Paylaş
Medyanın önüne çıkmıyor.
Medya da otele sokulmadığı için Başbakan’dan haber alamıyoruz.
Kürsülere çıkıp konuşmuyor.
Kimseye çatmıyor, kimseyle kavga etmiyor.
Ama bu arada Başbakan’ın yokluğunu Adalet Bakanlığı kapatıyor.
Bakanlık, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun kararlarına müdahale ediyor.
HSYK bunu sert bir dille kınıyor.
Aynı gün bakanlık karşı açıklamalar yapıyor ve HSYK’yı suçluyor.
Sonra Kürt açılımı var. Ne olacağı belli değil ama yine hepimiz umutlanıyoruz.
* * *
Ben bugün bunları geçiyorum. Bambaşka bir konuya değineceğim.
Geçen hafta Turgutreis’teki festivalde hiçbir konseri kaçırmayan Yıldız Kenter’i gördüm.
Biraz dertleştik.
Tiyatrosunu ayakta tutabilmek için nasıl çırpındığını anlattı.
Geçen yıl AKM kapandığı için salonunu belli günler Devlet Tiyatrosu’na vermiş.
Böylece giderlerin bir bölümünü onlar üstlenmiş. Biraz olsun rahatlamış.
“Ama tiyatroya onarım gerekiyor. Dam akıyor, onu yaptırmam gerekiyor. Sonra koltuklar eskidi. Yenilemek zorundayız. Bunları yapacak olanağımız yok” diyor.
Sponsor bulabileceğini anımsatıyorum.
Derin derin iç geçiriyor:
“Ah... Sormayın... Kimse sponsor olmaya yanaşmıyor. Birileri gelip satın almak istedi. ‘Satarım ama bir tek koşulum var. Burayı tiyatro alarak koruyacaksınız’ dedim. Buna yanaşmadılar. Ben de vermedim” dedi.
Sonra yeni sezon için yaptığı hazırlıkları anlattı.
Nasıl heyecanlıydı sizlere anlatamam.
Sanki ilk kez oyun oynayacak genç bir tiyatrocu gibi sesi titriyor.
Anlattığına göre harika bir oyun bulmuş.
* * *
Yaşlı bir aktris... Kendisine artık oyun vermeye nazlanıyorlar. Bir gün tam ona göre bir rol çıkıyor.
Gelip bu rolü oynamasını istiyorlar. Severek kabul ediyor yaşlı aktris ve çalışmaya başlıyor.
Ama ezberlemekte zorlanıyor, çünkü ezberlediklerini ertesi gün unutuyor.
Tiyatronun yöneticileri 17 yaşlarında genç bir oyuncuyu ona yardım etmesi için görevlendiriyorlar.
Genç oyuncu, rolü unuttuğu zaman ona replik vererek konuşmaları anımsamasını sağlıyor.
Ama bir süre sonra aralarında anlaşmazlık baş gösteriyor.
Çalışma ilerledikçe aralarındaki anlaşmazlık sevgi dolu dostluğa dönüşüyor.
Sanat tutuksu, mesleğinin sonuna gelmiş deneyimli bir aktrisle genç tiyatrocunun arasındaki yaş farkını yok ediyor.
Yıldız Hanım’la ayrıldıktan sonra ister istemez düşündüm.
Türkiye’nin efsane tiyatro sanatçısının sanatını yapabilmek için çektiği sıkıntılar kimin umurunda?
Yedi yıldızlı otelde tatil yapan Başbakan’ın mı?
Nerede olduğunu bilmediğim Kültür Bakanı’nın mı?
Şarkıcıların, türkücülerin tırnak cilalarına kadar her türlü makyaj, giyim kuşamlarını sponse edenlerin mi?
Biliyorum, hiç kimsenin umurunda değil sanat ve sanatçı.
Paylaş