TÜRKİYE’nin zor günleri... Ordu 12 Mart 1971 tarihinde muhtıra verdi. Başbakan Demirel istifa etti, yerine ara rejim hükümeti kuruldu.
Ekonomi kötü durumdaydı. Döviz kıtlığı nedeniyle bazı ihtiyaç maddeleri bulunmuyordu. Karaborsa yaygınlaşmıştı.
İşte bu ortamda, 2 Nisan 1971’de Türkiye’nin en büyük 12 işadamı bir araya gelip Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği’ni (TÜSİAD) kurdular.
Derneğin amacı şuydu:
"Atatürk ilkelerine bağlı sanayi ve hizmet alanlarında çalışan meslek, bilim ve işadamlarının bir araya gelerek Türkiye’nin demokratik ve planlı kalkınmasına yardımcı olmak..."
Vehbi Koç o gün derneğin başkanı olan ve 9 yıl bu görevi götüren Feyyaz Berker’in koluna girip "Desene, bugün fikir üreten bir fabrika kurmaya karar verdik" dedi.
Önceki akşam, TÜSİAD’ın en sancılı dönemi olan ilk 10 yılının öyküsünün anlatıldığı iki kitabın basına sunumu yapıldı.
Kitapların mimarı işadamı ve TÜSİAD’ın ilk başkanı Feyyaz Berker.
"Fikir Üreten Fabrika" adlı kitabı Feyyaz Berker ile Güngör Uras, "Ortak Aklı Ararken" adlı kitabı da Mehmet Altun yazdı.
* * *
TÜSİAD kısa zamanda büyüyüp genişledi ve ağırlıklı bir örgüt durumuna geldi.
Yıl 1979... Ülke döviz dar boğazında. Bir sürü ihtiyaç maddesi bulunmuyor. İnsanlar ihtiyaçlarını sağlamak için uzun kuyruklar oluşturuyor.
Bu olumsuzluklar en çok işadamlarını etkiliyor.
İktidarda Ecevit hükümeti var. Çok sayıda üye, hükümetin sert bir şekilde uyarılmasını istiyor.
TÜSİAD, hükümeti önlem alması için uyarmak amacıyla gazetelere ilanlar verilmesi kararı alıyor.
Uzun tartışmalardan sonra ilanlar hazırlanıyor ve dört farklı ilan, yedi gazetede, 13 Mayıs ile 13 Haziran 1979 arasında toplam 24 kez yayınlanıyor.
İlanlara Başbakan Ecevit çok sıkılıyor. Yaptığı konuşmalarda bu eylemi demokratik bir anlayış ve nezaket içinde eleştiriyor.
Ama halkı TÜSİAD’a tepki göstermeye, ilanları yayınlayan gazeteleri almamaya çağırmıyor. Maliye müfettişlerini işadamlarının üzerine yollamayı aklına bile getirmiyor.
Feyyaz Berker bu olayı anlatırken ister istemez bugünü düşündüm.
TÜSİAD bugün böyle bir şey yapmaya kalksa kim bilir neler olurdu?
Halep oradaysa...
BAŞBAKAN, son zamanlardaki ev basma, gözaltına alma, sorgulama ve tutuklamalar konusunda hukuk zedelendiği...
Muhalifler suçlularla aynı kefeye konduğu için eleştiri yapanlara kızıyor.
"Bırakın hukuk işlesin.Kirli işlerin açığa çıkmasından mı korkuyorsunuz?" diyor.
Hay hay...
Herkes hukuku rahat bıraksın. Ama önce Tayyip Bey bıraksın.
Kendisi, bakanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve bürokratları için de hukuk işlesin.
Gırtlağına kadar yolsuzluğa bulaşan AKP’lilerin kirli çamaşırları bir bir ortaya dökülsün.
Eğer Tayyip Bey kirli işlerin açığa çıkmasından korkmuyorsa ve de yüreği yetiyorsa şu dokunulmazlıkları kaldırıversin.