneği) yararına verildi.

MİKA.DER bu tip konserlerden elde ettiği gelirle çocuk yuvaları ile yetiştirme yurtlarına hamilik yapıyor.

Haberin Devamı

Dernek Başkanı Nesrin Ercan bu konserin kendilerine sıfır maliyeti olduğunu açıkladı. 

Konserden elde edilen 150 bin liraya yakın gelir, Kocaeli’ndeki çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarının donanımı için harcanacak.

* * *

Sanatçının değerini bilmediğimiz için çok az sanatçı çıkarabiliyoruz.

Onun için yetiştirebildiğimiz sanatçıları üzmeyelim, kırmayalım.

Laf olsun diye onları haksız yere eleştirmeyelim.

Onları önemseyelim, onlara saygı duyalım, onları yüreklendirelim.

Bu konuda Mustafa Kemal Atatürk’ü örnek alalım.

Unutmayalım ki Türkiye’nin dünyadaki imajını düzeltecek en büyük aktörler sanatçılardır.

Yazarın Tüm Yazıları